0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sporcuların sergiledikleri sportif performansları ile bu performanslarının sonuçları, ne yazık ki pek çok kişinin rahatlıkla yorum yaptığı bir alan olarak görülmektedir ve bu yapılan yorumların çoğu, sporcuların sportif performanslarını sergilerken, sporcunun gözlemlenebilen davranışları ile elde ettikleri performansları üzerinden yoğunlaşmaktadır.

Ama ne varki; sporcuların bu davranışları ve sergiledikleri performansları sadece bir sonuçtur. Bu sonucu belirleyen zihinsel, duygusal ve bedensel değişkenler vardır. Bu değişkenleri dışarıda bırakmak, doğru değerlendirmeler yapmamıza engel olduğu gibi sporcuların suçlanmasına ve dolayısı ile kendini kötü hissetmesine yol açabilmektedir. Bu durumda sporcuları dolayısı ile sporumuzu negatif bir biçimde etkilemektedir.

Bu yazımda; sporcuların temel olarak sportif performansı ve bu performansa etki eden içsel ve dışsal etkenlerin sporcuların başarı ve başarısızlığını nasıl etkilediğini açıklamaya çalışacam.

Genellikle sporcular kendi başarı ve başarısızlıklarını (Kendi ruhsal ve kişilik yapılarına bağlı olarak) içsel (yetenek-çaba ve çalışma) ya da dışşal (sans-hava koşulları-yarışma zemini) nedenlerle açıklarlar. Yani daha farklı bir yaklaşımla; Sportif performans değerlendirmelerinde, özellikle olumsuz sonuçlanan müsabakalarında, konunun tarafları sıklıkla kendileri dışındaki faktörlere vurgu yaparak, diğerinin etkilerini ön plana çıkararak sonucu açıklamaya çalışmaktadırlar. Elbette iletişim içinde olduğumuz diğerleri ile birbirimizi karşılıklı olarak etkileriz. Ancak sonuçları diğerleri üzerinden açıklamak, olumlu ya da olumsuz katkılarımızı yok saymamıza, sorumluluk almamamıza neden olur. Oysaki sportif performans yukarıda değinildiği gibi, sporcunun kendi bedeni, duygu ve düşünceleri, diğer insanlar ve fiziksel çevre ile kurduğu ilişki içinde şekillenir ve ancak bu ilişkiler içinde daha iyi anlaşılabilir.

Sportif performansı artırmak, beklenen düzeye çıkarabilmek için, öncelikle sportif performansın oluşumuna katkıda bulunan faktörleri (hem fizyolojik ve mende sosyo-psikolojik) görmek, anlamak gerekir. Bir şeyi değiştirebilmek için o şeyin nasıl olduğunun fark edilmesi, algılanması önemli bir ön koşuldur. Farkındalık geliştirilmeden yapılan çalışmalar eğer tüm bu faktörler düşünülmeden yapılıyorsa; ne yazık ki kısa süreli ve etkisiz kalır. Fiziksel olarak ihtiyacı olan antrenmanı alan, beslenmesi düzenli olan sporcunun zihinsel ve duygusal olarak da desteğe ihtiyacının olduğu hiç bir zaman unutulmamalıdır. Gerekli fiziksel antrenmanı almasına rağmen, sportif beceri kazanımları iyi olan sporcuların, kendilerinden beklenen performansı neden göstermedikleri ya da performans gösterdikleri sporu sürpriz bir şekilde neden bıraktıkları sorularının yanıtı; “sporcunun zihinsel ve duygusal mücadele yeteneğinde” gizli olduğunu hiç bir zaman için göz ardı edemeyiz.