TARİHİN TEKERLEĞİ GERİYE DOĞRU DÖNER Mİ?

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

13 Aralık günü ülkemiz tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Türkiye’nin dört bir yanından kopup gelen yurtseverler Silivri tutsaklarının yanındaydı.
Cumhuriyet, demokrasi, adalet ve bağımsızlık isteyen yurtseverlerin sesleri Silivri tutukevinin duvarlarından yankılanıp tarlalara yayılarak gökyüzüne yükseldi. Jandarma barikatı, kararlı ve inançlı kitleleri durduramadı. Yurtseverlerin nasibinde yine biber gazı, cop ve tazyikli su vardı. Dondurucu soğukta tazyikli su sıkılan cumhuriyetçilerin kararlılığı daha da arttı. Dün orada toplananlar isteseydi, barikatları ve tüm engelleri aşıp içeriye girerlerdi.

Her kesimden insan vardı Silivri’de. Mesleğinin zirvesinde sanatçılar, gazeteciler, avukatlar, öğretmenler, üniversite öğretim üyeleri, doktorlar, emekli askerler, mühendisler… Kimler yoktu ki? Atatürk Devrimi’yle aydınlanma sürecinde aş, iş, ekmek, ülkü sahibi olan on binler; coşkun bir nehir gibi akmıştı Silivri’nin adalet suyuna hasret topraklarına.
Duruşma salonu da dışarıdan farksızdı. İçerideki izleyiciler, sanıkları alkışlayınca coşku arttı. Avukatların susturulduğu, dışarı atıldığı bir mahkemede hukuk arayanlar art niyetli değil de nedir? Hani savunma hakkı kutsaldı? Duruşma salonuna robokopların girmesi adaletin nasıl dağıtılacağının bir göstergesi değil mi?
Yandaş medyanın bülbülleri, Silivri’deki aydınlanma ateşinden korkmuşa benziyorlar. Kanal kanal gezen tetikçi yorumcular daha sinirli ve saldırgandılar. Demokratik bir hakkın kullanılması olan gösteri yapmayı, “baskın” olarak niteleyen bu zevatın; kimler adına yurtseverleri ve Cumhuriyet kurumlarını kuşattıklarını anlamak güç değil. Emperyalizmin ve onun desteklediği faşist bir iktidarın kullandığı bu zavallılar deliğe süpürüleceklerini anlamış olmalılar ki kaygıları yüzlerinden okunmakta.
Yandaş medyanın bülbüllerinden biri, dün “Mütalaanın verileceği duruşmaya Doğu Perinçek niye gelmedi?” diyerek günün en güzel yumurtlamasını yaptı. Bu köşe yazıcısının, Doğu Perinçek’in duruşmalardan men edildiğinden bile haberi yok. Hatta Perinçek’in savunması nedeniyle on altı yıl ceza alarak dünya yargı tarihine geçtiğini de kendisine anımsatmalı. Bilgi sahibi olmadan ekranlara çık, uydur uydur, söyle.
CHP’li bazı milletvekillerinin Silivri’de olmaları çok güzel. Ancak demokrasi aşığı(!) “yetmez, ama evetçileri” de gözlerimiz aramadı değil. CHP’de ciddi bir ayrışma süreci yaşanıyor. Önümüzdeki günlerde bu ayrışma daha belirgin olacak. Dünyanın en büyük hukuksuzluklarından birinin yaşandığı Silivri’de olmamak, bu CHP’li vekillerin AKP treninde yolculuk yaptıklarının göstergesi.
Silivri’de MHP’lileri de göremedik. Engin Alan’ın sanık, Şemdin Sakık’ın tanık olduğu bir duruşmaya katılmayan, buradaki hukuksuzlukta taraf olamayan MHP’li yöneticiler kimin yanında yer alıyorlar bu tavırlarıyla? Kurdun, kuzuyu yemeye çalıştığı bir yerde tarafsız kalmak, kurdun yaptığını onaylamaktır. Silivri’ye gidemeyen MHP’li yöneticiler, Şemdin Sakık’ın tanıklığını onayladıklarının farkındalar mı? “Ergenekon” adı da bir şey anlatmıyor mu bu yöneticilere? Ergenekon davasıyla Türk milleti bölünüyor, Türk devleti çökertiliyor; bundan ötesi var mı?
Silivri’de askerler, gazeteciler, siyasetçiler, öğretim üyeleri… Yargılanmıyor. Ergenekon Davasında İlker Başbuğ, Fatih Hilmioğlu, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Yalçın Küçük, Hikmet Çiçek, Erkan Önsel… Sorgulanmıyor. Orada Atatürk, Cumhuriyet, devletin ve ulusun birliği, yüz yıllık çağdaşlaşma süreci, Türk Devrimi yargılanıp sorgulanıyor. Bunun içindir ki yurtseverler ayakta.
Herkes şunu iyi bilmeli ki tarihin tekerleği geriye dönmez. Son yıllarda tarihin tekerleği ıslak zeminde biraz geriye kaymış ve patinaj etmekte. AKP’nin tarihin tekerleğini geriye döndürme girişimi, olaylara ve siyasal gelişmelere uzak olan yurtsever çoğunluğu uyandırmıştır. Sağ iktidarlarca kesintiye uğramış, biraz da hırpalanmış Cumhuriyet Devrimini tamamlama fırsatı ulusumuzun önüne gelmekte. Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığı, yeniden ve daha güçlü olarak topraklarımızı aydınlatacak. Dünyadaki tüm akarsular denizlere, göllere akar. Ters çevirebilir misiniz bu akışı? Her sabah sımsıcak doğan güneşi engelleyebilir misiniz? Binlerce yıldır kimi zaman hızlı, kimi zaman da ağır aksak ileriye giden uygarlık treninin tekerini geriye döndürebilir misiniz?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.