TASAVVUF

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sevgili okurlarım, Arapçadan Türkçeye girmiş böyle eski bir terimi başlık yaptığıma şaşıracaksınız. Arapça tarihte bin yıldan fazla süren İslâm Devleti altın devrinde bilim dili olarak tarihe geçti. Türkçemizde benim neslim bazı eski kelimelerin yerini değiştirmede zorlanıyor. Bazı terimlerde çevirirken anlamında noksanlık oluyor.

Tasavvuf kelimesinin sözlük anlamı şöyle:
İslâm’da, Tanrı’ya tanrı ile evren ve Tanrı ile insan ilişkilerine, yaradılışa ve aklın çözemediği bütün sorunlara bağımsız bir düşünüş yolu ile anlam vermeye çalışan görüş ve inanış.
Öğretmenim İnisiyatifi son toplantısında bu deryaya biz emekli öğretmenleri götürmek isteyen, gönüllü konferans veren öğretmen, yazar Begmurad Gerey sözlerine aranızda olmaktan mutluyum, ben garip bir Türkmen’im diyerek başladı. Ataları Hazar Denizi’ne yakın bir mekânda yaşıyor. Dedesi Stalin katliamında şehit olunca İran’a göç ediyorlar. Türkmenistan Aşka Abad’dan İran’a geldikten sonra Tahran’da üniversite tahsilini yapıyor, ailesi Şah dönemini yaşıyor. Aydın görüşlü, sorgulayan Begmurad Bey’in 20 yıllık öğretmenlik yaptıktan sonra Humeyni devrinde İran’ı terk etmek zorunda kalması kolay anlaşılıyor. Berlin’e geldiğinde derneklerin iyi organize olduğu gibi üyeleri de fazlaydı. Dernekler güçlü olursa tarihimiz daha kalıcı olarak arşive girer. Akraba düşünce ilk nesil dernekleri birleşmeli, gençlerin kurduğu yeni organizeleri, kuruluşları desteklemelidir.
 iltergh-27-05-a.jpg
 
Böyle bilgi toplumu önünde konferans vermek oldukça zor bir iş. Çok iyi hazırlanmıştı, kendisi için Arapça yazmıştı, faydalanamadım, ama konuşma esnasında not aldım. İnsanlar iki defa dünyaya gelmeli, birincisinde deneyim yapacak, ikincisinde denediklerini uygulayacak. Yerküre yaşamına aralıksız devam ediyor, güneş doğuyor, batıyor. Doğa olayları sürekli birbirini takip ediyor.
Tasavvuf kendimize bakış, doğa ve inançla bir bütün yaratma. Ayrımcı değil birleştirici, Peygamberimiz vefat edince kimin halife olacağı konusunda tartışmayı barışçıl şekilde çözüme yol gösterdiği düşünülebilir. Yaşam devam ederken, başka bir dünya var mı sorusu Ay’a gitmeyi zorunlu kılmış. Yoktan var olup, yaratılan canlı ve doğa. İnsan topraktan var oldu, Platon var olanı düzenleme üzerine fikir yürüttü.
 
Tarikat varlığı birliğe, öze götürür. Şeriat dinin anayasası, maddi manevi hayatın düzen kurallarını koyar. Öze gitmek yani hür olmak için bir disiplin gerek.
Dünya’da elde ettiklerinden veda edebilmek, mutlu olma hırsı, mal mülk sahibi olma, kariyer yapma gibi. Mekke’yi içinde yaşama aşka sevgiye yönelme, tövbe etme maddiyattan uzaklaşma, kanaatkâr olursa insan doğayla bütünleşebilir. Arındıktan sonra Tanrı ile birleşmek, ona sevgiyle yaklaşmak, korkuyla değil. Mevlâna geldiğimiz yere gideceğiz derken, Pir Sultan Abdal ne ararsan kendinde, içinde ara der. Bu düşünce Aleviliğin tanımında da var. Cehalet mezhep veya din ayrılığı çeşitliliği kavgaya sebep oluyor, bilim insanın birleşeceği ortak nokta ve barışa götüren tek çaredir.
Tasavvufa inanan hümanist olur, bir insanı inciten bütün insanlığı incitmiş sayılır. Dinde kanaat öncüleri örnek olmalıdır, tövbe edin diyorlarsa önce kendileri tövbe etmelidir.
 
