SOYKIRIMI

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Benim için Nisan ayı yılın 12 ayı içinde en sevdiğim aylardan biridir.

Zira kışın dondurucu soyuyla yazın kavurucu sıcaklarının arasında ılımlı iklimiyle insanları mutlu ederken, turfanda meyvelerin ve sebzelerinde boy gösterdiği Nisan ayıdır.

Benim için olduğu kadar sizlerin de yaza hazırlıklarınızın başladığı güzel bir aydır.

Ama gelin görkünki, bizler için güzel olan Nisan ayı, bundan evvelki hükümetlerin de bu hükümetin de sıkıntı çektiği bir aydır.

Her yıl temcit pilavı gibi, Nisan ayı geldiğinde Türkiye’yi baskı altında tutmak isteyen batinin şımarık çocukları görünümünde olan devletler Ermeni Soykırımı iddialarını yineleyerek Türk Devletini zan altında bırakmak için birbiriyle yarışmaktadırlar. Soykırımı iddiasında bulunan devletlerde bir komisyon kurup şu kangren olmuş konuyu tarafsız objektif tarihçiler tarafından incelensin diyememektedirler, çünkü işlerine gelmez.

1915 Yılında yasadıkları Osmanlı topraklarında yabancıların kışkırtmaları ile devlet kurmaktansak Milliyetçi Ermeni Komitacıları Türklere saldırmış ve katliam yapması üzerine kendilerini savunmak zorunda kalan Müslümanlar da silah kullanması üzerine olan ve Ermeni vatandaşlarımızın tehcir nedeniyle başka ülkelere özellikle Lübnan’a gidiş yollarına hastalanmaları, ölümleri ve gidiş yolunda uğradıkları saldırı üzerine ki hiç tasvip edilmeyen olaylar kaçınılmaz olmuştur. O günlerde Ermeni vatandaşlarımızın mağdur edildikleri Osmanlı hükümeti yetkililerine bildirilmesi üzerin Osmanlının o günkü hükümeti üç değerli paşasını idam etmiştir.

Konuya bu kadar titizlikle bakan bir Osmanlının kirim yapması mümkün müdür? Hatta ve hatta kurtuluş savaşımızın başlamasına vesile olan Büyük Kurtarıcı Atamızın da doğuda Ermeni vatandaşlarının mağdur edildiği şayiası üzerine tetkik etmek üzere, İstanbul işgal altında tutan İngiliz Generalinin verdiği bir görev üzerine Samsun’a çıkmış ülkemizi kurtarma çalışmalarına başlamıştır.

1915 yılında olan karşılıklı çatışmalardan tam 42 yıl sonrası 1957 yılında hükümet olan Demokrat Partinin aramızın hiçbir zaman iyi olmadığı Suriye ile ihtilaflı olduğumuz sıralarda Suriye’nin hamisi olan o günkü Sovyet Yöneticilerinin Türkiye’nin başına öyle bir is açalım ki, kendilerini aklama pesine düşerek, diğer ülkelerle uğraşacak zamanları kalmasın diyerek bu Allah’ın belası Ermeni Soy Kirimi iddiasını ortaya atmışlardır.

Türkiye’nin kalkınmasını hazmedemeyen Ülkeler ve bunu bir fırsat bilen Ermeni Diasporası da devreye girerek, Avrupa’da ve Amerika’daki zengin Ermenilerden alacakları yüklü yardımlarla rant pesine düşmüşler, kendilerine gelir kapısı yapmışlar ve Ülkelerin siyasetçilerini etkileyerek, Ermeni Soy Kirimi yasası çıkartmışlardır.

Ermeni diasporası o kadar etkili olmuştur ki, Demokrasinin beşiği ve her görüsün serbestçe söylendiği Fransa da Soykırımı olmamıştır diyebilen kişilere cezalar uygulanacağı kanun çıkartılmıştır.

Bütün bunlar olurken Vatan Partisinin Genel Başkanı Doğu Perinçek aslanlar gibi ortaya çıkarak Ermeni Soy Kirimi yoktur diyecek cesareti göstermiş ve Fransız kanunlarına göre suçlu bulunmuş, suçu Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde suçlu bulunmamış ve berat etmiştir. Siyasetçiden öteye eskilerde İtalyanların komedi oyuncusu Totoya çağrıştıran Sarkozy’nin Başkanlığı zamanında çıkan bu kanun halen, Devlet adamından ziyade Jigoloya benzeyen (Jigolo yaşlı kadınların genç aşıklarına verilen isimdir) yürürlükte olması utanç verici olması yanında, geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi Ermeni Soykırımı suçlaması anlaşılır gibi değildir. O Fransa ki Ruanda ve Cezayir’de iki milyon kişiyi katletmiş gerçek soy kirimi yapmıştır.

Soykırımını dillendiren sadece Fransa olmayıp, Türkiye’nin kalkınması hazmedemeyen diğer ülkelerde Türkiye’ye soy kirimi yakıştırmasını yapmış ve doğu Akdeniz`de Güney Kıbrıs Devleti ile Petrol ve Doğal Gaz araştırma ortaklığına girmiş İtalya Devleti Soy Kirimi konusunda tarafsız kalmış olmasına rağmen Türkiye’nin bu araştırmaya müsaade etmeyeceğini bildirmesi üzerine Türkiye’yi Soykırımı ile tehdit eder duruma gelmiştir. O İtalya ki Afrika halkına tarihte ilk defa kimya gaz silahı kullanarak Afrikalı insanları katletmiştir

Nihayet,12.04.2019 günü Antalya’da NATO Parlamenter Asamblesi 99 ncu Rose-Roth Semineri ve Akdeniz Orta Doğu Özel Grubu ortak toplantısında hiç ilgisi olmadığı halde Sonia Krimi isimli bir parlamenter Ermeni Soykırımı konusunu dile getirmiş ve Dış İşleri Bakanımızın verdiği cevabı dinlemeden toplantıyı terk etme nezaketsizliğini göstermiştir.

Antalya, diğer şehirlerimize göre daha güneyde ve daha sıcak şehrimizdir. Antalya’da bulunduğu sürece sahile inmek ve kaldıkları otelin denizinde istifade etmelerini, kumda güneşlenmelerini tavsiye eder, gözlerine çöp batmamasını temenni ederim:

Sağlıcakla kalınız

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.