0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR, İTLER SERBEST

Öyküyü birçoğumuz bilir: Soğuk bir kış akşamı köye aç-susuz, barınma ihtiyacı duyan bir yabancı gelir. Yabancı köye girerken itlerin kendisine doğru saldırıya geçtiklerini görür. Yerden taş alıp karşı koymak ister. İster ama nafile, taşı yerinden oynatamaz. Çaresizdir; bu köyde taşları bağlamışlar, itleri de salmışlar.’’ sözleri dökülür ağzından.
Türkiye’nin geldiği noktayı özetleyen bir öykü.
-Özgürce tartışmayan bir medya,
-Araştırmayan üniversite,
-Düşünmeyen birey,
-Sorgulayamayan toplum
-Yaptıklarının hesabını sormayan muhalefet,
-Kendi etiketlilerine dayalı inanç…
İstediklerini kendilerince temel yasa haline getirip kılıfına uydurmaya çalışıyorlar. Böyle bir yolun birlikte yaşamayı asla sağlayamayacağını bilmezler mi?
Yanlış hesabın nerden döneceğini yaşayıp göreceğiz. 
Tek tip model, ten yönlü beslenme gibidir, bünye hasta olur. 
Hastalıktan kurtarmanın yolu çoğulcu demokrasiyi savunmak ve bunun ana koşulu olan laikliği geliştirip yerleştirmektir.
Dogmatizme dayalı toplumsal gelişme sağlanamaz.
Bireysel inanç tercihleri olabileceği gibi, toplumsala dönüşmüş şekli de olabilir. Bireysel de olsa toplumsal da olsa inanç üzerinden bütün bir topluma tahakküm kurulamayacağının garantisini laiklik sağlar.

Zekeriye Uçar