Türkistan tasavvufunda özün değeri önemlidir, şeriat ve tarikat birbirine lâzımdır. Nakşibendiler yurtsever disiplinli insanlardır. Sovyet devrinde Rusların saldırısına karşı en kararlı direnen toprağına çok bağlı bir halktır.
Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği) doktrinin kurucusu olan Endülüs asıllı âlim İbn Arabî, fikirlerini Anadolu’da yaydı. Kayseri, Konya Asya’dan ve diğer ülkelerden gelen mutasavvıfların buluşma merkezi idi. Burada ders verenler arasında Mevlâna’da bulunuyordu.
Tarih bilgimizi artırırken coğrafyayı biraz geniş tutmak Avrupa sınırında boğulup kalmamak gerekir sonucuna varıyorum. Bugün Dünya’da bilhassa İslâm ülkelerindeki savaş ve çatışmaları iyi anlamak için dini sosyal, politik ve ekonomik sebeplerden ayırarak incelemek gerekir.
 iltergh-27-05-b.jpg
 
Yazılarımı daha zenginleştirmek için kaynak gönderen, fikirlerini beyan eden başta Nurhayat Kopar öğretmen olmak üzere bütün okurlarıma teşekkür ediyorum.
Bir fikrin, bir teklifin etrafında birleşme Öğretmenim İnisiyatifine çok yaraşıyor. Toplanma fikir anası Meryem Sevinç’in anlattığı tarih oldukça ilgi gördü. Emekli öğretmenler bilgi birikimini paylaşmadan bu Dünya’yı terk ederlerse yazık olurdu.
Tasavvuf konusu Yunus Emre’yi anmadan olmaz, Arapça ve farsça iyi bildiği halde şiirlerini Türkçe yazmıştır. Onu ve aşk felsefesini ayrı bir yazı konusu yaparak, bu konuya devam edeceğim. Felsefeye yeni başlayan yetişkinlere ve on iki yaşından itibaren öğrenciler için başvuru kitabı Sofie’nin Dünyası kitabını Nurhayat öğretmen tavsiye etmişti. Eşim Türkiye’de kitaplığımızda o kitabın olduğunu söyledi. Torunumun kitaplığında varmış, iki haftalığına aldım, elimden bırakamadım.
Sevgili genç anne babalar, yaz tatilinden önce çocuklara hediye edilecek çok güzel bir kitap, elbette Türkçesi de var.
Gelelim Tasavvufu anlatabilecek dörtlüklerden örneklere:
Hararet nardadır sacda değildir
Keramet baştadır tac’da değildir
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs’te Mekke’de hac’da değildir
Sâkın ol kimsenin gönlünü yıkma,
Gerçek erenlerin izinden çıkma.
Eğer adam isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uc’da değildir.
Hacı Bektaşi Veli
Vahdet kaynağından dolu içenler
Kanmıştır badeye, şarap istemez
Hakikat sırrına candan erenler
Ermiştir mahbuda, mihrab istemez.
Bu yolda can yoktur, canan isterler
Gönül kâbesinde erkan isterler
Ademe secdeyi her an isterler
Başka bir ibadet, sevap istemez
Nesimi
Nefse uydum, kendim bildim hırs oldum
Akıl işin doğru sandım ters bildim
Her eşyadan yar sıfatın ders aldım
Kur-an hangi, kitap hangi bilmedim.
Mağtimkulu o mekânda meks etti
Şeyhler turdu, yiğitler dek raks etdi
Her eşyada yâ cemalin bakş etdi
Su hangidir, şarap hangi bilmedim.
Mağtimkulu Faragi,
Türkmen milli şairi
İyi okumalar, hoşça kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Felsefeye yeni başlayan yetişkinler ve 12 yaşından itibaren öğrencilere kitap tavsiye:
Jostein Gaarder, Sofies Welt, Roman über die Geschichte der Philosophie, Carl Hanser Verlag
ISBN 3-446-17347-1

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.