SOY- SOP MİLLİ-GAYRİ MİLLİ (3)

ABONE OL
18:04 - 01/10/2020 18:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SOY- SOP MİLLİ-GAYRİ MİLLİ (3)

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin eşit hakları anayasamızda açıkça belirtilmiştir.
Bu yazı dizisinde amacım Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik kökenini, inancını, köklerini sorgulama gibi bir amacım asla yoktu.
Buna benim aldığım eğitim, benimsediğim ideolojim, insani vicdanım izin vermez.
Ben kendimi bir Türk olarak kabul ediyorum.
Türk olduğumun zararını görmedim, 
Türk olmamdan asla utanmadım. 
Diğer kökenden vatandaşların da benim gibi düşündüğünü biliyorum.
Türk olarak kendimi diğer kökenlerden ne üstün ne de aşağı gördüm.
Yurttaşlık bağlamında ülkemdeki her kökenden vatandaşımla aynı anayasal hakka sahibim ve bu kuralı da benimsiyorum.
İnanç ve etnik köken üzerinden siyaset yapmayı gericilik olarak kabul ediyorum.
İnsanların inançlarına anayasa ve yasalara uydukları sürece müdahale edilmesine karşıyım.
Laik bir devlet anlayışını benimsiyorum.

Türkiye topraklarında birçok kökenden, birçok dinden, hatta aynı dinden farklı mezhepten insanlar yaşamışlardır.
Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kültürler hazinesidir.
Asırlarca bu topraklar üzerinde çeşitli inanç ve kökenden insanlar barış içerisinde yaşamışlar, kız alıp, kız vermişler, Etle tırnak gibi olmuşlardır. 
Türkler orta ve uzak Asya’dan batıya, güneye, kuzeye oymaklar halinde yeni yurtlar arayışında Orta doğu, Anadolu, doğu Avrupa’ya kadar ilerlediler.
Anadolu’daki Türk Beylikleri toprakları zamanla Osmanlı Devleti tarafından alınarak Anadolu birliği sağlandı.

Feodalizmin sosyal, siyasal ve ekonomik bir düzenin sürdürüldüğü Ortaçağ Avrupa’sında Kralları atayan, krallığını elinden alan Papa’nın temsilcileri kiliseler, insanın düşünmesini, bilimi kendi çıkarları için dini baskı aracı olarak kullanarak baskı altına aldı.
Bilim adamları Engizisyon Mahkemelerinde yargılandı mahkûm edildi.

”Bugün ki Türkiye’de bilim adamlarına, aydınlara, gazetecilere yapılanlar 21.Yüzyılın koşullarına göre o dönemlerle kes-kopyala-yapıştır değil mi?”

İstanbul’un fethiyle Ortaçağ yıkıldı, yeni çağ başladı. 
Fatih Sultan Mehmet, eğitimli, iyi bir devlet adamlığı yanında yobaz din adamlarının yasakladığı resim, heykel, müzik dallarında güzel sanatlara önem verdi. Kendisi çizdi, yazdı. Uyguladı…
Her dine, etnik kökene eşit davrandı. 
Ölümünden sonra tahta geçen oğlu 2. Beyazıt babasının ve atalarının devleti yönetme geleneğini sürdürdü. Osmanlı’da kadın anaların onayı alınmadan savaş kararı alınmazdı.

”Yavuz Selim, Manisa’da köktendinci din adamlarının telkiniyle babası 2. Selim’i darbeyle devirip padişahlığı aldı.”
Trabzon valisiyken Gürcistan’a yaptığı seferde Gürcüler can korkusuyla Müslüman oldular.
Bunların çoğu Karadeniz bölgesine ve daha çok Rize çevresine göç ettiler.  (Potamya)
Yavuz Selim, Çaldıran seferine çıkarken doğuda ve güneydoğuda Türkmen asıllı kırk bin Alevi’yi katletti. Canını kurtaranlar İran’a kaçtılar. (**)
Yavuz Selim Mısır’ı fethettikten sonra Mısır’daki Memluk Halifesinden halifeliği satın alarak Osmanlı’yı Sünni Mezhepli bir din devletine dönüştürdü.
Avrupa’da Türklere ve İslam’a gücü yetmeyen dinci kralları saraylarında rahat yaşamak için 40 yıl süren mezhep savaşlarını başlatarak Hıristiyanları birbirine kırdırdı.
Yavuz Selim’in Anadolu’da başlattığı mezhep kırımını Emperyalizm Arap Petrollerine el koymak için Özal’dan başlayarak bugün ki AKP iktidarıyla Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da Müslümanların birbirini boğazlamaya, katletmeye Türkiye’yi yönetenler destekledi.
AKP Genel Başkanı, ABD askerleri ölmesin diye dualar etti.

