SÜMEYRA’YI ANIYORUZ

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Aşık Veysel’in güzel bir özdeyişini kendisinden dinlemiştim:

‘’İnsanlar iki türlü anılırlar; Bir rahmetle bir nefretle.‘’

Unutulmayan, unutulamayan insanlar vardır. Topluma öncü olmuşlardır, insanlığa ölümsüz eserler bırakmışlardır. Yaşamları boyunca halkın, zayıfın,haklının sözcüsü olarak can pahasına bedeller ödeyen sanatçılar, aydınlar, yurtseverler unutulmazlar.
Onlar, romanlarda, şiirlerde, türkülerde, halkın gönlünde yaşarlar.

Nesimiler, Yunuslar, Karacoğlanlar, Pir Sultanlar,Aşık Vayseller, Ruhi Sular, Mahsuni Şerifler dillerde türkü, gönüllerde yaren olurlar. Dağdaki çobanın sesinde, okulda öğrencilerin kitaplarında, ozanların sazlarında türküler çağırırlar.

5 Şubat 1990’da yitirdiğimiz, Sümeyra Çakır, her dost eğlencesinde, her düğünde, her gurbet acısını duyduğumuzda birlikte söylediğimiz, onun kadife sesinden kaç kez dinlediğimiz:
‘’Almanya acı vatan
Adama hiç gülmeyi
Nedendir bilemedim
Bazıları gelmeyi.”
DD”
Türküsüyle, bir acı hikayenin acısını duyarak, bu dizelerle onun kadife sesinde bizi anlatan öyküyü kulaklarımızda, yüreğimizde türkü olarak yaşatırız.

25 Mayıs 1946’da Edirne`de doğdu. Ankara ve İstanbul’da ilkokulu ve ortaokulu bitirdi. Beşiktaş Kız Lisesin’den sonra İTÜ Maçka Mimarlık Fakültesini bitirererk mimar oldu. Öğrencilik yıllarında, aynı zamanda İstanbul Belediye Konservatuarı Klasik Batı Müziği Şan Bölümünde eğitim gördü. Hem mimarlık, hem de klasik müzik ile uğraşırken 1971 Yılında Ruhi Su ile tanışıp, onun sesinden dinlediği halk türkülerinin güzelliğini farkedince Halk Türkülerine kendini adadı.
Mimarlığı bırakıp Ruhi Su’nun öğrencisi olarak çalışmaya başladı.
Dostlar Korosunu kurarak birlikte ‘’El Kapıları” ‘’Sabahın Sahibi Var” albümlerini yaptılar. ‘’Pir Sultan Abdal”, ‘’Köroğlu” ve ‘’Türküler” konserlerini birlikte verdiler.
Sümeyra Çakır, daha sonra Fransa, İngiltere, İsviçre, Almanya, Küba, Yunanistan, Bulgaristan’da konserler verdi. 12 Eylül döneminde, ‘’Türkiye Haftası” etkinliklerinde konser vermek için geldiği Berlin’de arandığını öğrenince, Türkiye’ye dönmedi ve Frankfurt’ta yaşamaya başladı.

Dünyanın birçok köşesinde; barış, özgürlük ve sıla türküleri söyledi.
Kadifeye benzetilen sesinde artık hasret acısıda yankılanır olmuştu.
Ustası ve Öğretmeni Ruhi Su, kanser hastalığına yakalanmıştı. Tedavisi yurtdışında yapılması gerekiyordu. 12 Eylül Faşist yönetimi ona pasaport vermedi. Hastalığı ilerleyip, tedavisi olanaksız duruma gelince verdikleri pasaportu suratlarına fırlattı.
20 Eylül 1985 yılında sevenlerini yasa boğdu.
Öğrencisi Sümeyra, yakalandığı amansız hastalığa rağmen Ruhi Su için çırpındı. Ama faşizmin insancıllık gibi bir sorunu yoktu.
Kasetlerinden, plaklarından dinlediğimiz Sümeyra Çakır’ı ilk kez Münihte, Ruhi Su’yu anma gecesinde tanıdım.
Ruhi Su’yu anma gecesi için Avustralya’dan getirttiğimiz amatörce çekilmiş kasetinde, dostlar korosunu izledik. O kasette ‘’Hasan Dağı” nı söyleyen Ufuk ADALI’yla yıllar sonra Farankfurt’ta karşılaştık. Her anma gecemizin gönüllü ses ve saz ustası, ‘’Dostlar Korosu’nun” temsilcisi olarak, birazda Sümeyra’nın anılarına tanıklık etmesinden, Ruhi Su’dan izler taşımasından onu bırakmadık. Aramızda kalıcı temsilci olarak dost türküleriyle bize ustalarından aldığını aktarmaya devam ediyor..

Ruhi Su’yu anma gecemize onun öğrencisi Sümeyra’yı çağırdık. Bize içtenlikle ve severek katılacağını belirtti.
Tren garından onu almaya gittiğimizde,resimlerinde, video kasetlerinde gördümüz Sümeyra, eşimin kardeşi, yani Antalya’da yaşayan baldızım Fulya’ya o kadar benziyorduki, sanki ikizi idi. (Eşimin o andaki heyecanını, mutluluğunu dört yıl sonra kardeşini kaybetmiş gibi üzüntüsünü, yanışını unutamam.)
Saatlerce konuşmaları, öğretmeninin kasetini izledi.
Ve sahnede türküleriyle, konukları hem büyüledi, hem ağlattı.
‘’Allı Turnam”, ‘’Kadınlarımızın Yüzleri”, ‘’El Kapıları”, Sabahın Sahibi Var” kadife sesinde birer gözyaşı damlaları olup yüreklerimize aktı.
Dinletisini, amatörce kameraya çektik.Nereden bilebilirdik ki onu yakında kaybedeceğimizi.
Emeğinin hiç olmazsa çok azının karşılığını ödemek istedik. Kibarca geri çevirdi. ‘’Böyle bir anmada bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim” dedi. Tren parasını bile almadı.
Sümayra’nın hastalığını bilmiyorduk.
Meğer acısını hep içine atarmış.
Oradan oraya koşması, dinletmek istediklerini yarıda bırakmama telaşındanmış. Bilmiyorduk.
5 Şubat 1990 Sümeyrayı sadece kasetlerinden, uzun çalarlarından,video kasetlerinden izleyebilecektik.
Can yoldaşı Hasan Çakır’ı öksüz bırakıp, öğretmeni, çok sevdiği Ruhi Su’ya kavuşmuştu.
Eşimin hazine gibi sakladığı Münih dinletisinin kasetini, gitmesi gereken adrese, eşi Hasan Çakır’a teslim ettik.

Onu her anışımızda içimizdeki kederi bastırmak için:

‘’Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar”

Dizelerini hatırlarız!

Sevgili Sümeyra, seni sevgiyle, özlemle anıyoruz.
DUYUYOR MUSUN !!!

Yıldız AKALIN

Hessen Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Başkanı

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.