SONUÇLARA SAYGI DUYMUYORUM

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Demokratik seçimlerin yapıldığı ülkelerde seçimlerden sonra, seçimleri kaybedenlerce de alışılagelen bir söylem söylenir: ‘’sonuçlara saygı duyuyoruz”. Bu söylem, demokrasiye inancın onaylanmasıdır. Demokratik kurallar içinde yapılan seçimlerin sonucunda halkın özgür iradesi ile ortaya çıkan sonuçlara rıza göstermek ve sonuçlardan ders çıkarmak yine demokrasi kültürünün önemli kurallarındandır.

Demokrasiyi amaç edinmiş ülkelerdeki seçimler, tarafsız ve bağımsız yargının gözetiminde yapılır. Seçimlere katılan siyasi partiler, kişiler, iktidarıyla-muhalefetiyle eşit koşullarda yarışır, yasalar gözetiminde ve koruması altında halktan onay isterler.

Türkiye’de yapılan referandum sürecinde ne demokratik ülkelerdeki kurallar, ne de eşit koşulların sağlanmasında yansız YSK vardı.

Valilerin AKP militanlığı görevini üstlenmesine, kaymakamların seçim rüşveti olarak kimi yerlerde 100TL, kimi yerlerde 150 TL dağıtılmasına ne YSK, ne de devlet engel olabildi.

Temmuz-Ağustos sıcağında AKP’li belediyelerin kömür dağıtma cingözlüğüne kimse sesini çıkaramadı.

İşadamlarını, başbakanın ;” oyunun rengini açıklamayanı bertaraf ederim” tehdidine YSK açıkça üç maymunları oynadı.

Devlet Televizyonu özelliğini, imamlar tarafından yönetilmeye başladığından beri AKP yayın organı durumuna geçen TRT, korkusuzca emzikli, tarikatçı, yandaşların ‘’evet” korosunu peş peşe sahneye çıkardı. Bu saygıdeğer koro, başbakanın silahşorları olarak, aktarılan banknotların hakkını layıkıyla verdiler. Seçimleri eşit koşullarla yürütmekle görevli YSK, bu durum karşısında yine ‘’ bilmiyorum, duymadım, görmedim” oyununa yattılar.

AKP, tüm ülkede reklam panolarını kurnazlıkla referandum süresinden önce zimmetine geçirerek, tüm ülkeyi ‘’evet” yazılı pankartlarla eşit yarışmayı kendi lehine, tek taraflı başlattı. Ne oluyor diyen yok. CHP’nin ve bir avuç sosyalistin, aydının desteklediği ‘’hayır” cephesinin kendi bireysel mal varlıklarını bile satsalar AKP’nin harcadığı paranın üçte birini bile denkleştiremezlerdi.

Aslında AKP’ye akan para, ‘’Erdoğan bir nimettir” diyen İran’dan gelen şimdilik açıklanan para 25 milyon dolar. Bu desteği açıklayan gazete; ‘’The Daily Telegraph” gibi ciddi bir gazete idi. Yalanladılar ama gazete; ‘’biz belgesiz yazmayız” restini çekince AKP, konuyu değiştirmeye başladı bile.

Deniz Feneri’nin çarptığı paraların adresi, Türkiye’de buhar olmadı mı?

Kompassan, Yimpaş, Endüstri Holding gibi yeşil sermaye soygunları ile hangi Siyasal İslam’a kaynak oldu, bulundu mu?

Sayfalar dolduracak yolsuzluk, usulsüzlük, yasa tanınamazlığın etkili olduğu bu orta oyunu sonucuna nasıl saygı duyulur?

Ana muhalefet liderine bile oy kullandırmayan gözü karalığa nasıl saygı duyulur?

Referandumda oylanan anayasa paketinin ne olduğunu bilmeden oy verenlerin kararına nasıl saygı duyarım?

AKP’yi eleştiren gazetecilerin gazetelerinden kovulmasına, yazılarının sansürlenmesine, TV programlarının baskıyla kaldırılan ortamda yapılan referanduma nasıl saygı duyulur?

1982 Cunta Anayasasına evet oyu verenlerle, 2010 sivil görünümlü Dikta Anayasasına evet verenlerin aynı kafada olması rastlantı mıdır?

Okyanus ötesinde ihanet içindeki bir şeriatçının, mezardaki ölüleri bile ‘’evet” oyu verdirmek için diriltecek kadar kendinde keramet gören bir sapkının işbirliğinin kazandırdığı sonuca saygı duyulur mu?

Baskılarla, tehditlerle, kirli oyunlarla alınan oylar ‘’Halk İradesi” olur mu?

İki torba kömüre, bir paket makarna, pirinç paketine Oy’unu satanların iradesine saygı duyulur mu?

Sıkışınca, katillerle, teröristlerle gizli pazarlıkların referandum getirisine saygı duyulur mu?

Franco, Hitler, Salazar, Evren referandumlarla diktatör olmadılar mı?

Aynı taktikler aynı baskılarla iktidarda tek adam olmadılar mı?

Bu sinsi planın sonucunda, Recep Bey diktası için zemin hazırlanmakta.

Bunu itiraf bile ettiler.

Bu nedenlerle ki:

Ben bu sonuca saygı duymuyorum!!!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.