Bu dönemlerde Avrupa’da aydınlanma ve Rönesans hareketleriyle başlayan uyanış Kiliselerin hakimiyetine karşı durmalar başladı.
Papazlar kiliseye tıkılıp, TEOKRATİK zorba yönetimlere son verdiler. Ulus Devletler oluşmaya başladı.

Osmanlı, Kanuni’den sonra saraya kapandı. Arap gelenekleriyle cariyelerle   zevki-sefadayken Avrupa’daki topraklarını kaybetmeye başladı.
Ve Almanlarla, kaybettiği toprakları geri alma hayaliyle elindeki Anadolu’yu da kaybetti.
Anadolu Halkı hiçbir zaman Saray İslam’ını benimsemedi. (Siyasal İslam’ın meclise girmesine kadar mezhep ve etnik ayrımcılık asla yapmazdı.)
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu, laik ve demokrat Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yurttaşı olan her birey, kökeni ve inancı ne olursa olsun eşit haklara sahiptir.

”Bu ülkenin bağımsızlığı, her kökenden, her bölgeden insanların canları karşılığı kazanıldı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hiçbir birey, diğerinden üstün veya aşağıda gösterilemez. Böyle aymazlık içinde bulunanlara ”ırkçı” denir ve ırkçılık hainlik kadar iğrençtir ve suçtur.”

Tarihte diktatörler, zorbalar baskıcı iktidarlarını hep dini kullanarak sürdürmüşlerdir.
21. Yüzyılda kifayetsiz politikacılar, yolsuzluklarını, becerisizliklerini, tutarsız siyasetlerini 
Sürdürebilmek için dini hoyratça kullanmaktadırlar.

Eğer, Erdoğan’ın saygı duyduğu danışmanı ve ülküdaşı Kadir Mısırlıoğlu’nun Türk Ordusunun Kurtuluş Savaşında işgalci güçlerin askeri kanadı Yunanlıların kaybetmesine yana yıkıla gözyaşı dökünce Milli sayılacak, Atatürk ve İsmet İnönü gayri milli ve iki ayyaş sayılacak öyle mi?

AKP’li Bakan, Abdullah Öcalan’ın ”Kürt vatandaşlara oy versinler!” Mektubunu oy için kullanmak Milli, bugün bu ihanetin hesabını soranlara Gayri Milli yaftası asacaksınız öyle mi?

Çözüm süreci diye PKK’lıların şov yaparak çadır mahkemelerinde aklanmak Milli, olmaz diyenler Gayri Milli öyle mi?
Kumpaslarla TSK’ i hapislere doldurursan Milli, kumpaslar olmasaydı bunca askerimiz ölmezdi diyenler Gayri Milli öyle mi?
Kozmik Odadaki devletin güvenliği ile ilgili gizli belgeleri düşmana vermek Milli, engel olmak isteyenler Gayri Milli öyle mi? 
Türkiye’de Eğitip, İsrail’in önü açılsın diye Suriye’ye gönderilen ÖSO’nun, Cuma Namazından çıkanları kurşuna dizmesi Milli, bunlar terör örgütüdür diyenler Gayri Milli öyle mi?
MİT TIRLARI ile IŞİD’ e silah gönderdim dediğine yeminle (Bahçeli ve Tuğrul Türkeş) karşı çıkanları, ”soysuz, zürriyetsiz, ağızlarından salyalar saçanlar ” diye suçlarken bile ağzından bir kez ”Türk Milleti” sözü çıkmazken;
Ne oldu da birlikte bir gecede Milli oluverdiniz?
Bizim kimsenin soyunu-sopunu, dinini imanını ölçmek gibi kastımız ve de haddimiz olamaz.
Ama tarihte çıkarı için soy, din değiştirenler hep biat ettiklerinin cellatları olmuşlardır.
Bakın çevrenize; geçmişinde birlikte olduğu topluma, kişilere onların karşıtlarından daha saldırgan olmaları da onların benliklerindeki kişiliksizliğin yansımasıdır.
Bu Halklar içinde geçerli kuraldır.
Yıldız AKALIN

(**) Can korkusuyla İran’a kaçan Türkmen Aleviler, orada Şiilerle anlaşamadıkları için Anadolu’ya canları pahasına geri döndüler…

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.