Bu başlığı Emre Kongar’ın kitabından aldım. Güzel yaz ortamında her gün Ağustos böceklerinin çıkardığı melodiler eşliğinde, böyle ciddi bir konuyu, kitabı elimden bırakmadan okudum.

Şu anda Türkiye’de tatilini yapan herkese Avrupa yoluna çıkmadan bu kitabı tedarik etmelerini tavsiye ediyorum.

Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) 150. yıldönümünü kutluyor. Bu parti sürgünde Fransa’da yaşayan sosyal demokrat Almanlar tarafından kuruldu. Biz yurtdışı Türkleri hürüz, sürgünde yaşamıyoruz. Nesnel düşünecek bir ortamda yaşıyoruz. Sadece kimin ne söylediğine değil, ne söylendiğine bakacak politik demokratik anlayışımız var.

Avrupa’dan Türkiye’ye yardım etmek isteyen herkes tarihi iyi bilmek zorunda ki bugün ezbere konuşmayalım, iyi anlayalım.

Branş seçerken tarih dersini seçemediğim için Almanca, müzik derslerini seçmek zorundaydım. Zira o zaman Alman vatandaşı değildim. O ülkenin vatandaşı değilsen tarih dersi veremiyorsun. Bilhassa tarih dersi vermek istedim, kızım ve birçok öğrencim tarih derslerinde Türklere yapılan önyargılı, düşmanca bilgilerde Berlin’de bazı liselerde kapıyı çarparak tarih dersini terk ediyorlardı.

Bu kitapta tarih bilgilerimi tazeledim, eksiklerimi tamamladım.

Yanlış öğrendiklerimi düzeltirken çok şaşırdım.

Öğrendiğimiz her şey, o konuda bilmediğimiz çok şey olduğunu da öğrenmemize yol açar. [Enis Batur]

 iltergh-22-07-b.jpgOlayların yeri, kişilerin tarihe geçmesi zamanla çok yakından ilgili. O tarihte ülke dışında neler vardı kayda değer? Hepsi birbiriyle ilişkili. Reşit Emre Kongar, 13 Ekim 1941’de İstanbul’da doğdu. 1963 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Şu anda Cumhuriyet Gazetesi köşe yazısı yazdığını bilmeyen yoktur. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi’nde görevli, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde fahri olarak öğretim üyeliği yapıyor.

Bu satırları yazarken Zülfü Livaneli’nin Serenad kitabını roman olduğu için elinden bırakmadan merak eder bir nefeste okur insan, diye düşünüyorum. Ama böyle tarihi, nesnel bilgileri nasıl yazmalı ki okurun ilgisini çeksin.

 

En iyisi seçtiğim birkaç anahattı vermeliyim:

1. İnsanlar Tarihe neden yanlış bakar?

2. İslam’da ilk lâiklik tohumlarını Türkler ekti.

3. Türk Müslümanlığı Arap Müslümanlığından farklıdır.

4. Anadolu’nun Türkler tarafından fethinde IV. Haçlı Seferi’nin

rolü.

5. Osmanlı İmparatorluğu Bizans desteğiyle kuruldu.

6. Batılılaşma Göçle başlar, Alparslan’la sürer, Fatih Sultan

Mehmet’le kurumlaşır.

7. Büyük Osmanlı bilgini Takiyettin

8. Osmanlı Borçlarını yalnız Türkiye ödemedi.

9. Amerika Birleşik Devletleri hangi Lozan’ı neden imzalamadı?

10. Soğuk Savaş’ın anlamı ve etkisi.

Nasıl olsa iyi biliyorum zannettiğim Ermeni sorununu yazar çok detaylı anlatıyor. Bilhassa yurtdışı Türkleri bu konuyu iyi anlamak zorundayız. Büyük emeklerle politikaya giren ikinci nesil çocuklarımızın ilerlemesine engel olacak kararlara karşı iyi donanımlı olmalıyız. Yurtdışı Türkleri iyi organize olmalı ama bilgi ile donanımlı olup, gerçek tarihi öğrenmek zorundadır. Bu konuda birçok yazımda değindiğim, kelimenin gücü yine karşımıza çıkıyor. Soykırım, tehcir, katliam, mukabele nedir? Resmi tarih, gayri resmi tarih nasıl açıklıyor? Ermeni sorunu

1933-1945 yılları arasında Nazilerin yaptığı soykırıma benzemez. Türkiye’ye karşı öne sürülen tezler hangi politik, sosyal, kültürel etkenleri içeriyor? Sorular ve yanıtları bu kitapta çok güzel, etraflı açıklanıyor.

