SOSYAL DEVLET
Sosyal devlet; yurttaşın yaşam düzeyi ve niteliği konusunda en üst sorumluluğu olan kurumdur.
Bu sorumluluk ona şu dört ana konuda görev veren sorumluluktur:
• Beslenme,
• Barınma,
• Eğitim ve
• Sağlık
Yanlış anlaşılmak istemem. Sosyal devletin bu dört ana konu dışında sorumluluk ve görevi olduğu bir gerçektir. Bunu biliyorum.
Bu alanlarda devlet, sorumluluğu ve görevi özel ve tüzel kişilerin yapmasına izin verir, verebilir. Burada yapmak zorunda olduğu, görevin yapan kişi ya da kurumu denetlemektir. Görevin gereği gibi yapılmasını sağlamaktır.
Beslenme için taşınan sorumluluk ve görev, çalışma yaşındaki herkese iştir. İş olmadan aş olmayacağı bir gerçektir.
Yurttaşın yaptığı işin karşılığı olan ücreti alması, alabilmesi için gereken yasal düzenlemeyi yapmak da sosyal devletin görevidir. Sosyal devlette öncelik insandır çünkü.
O nedenle de sosyal devlette taşeronluk sistemine yer yoktur, olamaz. Bu sisteme yer veren devlet de sosyal devlet değildir. Bu sistemin; emeğin, alın terinin sömürüsünden başka bir anlamı yoktur.
Barınma; işi olan ve aşı kaynayan yurttaşın önde gelen gereksinimlerindendir. Bu gereksinimin yerine getirilmesi de sosyal devletin sorumluluğu ve görevidir. Sosyal devlet, yurttaşının başını sokacağı bir yuvasının olmasını da sağlar. Bunu, onu koşullarına uygun bir konutun sahibi olmasını sağlayarak ya da koşullarına uygun bir konutu kiralamasını sağlayarak yapar. Gerektiğinde kirasını ödemesine para desteği vermek de bu sorumluluğun ve görevin içindedir.
Eğitim; en kısa tanımıyla insanı en üst yaşam düzeyine kavuşturmanın adıdır. Sosyal devlette yurttaş bu haktan eşit olarak yararlanır. Fırsat eşitliği sağlamayan eğitime eğitim denmez. Eğitim sorumluluğu ve görevi doğrudan devletindir. Özel ve tüzel kişilere devredildiğinde denetimin en üst düzeyde yapılması son derece önemlidir.
Yurttaş; ancak, eğitilerek hazırlanır yaşama ve geleceğe. Üstün ve sorunsuz bir yaşam düzeyi için eğitim sosyal devletin olmazsa olmazıdır.
Bu görev; 0 (sıfır) yaştan başlar. “0 – 7 yaş arası eğitim çalışan anne ve babaların çocukları için sosyal devlette en önemli sorumluluk ve görevdir.” demek abartmak değildir, gerçeğin ta kendisidir.
Sosyal devlette yurttaşın sağlık sorunu olmaz. Çünkü; sosyal devlet, yurttaşının sağlıkla ilgili olarak bir sorun yaşamamasının tüm önlemlerini alır. Onu, sağlığı ticaret olarak algılayan leş kargalarının önüne atmaz. Ne doktor ne hastane ne ilaç diye bir sorun yaşatır sosyal devlet yurttaşına.
Sosyal devlette yurttaş GSS (Genel Sağlık Sigortası) adıyla soyulup soğana çevrilmez.
Doktorda, hastanede ve eczanede katılamayacağı oranda katılım payına zorlanmaz yurttaş.
“Ekmek bulamıyorsan pasta ye!” demez sosyal devlet yurttaşına. İş de verir, aş da.
Hiçbir yurttaşının insanlık dışı koşullarda barınmasına yer yoktur sosyal devlette. Sosyal devlet; yurttaşının başının üstünde insanca yaşayacağı bir damının olmasının sorumluluğu ve görevini de üslenir.
Kısacası sosyal devlette hiçbir yurttaş aç ve açıkta değildir.
Eğitim olanaklarından eşit olarak yararlandığı için geleceği güvendedir.
“Ya hastalanırsam…” korkusu ve endişesi taşımaz yurttaş sosyal devlette.
Partilerin 1 Kasım 2015 seçimleri için açıkladıkları beyannamelerine bir bakın hele, siz de benim gibi, “Bunların kafalarına saksı mı düşmüş ne?” diye soracak mısınız kendi kendinize.
