Sosyoloji Önemli Bir Bilim Dalıdır…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Yazıya başlarken hemen belirtmeliyim ki, bu bilim dalı hakkında hatırı sayılır sayıda kitap okumuş olmama rağmen ben sosyolog değilim… Ayrıca; hem burada hem de Türkiye’de çok sayıda sosyolog arkadaşım var ve zaman zaman onların görüşlerine başvururum… Ve hemen belirtmeliyim ki; toplumları yönetenlerin, kanaat liderlerinin ve basın mensubu olup da, toplumsal sorumluluk duyanların hepsinin sosyolojiye önem vermeleri gereğine inanırım… Her ne kadar toplumsal gelişmeler, her zaman ve yüzde yüz,  sosyologların akademik öngörüleri doğrultusunda gelişmese de…

Gelelim konumuza…
Toplumların ne yönde gelişmesi isteniyorsa, o yönde bazı aşındırmaların, yozlaşmaların gerçekleştirilmesi şarttır… İlk olarak aşındırılacak ve yönlendirilecek en kolay unsur ise ”Dildir ”…  Çünkü dildeki bozulma, dikkatli ve duyarlı birkaç kişinin dışında, toplumu fazla etkilemez, zamanla alışkanlık bile yapar… Sonra bakarsınız toplum bambaşka bir yere doğru yola çıkmış… Ondan sonra da bu gidişin önüne geçmek imkansıza yakın derecede zordur…
Her ideoloji de, yaşayabilmek için kendi terminolojisini yaratmak zorundadır… Bu değişiklik  ya harf devriminde olduğu gibi radikal yapılır veya belli kavram ve deyimlerin zaman içinde yozlaştırılması, bozulması ve istenen yönde değiştirilmesi ile olur…
Bir ülke politikası, bir ideoloji veya bir din önce dil ve terimlerle oynayarak yola çıkar… Şimdi bu yazıyı okuyanlardan kaçımız, 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra, BM kararı ile Irak’ın 32. paralelinin güneyi ve 36. paralelinin kuzeyinin, Irak devletinin dışında tutulmasından bu yana, bu gün Irak’ta yaşananların terminolojik olarak sinyallerinin verildiğini hatırlıyoruz ?
O tarihten sonra, Irak’ın toprak bütünlüğünden fazla söz etmenin lafazanlık olduğunu söylenler, ki aralarında ben de bulunmaktaydım, hayalcilikle ve komplo teorisyenliği ile suçlandık… Ama olay; bakanlar değil, görenler açısından son derece belirgindi… Çünkü, o tarihten itibaren tüm dünya kamuoyu, Irak’daki toplumları Sünniler, Şiiler diye din temelindeki mezhep ayrılıkları ile tanımlarken, içinde sünnisi ve şiisi de bulan bir toplumu, etnik kökenine göre tanımlayıp Kürtler demeye başladı… Acaba kaçımız, o gün fevkalade küçük bir ayrıntı olarak görülen bu noktayı hatırlıyoruz? Acaba neden; Türk kamuoyu inatla ”Kuzey Irak” derken, Genelkurmay Başkanlığı inatla ”Irak’ın Kuzeyi” deyimini kullanıyor ?
Gelin bu yazıyı noktalayalım ve noktlarken de, ideolojilerin kendilerini ifade etme şekillerinin en belirgin bir biçimde ”Merhabalaşma” veya ”Selamlaşma” ile başladığının altını çizelim… Eski tüfek solcu dostlarım çok kızacaklar ama onlar da solcu, sosyalist veya komunist olduklarını selamlaşmaları ile perçinlemek istemezler ve karşılaştıklarında bir birilerine ”Yoldaş” demezler miydi?
Es Selamın Aleyküm ve de Vebadullah ve Bekarükü… Aleyküm Selam muhteremler…
Bilmem anlatabildim mi ?
Kalın sağlıcakla efendim…
Mehmet Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.