Almanya’da Türk işçilerin geliş tarihinin 50. yıldönümünü kutladık, andık. Biz Almanya’da yaşarken Türkiye tarihi bilgilerimiz parçalı, kesitli. Parçaları kesip yapıştırma, bir bütün elde etmeye bu kitap çok yardım edecektir, 1963’ten sonraki tarih bilgimiz kesik kesik, uzaktan duyduğumuz, yılda üç veya dört hafta tatilde yaşadıklarımızla bir bütün kanaat getirip, özetlemeyi bu kitap kolaylaştırabilir.

Hem Atatürk, hem İslâm dini politika malzemesi yapan, kötüye alet edenlerin elinden, dilinden kurtarılmalıdır. Tabular yıkılmalı, hür konuşma mümkün olmalıdır.

Berlin’de Kant Lisesi’nde okul dergisinde deyimler arasında alman kızı, kadını yorulmaz yazıyordu. Bir öğrencim yazıyı bana getirdi. Yani bir alman kızı çalışkandır, demek isteniyordu. Ama benim öğrencim daha çalışkandı, olmak zorundaydı. 1980 yılında okulda tek Türk kızıydı. Böyle milliyetçi terimler diğer halk gruplarını isteyerek veya bilinçsiz olarak dışlayabilir. Türkiye’de öğrenciler türküm, doğruyum diye her sabah okulda söylerken Almanya’da bir Türk öğrenci benim en iyi arkadaşım alman, ama o da doğru ve çalışkandır, diyor. Artık sınırlar ötesi düşünmek gerek.

Yeri gelmişken tekrar etmekte fayda var. Türkiye’de ders kitaplarında Almanya, Almanya’da ders kitaplarında Türkiye nasıl geçiyor. Bu konuda bir komisyon kurulmuştu.

 

Türkiye’de hükümetler değiştikçe komisyon üyeleri değiştiği için yürümediğini duymuştum. Emre Kongar gibi bilimsanlarımız bu önemli konuyu tekrar ele alıp, duyurmalı, teşvik etmelidir.

Aydınlar niçin öldürüldü, hangi tarih ve olay etken oldu, gizli kalmış gibi görünen, ama aslında açık olan yanıtları bu kitapta bulacaksınız.

Sevgili okurlarım, yaz tatilinizin aydınlık içinde geçmesini diliyorum. Çeşitli renklerle süslenmiş mevsim çiçekleri ve sıcak gecelerin tadını çıkarırken de, pembe Begonviller eşliğinde ciddi konular, tarih okunabilir.

 iltergh-22-07-a.jpg

 

Çok sayıda kaynak gösteriliyor, bu nedenle tarihe başlayıp okumaya devam etmek mümkündür.

Gece açan beyaz Yasemin, Akşam Sefası, Zakkum, Petunya, Çarkıfelek, Hanımelleri baş döndürür Ege’de. Bahçemizde İlhan Selçuk için Japon Gülü köşesi yaptım, kırmızı, portakal ve beyaz renkli. Dün bahçede Mustafa Balbay’ın kelebeği beni ziyaret etti. Kanatları gerçekten Türk halı, kilim motiflerine benziyordu.

Hoşça kalın, iyi okumalar!

İlter Gözkaya – Holzhey 

Emekli Öğretmen 

Kaynak ve tavsiye:

Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, 51. basım, 2006,

ISBN 13: 978-975-14-119-8

www.kongar.org