Futbol sporu gerek dünyada ve gerekse ülkemizde popülerliği ile 1.sırada yer almaktadır. Uygulandığı ülkedeki düzeyinden hiç kuşkusuz (Ekonomi-Eğitim ve Sağlığı göz ardı etmeden) Sporcusu, antrenörü, hakemi, yöneticisi, seyircisi, polisi ve görsel-yazılı medyası önemli düzeyde sorumluluk taşırlar.

Bu doğrultuda yukarıda sözünü ettiğimiz kişi ve kuruluşların Futbol konusunda bilimsel olarak belirli bir düzeye ulaşmış olmaları, (tutum ve davranışlarını önemli düzeyde etkiliyeceğinden) ülke olarak bu alanda kalıcı bir başarıyı yakalamanın kaçınılmaz bir koşulu olduğunu düşünmekteyim.

1. Performans ya da yarışma sporları

2. Sağlık  amaçlı yapılan sporlar

Spor, bazı toplumlarda “Herkes için spor” (Sport for all) olarak kapsamlı bir şekilde kavranır ve bu olgu önce insan, daha sonra toplum ve dolayısıyla ülkeleri yakından ilgilendiren bir olgu olup tüm toplumu oluşturan bireylerin yaşam kalitesini artırmakla kalmaz ayrıca bireyler arasındaki iletişimin daha sağlıklı olmasına da hizmet eder. Burada spor bir araç olarak önemli bir rol oynar. Özellikle ülkemizde ve Avrupa’da yaşayan insanlarımızın durumuna baktığımızda bu alanda; geç ve henüz yetersiz de olsa oldukça yeni açılımlar yaptığımızı söyleyebilirim ancak yolun daha yolun başında olduğumuzu da hatırlatmakta büyük yarar görüyorum.

Gelişen ve değişen dünyamızda artık insan sağlığını önemli derecede tehdit eden hareketsizlik olgusu, gelişen teknolojinin bizlere sunduğu rahatlık olarak algılansa da, önlem alınmadığı takdirde  bizim için gittikçe büyüyen önemli bir sorun olarak hep karşımızda çıkacak ve potansiyel bir tehlike olmaya devam edecektir. Bu olgu ise iki ayrı potansiyel tehlike olarak karşımıza çıkacaktır, birincisi hareketsizlikten doğan kardio-vasküler sistemimizin her geçen gün olumsuz yönde etkilenecek ve yaşamı tehdit etmesidir ki, bu daha çabuk yorulup daha geç dinlenilmesi gibi fizyolojik bir tehdittir ikinci faktör ise hareket etmeyen bir toplumu oluşturan bireyler önce kendi yaşam riskini ve daha sonra da psikolojik ve sosyal mutsuzlukları sonucunda kendileri dışındaki insanların yaşamlarını tehdit eden bir  durum oluşturacaktır bu durum da doğal olarak hiç arzu edilen bir bir durum değildir.

Hareketsizlikten doğan psikolojik, sosyolojik ve psikosomatik rahatsızlıklar sonucunda birey önce kendi içinde mutsuzluğu yaşayacak ve daha sonra kaygı ve korkuları artacak dolayısıyla kendine güveni her geçen gün azalacak ve artık altından kalkılamayacak boyutlarla çelişkilere girecektir ve işte böyle bir bireyin toplum içerisinde uyumsuz bir yaşamı şiddetin en tehlikeli boyutlara kadar ulaşacaktır yani şiddeti etkileyen önemli bir unsur olarak hareketsizliği karşımızda bulduğumuzda da şaşırmamamız gerektiği hatırlatmakta yarar görmekteyim.

Bir toplumu oluşturan genç bireyleri  spor alanlarına ne kadar çok çekersek bunun o oranda yetenekli sporcu sayısı artışına da katkısı olacaktır.

Bu nedenle spordan nasıl yararlanmamız gerektiğini ve Avrupa’daki spor anlayışının önceliklerini ha-ber.com okurlarıyla paylaşmak istiyorum;

1. Yarışma ve performanstan önce, hareket ve egzersiz kavramları eğitimde ön plana alınmalı ve sağlıklı bir toplum oluşturulmasına katkıda bulunmalıdır.

2. Bireyler tek başlarına, ya da gruplar halinde hareket etmeye teşvik edilmeli ve hareketlilikten zevk almalarını sağlanmalıdır.

3. Farklı kültürlere ülkelerin hareket aracılığı ile kendilerini ifade etmelerini sağlayarak diğer ülkelerle kültürel bağlar kurmalarına ön ayak olunmalıdır.

4. Alkol ve uyuşturucu bağımlıları o ülke için potansiyel bir tehlikedir, bu pek onaylanacak bir durum da değildir, bu tür insanları kötü alışkanlıklarından egzersiz aracılığı kurtararak normal yaşama döndürmeli, bu yönde projeler üretilmelidir.

5. Uyuşturucu ve alkol batağına saplanmış sokak çocuklarının topluma tekrar kazandırmanın yolları araştırılmalıdır.

6. Sporun ya da hareketin özünde olan; paylaşma, eşit davranma, herkesin kendine düşen görevi yerine getirmesi gibi demokratikleşmenin temel kavramlarından yola çıkarak toplumu oluşturan bireylerin demokratikleşmesine hizmet etme ögesi vurgulanmalıdır.

7. Bölgesel özellikler ve geleneksel spor dalları göz önünde bulundurarak kültürel zenginliklerimizin ulusal ve uluslararası alanlarda etkinliklerini yaygınlaştırılmalıdır.

8. Ulusal boyuttaki etkinlikleri uluslararası kuruluşlar aracılığı ile projelendirmeli ve farklı görüşler üretilmelidir.

Kitlelerin erken yaşlardan itibaren hareket, egzersiz ve sporun içine çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Herkes spor yapmalı ve sadece yetenekli olanlar performans sporuna yönlendirilmelidir diye düşünüyorum. Saydığımız konularda süratli çözümlerin süratle devletin de desteğini alarak sistemli hayata geçirilmesi gerekmektedir.Özellikle yerel yönetimler spor konusunda daha da duyarlı olmak zorundadır. Federal Almanya’da Alman Spor Birliği yanısıra yerel yönetimlerin ve gönüllülerin çok çarpıcı çalışmalar yaptıklarını gözlüyor, okurlarımızı da bütün etkinliklere katılmaya çağırıyoruz.