SPOR VE AHLAK

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SPOR VE AHLAK

Deveye”Senin boynun neden eğri?” Diye sorduklarında;
”Nerem doğru ki?” Diye yanıtlamış.
Acıdır ama Türkiye’ye; ”Adaletin neden bozuk?”  Diye sorulsa, Türkiye de dile gelse;
”Nerem bozuk değil ki?” Diyecektir.

Çürümeyi her alanda, her birimde yaşadığımız gibi sporda da yaşıyoruz.
Atatürk; ”Ben sporcunun ahlaklısını severim!” Sözünü bol para kazanan, yarışlarda kazanan, şampiyon olan dememiş.
S P O R; Sistem- Prensip-Organizasyon-Rekor sözcüklerinin baş harflerinden oluşmuştur.
Kazanıp-kaybetme yani netice en sona konulmuştur. Spor savaş değil yarışmadır.
Sporcu olmanın en önemli koşulu dürüstlüktür, ahlaktır.

Takım sporları içerisinde dünyada en popülist olan dal FUTBOL, yani ayak topudur.
Kolay ve herkesin yapabileceği bir oyundur. 
Futbolcuların hemen tamamı yoksul halk çocuklarından oluşur.
Profesyonel futbolda para çoktur. Öyle yüksekokul, üniversite eğitimi gerekmez.
Binlercesinin içerlerinde çok azı amatör takımlardan profesyonel takımlara düşük ücretle satılır. 
Orada kimi aradığını bulamaz, geldiği yoksul yaşama geri döner.
Bazıları kendini tribünlere ve kulüp patronlarına beğendirmeyi başarır cebi, ailesi para görmeye başlar. İlk hevesleri bir ev, bir arabadır.
Artık kendini sınıf atlamış ayrıcalıklı biri olarak görmeye başlarlar…
Şöhret ve para başlarını döndürürken, spor aleminden magazin alemine de geçiş yaparlar.

Geçenlerde bir ulusal maç sonrası uçağa binen Ulusal Takım Kaptanı Arda Turan, maç primleri üzerine kendisini eleştiren altmış yaşını geçmiş gazeteci Bilal Meşe’ye bir sporcuysa yakışmayacak çirkinlikte küfürler ederek dövmeye kalkması günün skandalı oluverdi.

GS’dan Avrupa’ya ve Barselona gibi bir dünya takımına transfer olan Arda, futbol yıldızlarının para ve şöhret hazımsızlığını lüks arabalar lüks yaşam kesmeyince şarkıcı, manken gibi kadınlarla hava yaparak giderme yolunu seçmişti.
Onu spor sayfalarında değil magazin dergilerinde, gazetelerde görmeye başladık.

Bir sevgiliden diğerine koşan kararsız, mutsuz, şöhretten başı dönmüş haldeyken, Futbol Federasyonu Başkanlığına oynayan Rıdvan’ın gazına gelip, Laik Türkiye cumhuriyetini ortadan kaldırarak, teokratik bir parti devletine dönüştürme saflarının gönüllü amigoluğuna soyunduruldu.

Artık Saraya sırtını dayayarak, özel hayatında da karşı durulamaz bir güce sahip olduğuna inanmıştı.
Uçakta yalnız gazeteciye değil, Futbol Federasyonu Başkanı Demirören’e ve Ulusal Takımın başındaki Fatih Terime’de ”ana-avrat-kızını- çocuğunu” Diyerek küfredecek kadar kendini kaybetmesini bir yıl önceki kendini eleştiren gazeteciye dayak atarak gücünü kanıtlamak istiyordu. 

Arda’nın bu saldırısına; ”Burası yeri değil!” Diyenlere yanındaki futbolcu Caner’de; ” Yeri burası!” vurgusunun arkasında yatan özel hayatının magazin sayfalarına taşınmasına olan öfkesiydi. 
Kıyamet kopacak diyenler yanıldılar. 
Küfürden payını alan Fatih Terim ve Demirören’in sağıra yatmaları büyüklük, anlayış falan değil korkudandı.
Demirören’de bir AKP devlet partisinin yandaşıydı. 
O külhanbeyi pozlarındaki Fatih Terim bile mahsustan babacanlığa yattı…

Kambersiz düğün olur mu? Evli ve futbolun zirvesinde, Avrupa gol kralı olan Tanju Çolak’ın kariyerini yerle bir eden ve Tanju’nun yasak aşkı Hülya Avşar devreye girip Arda’ya öpücükler gönderdi.
Evlenmeden önce İbrahim Tatlıses’ten başlayıp, Tanju macerası ile iyi bir reklam yapıp, yine sporla ilgili bir ailenin gelini olunca durulmuştu.
Boşandıktan sonra yine sporla ilgili bir iş adamı ile birlikteliği AKP iktidarına rastlayınca çözüm sürecinde Kürtçü, o bitince partinin gazabından kurtulmak için muhafazakâr olduğunu ilan ederek pısmış medyada program kapmıştı.

Devreye Şeytan Rıdvan girdi. Demirören’ in özgül ağırlığı şeytandan ağırdı. Başkanlığa aday olmayacağını duyurdu.
Arda’ya arka çıkmanın altında onu siyasetin çarkına teslim etmenin halkta gördüğü tepkinin ezikliği vardı.
 NTV’deki yorumlardan aldığı yüklü para onu da kesmiyordu.
Tele-kulak skandalında gözaltına alınıp evli olmasına rağmen sevgilisi olan ve Tanju’nun onu eleştirmesine kızıp onu da hatta karısını da dinlettiği basına yansımıştı.
At yarışlarına bağımlı olduğu, yasadışı yollarla tüyolar aldığı da yazılmıştı.
Belçika polisinin Rıdvan’ın uyuşturucu işine karışmış bir mafya babasıyla ilişkisi nedeniyle takibe alındığı medyaya yansıyınca saraya bağlı yandaş olarak dokunulmazlık kotarma yolunu seçti.

Arda yaptıklarının, ettiği küfürlerin arkasında durmanın ADAMLIK olduğunu savunmaz mı?
Hani, şehrine vali olarak atanan biri, kolluk güçleriyle derdest ettirip makamına getirttiği öz babasına;
”Baba, sen bana adam olamazsın diyordun. Bak ben koskoca vali oldum! Demesine babası;
”Oğlum, ben sana vali olamazsın demedim.
Adam olamazsın dedim!” Der….

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.