TARİKATLARIN PENÇESİNDE TÜRKİYE

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çiçeği burnunda genç cumhuriyet sağlam temeller üzerinde yükselecekse, tekke ve zaviyelerin kapatılması gerekiyordu. 30 Kasım 1925 yılında kabul edilen yasayla tekke ve zaviyeler kapatıldı. Gericiliğe karşı aydınlık yolunu koşulsuz seçmiş cumhuriyetin laik bir devrimiydi yapılan. Kurtuluştan sonra Kemalist aydınlanma böyle doğuyordu. Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamazdı; aklın ve bilimin yolunu seçmişti cumhuriyet.

Günümüze kadar onlarca tarikat mantar gibi türedi; tarikatlardan geçilmez oldu.

Menderes’in Demokrat Partili iktidarında başlayan laiklik karşıtı tarikatlaşma 12 Eylül darbesiyle hız kazandı. 80’li yıllarda hemen bütün şehirlerden Menzil tarikatına otobüslerle mürit taşınıyordu. Gerici ve demokrasi düşmanı Demokrat Parti’den beri sağ ve muhafazakâr partilerde Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olmuş birçokları maalesef tarikat müritleri olmuşlardır. Türkiye’de tarikatlarla ekilen gericilik, çoktandır biçiliyor. Gün geçtikçe tarikatlar o kadar büyüdüler ki, aralarında iktidar savaşı da vermeye başladılar.

Zamanında Said Nursi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkma emellerini, 2015 yılında devamı tarikat olan FETÖ denemeye kalktı.

Bugün tarikatlar altın devrini yaşıyor, yaşıyor da memnun değiller yine de.

Anayasal değişiklik hedefleri:

Türk İslam Cumhuriyeti!

Bu değişikliği iktidardan bekliyorlar.

İktidar tüm gerici tarikat, kişi ve kuruluşlarla açıktan ilişkideler.

Tarikatların elinde düşmüş sadece çocuk sayısı milyonları aşıyor.

En son açığa çıkan Uşşaki tarikatı liderinin sapıklığına karşı, yandaş-yalaka, gerici elitler: ,,Bir tarikat liderinin yaptığı hepsine mal edilemez.’’, ,,Bunların aslında AKP ile ilişkileri yok.’’ Gibi ahlaksızca açıklama yapma sığlığını bile gösterebiliyorlar.

Gericiler!

Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, tarih, tarikat şeyhlerinin, şıhlarının sapkınlıklarıyla doludur.

İçlerinden belki birkaç istisna çıkabilir; bu, eninde sonunda dogmatizmin vardırdığı yozlaşma ve çağdışı sonucu değiştirmez.

Homo Sapien kitabının yazarı Yuval Noah Hararı’nın ,,21.Yüzyıl’’ adlı kitabından bir alıntı: ,,Laik insanların savunduğu bir değerde merhamet. Laik etik, şu veya bu tanrının buyruklarına değil çekilen acıların derinlemesine kavramaya dayanır. Örneğin laik insanların cinayet işlememe sebebi eski bir kitap tarafından yasaklanmış olması değil öldürmenin duyguları olan canlılara inanılmaz acılar yaşatmasıdır. Sırf, Tanrı öyle dedi’’ diye öldürmekten sakınan insanların oldukça rahatsız edici ve tehlikeli bir tarafı vardır. Bu insanları merhamet değil itaat (biat) yönlendirir ve bu insanlar tanrılarının kafirleri ya da yabancıları öldürmeyi emrettiğine inanmaya başlarlarsa ne yaparlar kim bilir.’’

Biat ettirilmiş müritler, akıllarını kaybediyorlar, şeyh, şıh ne derse yapıyorlar. Tarikatların yok edilmesinin, kapatılmasının ana nedeni budur. İnsanları yozlaştırır, yoldan çıkarır.

Kendinizi ve çocuklarınızı tarikatlardan koruyun.

Türkiye Cumhuriyeti tarikatların insafına bırakılamaz.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Kamuran Öztürk

      Çok güzel bir yazı oldu yüreğine sağlık yoldaşım.Araplar Laikleşirken bizim ülkedeki Araplaşma daha güzel anlaşılamazdı.Mustafa Kemal Atatürk laikliği bu yüzden getirmiş.Yüksek öngörü ve strateji ile çağını yorumlamış ve dinle bir yere varılamayacağını görmüştü Atatürk.Emperyalizmin jargonunda ülkemiz Behrenginin sonu gibi kah bir yana taht bir yana yalpalanıyor.Araplaşma ve sömürülme aşkı ve cellatına aşık kitleler.

      Yanıtla
      +0
      -0