SÖZÜN BİTTİĞİ AN

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Erdoğan, AKP’nin başına Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin sonunu getirmek için getirildi.”

Emperyalizmin işgal ettiği ülkeyi parça parça bölüştürüp, Türkleri Anadolu’da bile istemediği dayatmasını savaş meydanlarında geçersiz sayan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına;

”İki ayyaş!” Diyecek kadar kindar olması Erdoğan’ın ideolojisiyle doğru orantılıdır.

İzinden yürüdüğü önderleri de Kurtuluş Savaşına karşı durmuş;

”İngiliz Tali Cemiyeti’nin” Saflarında yer almış, Vahdettin’i ile, Şeyhülislamı ile işgalciler karşı savaşanları fetvalarıyla engellemeye çalışmışlardı.

O neslin 21.Yüzyıl önderi, Erdoğan’ın baş danışmanı Fesli Kadir’in ”Kurtuluş savaşını keşke Yunan kazansaydı!” Özlemi AKP’nin ve Erdoğan’ın itiraz etmediği ortak özlem olmaz mı?

Atatürk’ün ”En büyük eserlerimdendir” dediği, CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na karşı ortaya konan linç girişimi de bu kinin dışa vurumudur.

Şehit Cenazesine katılan CHP Genel Başkanı’nın törene katılacağı bildirilmişken, gerekli önlemin alınmadığı, özellikle de önceden planlandığı gerçeği ortaya çıkmaya başladı.

”Erdoğan’ı paçasından tutup alaşağı edeceğini” TV Kanallarında ve meydanlarda duyurduktan sonra, bakanlık koltuğu karşılığı Erdoğan fedailiğini üstlenen Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu için:

”Açık açık söylüyorum; Kılıçdaroğlu sen bittin!” Tehdidini fütursuzca ilan etmişti.

CHP’lilerin Şehit Cenazesine katılmalarını yasaklayan Soylu, bu linç olayının baş aktörüdür.

Erdoğan’ın izni olmadan adım atamayacağı da bilindiğine göre izin büyük yerden gelmiştir.

Bahçeli, siyasi seviyesine uygun bir tavırla Kılıçdaroğlu’na; ”Seçimlerde oy alamadığın yere niçin gidiyorsun?” Eleştirisi, Beka Beka derken kendi KOLTUK BEKASINI düşündüğünün itirafı olmuştur.

Erdoğan ve ekibi yerel seçimleri sindirememesinin nedeni ekonominin ve Türkiye bütçesinin önemli getirisi olan, üretimin yüzde altmışını oluşturan şehirleri özellikle İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin muhalefete kaptırmasıdır.

Yolsuzluklar, çalışmayan yandaşlara ödenen haraçların, tarikatların arpalıkların kesilmesi bir yana hesap sorulma korkusu iktidarın uykusunu kaçırmaktadır.

Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da oynanan oyunun, katliamın bir benzerinin denemesiydi bu linç girişimi.

Yönetenlerin dahli olmadan olmayacak bir saldırı, Menemen Kubilay’ın başının kesilmesinin tekrarıdır.

Taşlarla, sopalarla saldıran, bıçaklı saldırıda bulunan, tesettürlü bir kadının Kılıçdaroğlu’nun arabasına kaya fırlatması, bir başka tesettürlünün şehit ailesinin evi için; ”Evi yakın! Evi Yakın !” Çığlıkları ayan beyan yayınlanmışken kimsenin tutuklanmaması olayın planlı olmasının en önemli kanıtıdır.

Seçim öncesi ve sonrası Millet İttifakını hedef alan yandaş TV’ler gazeteler yanında Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesinin lider kadrosunun aynı saflarda olması da ayrıca anlamlıdır.

Düşlerini süsleyen Milli Mutabakat Hükümetinde yer alma hevesinin gerçekleşmeyeceğini, tabanı anlamasına rağmen, yönetim kadrosunun ve müritlerinin onları etkileyemediği anlaşılmaktadır.

Her şeye rağmen halkın; üreten, düşünen, vatansever kesimi her şeyin farkındadır.

Halk; ırk-inanç ayrımını elinin tersiyle itmiştir.

Yarın daha aydınlık ve daha güzel olacaktır!

Yıldız AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.