SON „HAYIR“ DİYEBİLME ŞANSIMIZ

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SON „HAYIR“ DİYEBİLME ŞANSIMIZ

“Endişem, gidişatın teokratik bir rejimden çok, faşizme doğru oluşudur…“ bu cümleyi yaklaşık iki yıl önce yazdığım bir makalede kullanmıştım.

Geçen hafta Münih Türkiye Halk Derneği’nin düzenlediği konferansta Mustafa Balbay da „Recep Tayyip Erdoğan’ın oluşturduğu birinci tehlike İslamcılığı değil, faşizan bir diktatörlüğüdür“ diye bir  cümle kullandı. Balbay, ben o makaleyi yazdığımda hapiste idi…

Yaklaşık iki yıl önce kendimce yaptığım uyarı günden güne gerçeğe dönüşmektedir. 
 
Geçenlerde sevdiğim, saydığım gazeteci bir dostuma gidişatın diktatörlüğe doğru olduğunu söylediğimde  bana „olsun, bize padişah gerekli, Türk milleti pek demokrasiden anlamaz. Biz, Erdoğan’ın padişahlığını destekliyoruz“ dedi.
Şok oldum, ben Türk milletinin hala bir padişah tarafından yönetilmek isteyeceğine inanmak istemiyorum. Ama, son günlerde sosyal medyada RTE ile ilgili yalakalıkta tavan yapan övgüleri okuyunca yavaş yavaş inanmaya başladım.

Adolf Hitler,  1921 Temmuz’unda Alman Nasyonel Sosyalist İşçi Partisi (NSDAP)‘nin genel başkanlığına getirildi. 1929’daki ekonomik kriz en çok Hitler’e yaradı. 14 Eylül 1930’daki seçimlerde işsizlere iş vaat eden Hitler’in partisi oyların yüzde 18,32’sini alışırken, 1932’de yüzde 37,3’e kadar çıkardı. 30 Ocak 1933’de başbakan oldu ve tüm rakiplerini yok ettirdikten ve  Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg’un ölümünden sonra 2 Ağustos 1934’de Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı birleştirip tek makam yaptı, tek adam, „FÜHRER“  oldu. 

Tüm demokratik yolları kullanıp diktatör olan Hitler,  faşizmin en acımasızını uyguladı.  260 bin akıl hastasını ve engelliyi, 500 bin Roman’ı, yaklaşık 6,3 milyon Musevi’yi yok etti ve sebep olduğu İkinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık  60-70 milyon insanın yaşamını yitirmesine yol açtı.
 
Şimdi lütfen yazıyı okumaya ara verip ekteki resme iyice bir bakın!





Bu resim 1936’da Hamburg’da bir geminin suya indirilme töreninde çekilmiş. Resimde daire içerisinde görülen, Hitler selamı yapmadığı gibi kollarını özellikle sıkı sıkı bağlamış olan bu kişinin adı August Landmesser. Nazi rejiminin tüm baskısını yaşayan August, Musevi bir hanımı olması ve bu hanımından iki kız çocuğu olduğu için iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu törene katılmak zorunda olan August, malum nedenlerle salonda Hitler selamı vermeyen tek kişi olmuştu.

Maalesef bu fotoğraftan sonra bu kişinin akıbeti meçhul oldu. Bu resim 1991’de tesadüfen bir dergide yayınlandığında August’un kızlarından biri tarafından tanındı.

İşte August, canı pahasına onurlu bir tutum sergilemiş ve tüm inanılmaz Nazi rejimi baskısına rağmen “NEIN” (Hayır) diyebilmişti.

Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var,

Bu seçim Almanya’daki 1932 yılı seçimleri gibi Türkiye’nin geleceğine çok büyük damga vuracak bir seçim.

Bu seçim, son „Hayır“ deme şansımız.

Unutmayın ki bu seçimde vereceğimiz oy, yarın torunlarımız bize “o zamanlar neden mani olmadınız?” diye sorduklarında vereceğimiz yanıtı belirleyecek.

Ahmet İNCEL 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.