SONUÇLAR  MEŞRU DEĞİLDİR

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SONUÇLAR  MEŞRU DEĞİLDİR

Anayasa değişikliği baştan beri baskıcı bir dayatma ile ortaya çıkmıştı.
Bir kişinin ve bir grubun geçmişindeki yasadışı suçlamaları sıfırlamak yanında asıl amaç; Türkiye’nin hedeflediği laik, demokrat bir hukuk devleti olarak tek adam rejimleriyle yönetilen İslam Ülkelerine kötü örnek sayılmasıdır.

Bu örneği yüzyıla yakın bir süredir ortadan kaldırma amacındaki Emperyalizm en önemli ittifakı İsrail -Barzani ile birlikte Siyasal İslam’ın Türkiye uzantısı AKP ve Bahçeli MHP’si ile kurmuştur.

”15 Temmuz Kontrollü Darbe Senaryosu” ile asıl darbe süreci başlatılmıştır.

OHAL,  bu rejim değişikliğinin güvencesi olarak muhalefete karşı bir baskı ve kontrol sopası olarak uygulamaya sokulmuştur.

Anayasa teklifi en baştan AKP Milletvekillerinin yasa tasarısını okumadan-görüntülerle tespit edildiği gibi- imzalayarak parlamenter demokrasinin değerleri hiçe sayılmıştır.
Gizli oy kuralına rağmen AKP milletvekilleri ve bakanlarının bazıları oylarını göstererek önce TBMM içinde yasa tanımazlığı başlatmışlardı.

Cumhur başkanı, geçerli anayasa hükmüne uyacağına  ”Namusu ve şerefi üzerine ” yemin etmesine rağmen”ben bu anayasayı tanımıyorum.”  Diyerek  anayasa suçu işlemiştir.
 Halk oylamasında devletin  tüm olanaklarını kullanarak ” Tesis Açma” bahanesiyle  halk oylaması  propagandası yapmıştır.

AKP,  Başbakan ve bakanlar devlet parasıyla EVET çalışması yapmıştır.
Baştan bu rejim değişikliğine karşı oy verecekleri PKK, FETÖ hatta IŞİD gibi terör örgütleriyle işbirliği içinde oldukları suçlamaları ile seçimlere baskı yapacaklarının ilan ettiler.

Devletin tüm olanaklarını yasalara  aykırı olarak AKP yönetimi, başbakan ve cumhurbaşkanınca kullanılmasına seçimleri denetleyen kurumlar  ve özellikle YSK  bu suça ortak olmuşlardır.

Seçimlerin güvenliğini sağlamakla görevli emniyet görevlileri  HAYIR çalışması yapanlara devlet baskısı uygulayarak  gözaltı, şiddet uygulaması ile yasaları çiğnediler.
MHP’li muhaliflerin toplantı yapacakları salonlar iktidar baskısıyla iptal edilmiş, toplantı yapmakta direnen milletvekillerinin mikrofonlarını kısılmıştır.

Tüm ülkede AKP belediyelerince, kaymakamlarca, valilerce  HAYIR etkinlikleri ya engellenmek istenmiş ya da  muhalif görüşler ağır tehdit ve hakaretlerle korkutulmak istenmiştir.

Muhtarlar ve AKP’li Belediye başkanları açıkça HAYIR oyu verenleri tehdit ederek suç işlemişlerdir.
Camiler AKP şubesi, imamlar AKP militanı olarak din olgusunu Türkiye tarihinde görülmemiş bir cüretle ayaklar altına almışlardır.

Bazı AKP yöneticileri, militanları HAYIR oyu verenlerin namusuna ağır  ve iğrenç hakaretler  etmelerine rağmen bu iğrençliğe karşı cumhuriyetin savcıları görevlerini yapmamışlardır.

Yüksek Seçim Kurulu deneyimli, liyakat sahibi hukuk eğitimi almış yargıçlardan oluşur.
Seçimlerde ve Halkoylamalarında partiler üstü, tarafsız, yasaların ve anayasanın uygulanmasını  sağlamakla yükümlüdürler.

Bu seçimlerde bu kurallar açıkça çiğnenmiş YSK görevini kötüye kullanmıştır.
Birçok yerde önceden hazırlanmış EVET oy pusulaları, mükerrer oy kullanımlarına engel olunmamıştır.

Tarafsız hukukçular 298 sayılı seçim yasasının açıkça çiğnendiğini vurgulamışken  YSK’nın AKP’nin isteği ile  mühürsüz zarfların geçerli sayması yetkisi yoktur.
Cumhurbaşkanının her emri  kabul görmüştür.
İki buçuk milyon geçersiz oyun  geçerli sayılması bir futbol maçında maçı yöneten hakemlerin kural dışı  ”El ile  atılan gol geçerli sayılır.” demeleri gibi hukuk yoksunluğudur.

Evet cephesi her hileyi, usulsüzlüğü ile oylamayı kaybetmeyi rastlantılara bırakmayarak planlamıştı.
Son anda Osman Öcalan  EVET çağrısı bile Kürt seçmene pek etkisi olmadı.
HAYIR diyenler  bir rejim değişikliğine karşı siyasal, etniksel ve mezhepsel  farklılıkları öne çıkarmadan medeni onurlu, bilinçli ve azımsanmayarak bir cesaret örneği vererek görevlerini yapmışlardır.

Aslında bu rejim değişikliği reddedilmiştir.
Kemalistler, Kürtler, Ülkücüler, gerçek dindarlar ve laikler bir bütünlük içinde dünyaya bir demokratik özgürlük direnci örneği göstermişlerdir.

Şimdi sıra muhalefetteki partilerde, özellikle de CHP’nin bundan sonraki süreçte sürdüreceği tutumdur.
Hukuk kuralları içerisinde iç hukuk yollarını sonuna kadar sürdürerek en azından bu halk oylamasının iptalini gerekirse AHİM’ e  kadar götürerek  başarmalıdır.
Uyumlu, yumuşak tavırlarını bir tarafa bırakarak milyonlarca seçmenin hakkını yasal yollardan cesaretle götürüp sonuç almak zorundadır.
Tam sözün özü olarak
”En az namussuzlar kadar cesur ve kararlı olmalıdırlar!”

Yıldız AKALIN
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.