STRATEJİK DERİNLİKTEN STRATEJİK VAHHABİ BATAKLIĞINA

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

STRATEJİK DERİNLİKTEN  STRATEJİK VAHHABİ BATAKLIĞINA


Aldığı rolü oynarken önündeki engellerin zayıflığını
Stratejik bir sömürgeleştirme projesinin sahiplerinin (mahsustan)
Yaptıkları sahte uyarıların yaptırımsız kalmasını 
İktidarını kendi kudret ve hikmetinin sonucu kaynaklandığına kendini inandıran RTE
Can havliyle sarıldığı DİKTATÖRLER SEÇİM KAYBETMEZ kuralına kendini bağlamış durumdadır.
İktidarı kaybettiğinde ödeyeceği bedelin ağırlığını 7 Haziranda anlayınca, her ne olursa olsun
ülkeye, ulusa vereceği her türlü kötülüğü göze alarak iktidarda kalmayı kendisi ve ailesi için tek çıkış olarak görmek zorunda kalınca elindeki bombanın pimini çekerek sarayına kapandı.
Ölenler onun için ölmeli,kardeş kavgası onun ve ailesi için çıkarılmalıydı..
Yüksek yargı, yasama, yürütme uzun bir süreden beri,
TSK komutası bile itaati aşıp biat noktasına gelmişti.
Daha can acıtıcı bir duruş ise;
Kendini solda gören kişilerden ve partilerden bile aldığı desteği gördükçe
Ülkede artan karamsarlığa karşı daha tutarlı, daha kararlı tavır koymak zorundayız.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk kumpaslarında ;
 ”Onlar zaten darbeciydi” önyargısıyla yapılan aymazlıkları yaşamıştık.
Bugün o kumpasın bedelini ödeyenler,  benzer kumpasın  başkalarına yapılmasına taraf olarak
ödenen bedellerden ders çıkaramadıklarını yaşamaktayız.
Bu ülkemiz için kaygı verici bir tutumdur:
Bizim gibi düşünenler o kumpasın mağdurlarına bizden- onlardan ayırımı yapmadan sahip çıktı.
Onların hiçbirini ayrı görmedi.
Çünkü kumpas hukuksuz, bertaraf etmeyi amaçlamış bir karşı devrim saldırısıydı.
Cumhuriyet Gazetesine uygulan baskı ve hukuk dışı uygulamalar kumpaslar
Can Dündar ve Erdem Gül ile de başlamadı.
Bu kindar birliğin Cumhuriyet’e olan düşmanlığı bu günlerin hesaplaşması değil,
Kurtuluş döneminde Kuvvay-ı Milliye’ye verdiği desteğin bir  madalyası olarak Mustafa Kemal 
tarafından Cumhuriyet adının verilmesiyle başlayan  bir karşı devrim hesaplaşmasıdır.
Demokrat Parti iktidarının, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin hedefinde de: 
Aydınlar, cumhuriyetçiler ve yurtseverler ve Cumhuriyet gazetesi vardı.
AKP, onların günümüze ulaşan işbirlikçi uzantısıdır.
Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı bu ittifakın katlettiği Cumhuriyet değerleridir.
İlhan Selçuk’a  Ziverbey Köşkünde yapılan işkence ve
 Ergenekon Kumpasıyla yaşlılığına, hastalığına bakılmadan gece yarıları insanlık dışı uygulamalarla gözaltına alınması, nezarethanelerde uykusuz bırakılarak ölüme terk edilmesinin nedeni Cumhuriyet’in bir yurtsever yazarı olmasındadır.
Mustafa Balbay’ın onca yıl Silivri Toplama Kampında tutsak edilmesi Cumhuriyet yazarı olmasındandır.
Cumhuriyet düşmanlığının arkasında yatan asıl nedeni atlayıp, AKP-Cumhuriyet kavgasına bağlamak hangi kesimden olursa olsun bir sığ düşüncenin dışa vurumudur.
Can Dündar’ı yazdığı bir kitabı örnek alarak ”oh olsun!” aymazlığı bir eleştiriden çok kıskançlıktan da öte, ırkçılığı yurtseverlik olarak algılayanlarla aynı seviyeye düşmektir.
Bir zamanlar İlhan Selçuk için CİA ajanı diye çamur atanlara Frankfurt’ta Suphi Karaman’ın tepki duymasından sonra bu konu bir daha gündeme gelmedi.
Batının ve ABD’nin politik desteği, Katar ve Suudilerin parasal desteği ile ayakta kalan, Kifayetsiz Muktedirin hedefi Türk usulü başkanlık değil her seçmen satın alma döneminde avuç açtığı, yeni İslam modeli saydığı Osmanlı ve Türk düşmanı Vahhabi Mezhebinin despotluğudur.
2006 dan beri ağını ördüğü bir rejimi bugün dayatma noktasına getirdiğini görmemek için biat batağına batmış hem gözleri hem de vicdanı GÖRMEZ sahte şeyhülislam özentisi olmak ya da medyada, bürokraside adalette, yasamada, yargıda vicdan ve cüzdan ayırımında cüzdanı seçen duymaz, söylemez ve görmez yaratıklardan olması gerekir.
Mısırda,  Mursi’ye verilen idam cezasını kardeşine verilmiş bir ceza gibi tepki gösteren RTE, Suudi Arabistan’ın 47 kişinin idamını ”Bu idamlar Suudi Arabistan’ın bağımsız hukuk sisteminin kararıdır” diye savunuyordu.
Türkiye’de uygulamak istediği din anlayışı astığı astık Suudi ailesinin uyguladığı VAHHABİ  rejimidir.
Suudi Müftüsünün; ”bir erkek gerektiğinde karısının etini yiyebilir.”
”Bir erkek ölen karısı ile altı saat içinde cinsel ilişkiye girebilir.” Fetvalarını örnek alan Türkiye Cumhuriyeti Diyanetinin elemanlarının :”Bir kız çocuğuna altı yaşında nikah kıyılabilir.”
”Babalar, kendi öz kızlarına şehvetle bakabilir, sarılabilir.” 
”Alevilerle evlenilmez.” Gibi ahlak dışı fetvalar vermekteler.
Türkiye’nin AKP iktidarı ile getirildiği
Stratejik derinlikten, stratejik Vahhabi  bataklığı  aklımızı başımıza almaz, kararlı olmazsak
Sağcı- solcu, demokrat- muhafazakar, zengin-fakir herkesi
Bu Stratejilere gönüllü biat edenleri ,
Muhalefetçilik oynayan salon demokratlarını
RTE hayranı Bahçeli  milliyetçilerini
Sonra, asıl canavarı görmeyip, yok olmuş cemaatin yel değirmenlerini tek hedef gören
İflah olmaz marjinalleri de yutacaktır.
Bizden söylemesi!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.