SOMALİ

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Afrika’nın doğusunda Afrika Boynuzu adı verilen coğrafi bölgede bulunan Somali, Cibuti, Etiyopya ve Kenya ile sınır komşusudur. Aden Körfezi ve Hint Okyanusu boyunca uzun sahilleri bulunmaktadır. Yüzölçümü yaklaşık 640 bin kilometrekare ve nüfusu yaklaşık on milyondur. Okuryazar oranı ise yaklaşık %60 civarındadır.

Ülke ekonomisi yaklaşık %70 hayvancılık ve çiftçiliğe dayanır. Arazilerinin yaklaşık %20 kadarı tarıma uygundur ancak sadece %4’lük bir bölümde ekim yapılmaktadır. Somali küçük bir endüstriye sahiptir. Daha çok tonbalığı ve paket et endüstrisi, tekstil, şeker, sabun ve yağ sanayisi bulunmaktadır. Ülkede çoğu henüz el değmemiş halde uranyum, titanyum, demir, kalay, bakır, boksit, jips, deniz tuzu, kireçtaşı, kumtaşı, kil, lületaşı, alçıtaşı ve doğalgaz yatakları bulunmaktadır. Bunların dışında petrol açısından da zengin olduğu bilinmektedir. Ülkenin kuzeyinde yaklaşık on milyar varillik petrol rezervi saptanmıştır.

Somali’nin uzun kıyıları, dünyanın nükleer başta olmak üzere zehirli atık çöplüğü konumundadır. Açlıkla boğuşan, özünde zengin ama yoksul bu ülkenin kıyılarına boşaltılan nükleer atıklar, emperyalist devletlerin gerçek yüzlerini sergilemektedir.

Somali yüzyıllardan beri emperyalist devletler tarafından sömürge olarak yönetilmiştir. 1949 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Somali’nin bağımsızlığı onaylanmış ve İtalyanlar ülkeden ayrılmışlardır. 1991 yılında çıkartılan iç savaştan beri, ülkenin çoğu bölgesinde merkezi bir hükümet kontrolü yoktur. ABD tarafından tanınmış Federal Geçiş Hükümeti, ülkenin sadece küçük bir parçasını yönetmektedir. Ülkenin belirli bölümlerinde egemenlik kuran İslamcı güçler, olabildiğince kendi kurallarını uygulamaktadırlar. Somali’de iç karışıklıklar halen devam etmektedir.

Zaman içinde Somali ile Sovyetler Birliği’nin ilişkileri bitirilerek, ABD ile yakınlaştırıldı. 1980’li yıllarda Dünya Bankası’nın yaptığı düzenlemeler sonucunda, sürekli borçlandırıldı. Bir yandan iç savaş çıkartılırken, diğer yandan da Etiyopya ile savaş çıkartıldı. Emperyalist devletlerin ellerindeki ucuz ürünleri satmasıyla, Somali çiftçisinin beli büküldü. Bütün bunlara kuraklık da eklenince, çiftçi tarlasını ekemez duruma geldi. Açlığı yaratan emperyalist ülkelerin uyguladıkları sömürge politikaları sayesinde Somali bu durumlara düşürüldü. Bunları yaratan emperyalist ülkeler, şimdi açlığa karşı yardım çığırtkanlığında bulunmaktadırlar. Büyük bir olasılıkla kendilerinin tüketmedikleri gıdaları, Somali halkına götürerek şov ve reklam yapmaktadırlar.

Somali’de son üç ay içinde açlık ve açlığa bağlı hastalıklardan 30 bin çocuk ölmüştür. Somali’de açlık uzun yıllardan beri vardı. Birleşmiş Milletler, birkaç ay önce Somali’yi kıtlık bölgesi olarak ilan etmiştir. Somali’ye açlık nedeniyle yardımın ardında ABD’nin işgal planı yatmaktadır. Bu plan kapsamında Somali’de askeri üs kurma ve petrol başta olmak üzere yeraltı zenginliklerini ele geçirme savaşımı vardır. Bu bağlamda Büyük Ortadoğu Projesi denilen işgal projesinin eş başkanı da devreye sokulmuştur.

Binlerce çocuğun açlıktan öldüğü Somali’ye, magazin programlarına bol bol malzeme sağlayacak bir gezi düzenleyerek, yapılan yardımları yerinde incelemek isteyen eş başkan, verilen görevi tam anlamıyla yerine getirmiştir. Bu şovda yerini almak isteyen ana muhalefet partisinin genel başkanı da, bayram gününde programını ayarlamıştır.

”Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği”, 1998 yılında kurulmuş ve kurulduktan sonra hızla yükselerek birtakım ayrıcalıklar elde etmiş bir dernektir. Bakanlar Kurulu kararıyla 2004 yılında Kamu Yararına Çalışan Dernek Statüsü verilmiş ve 2005 yılında da İçişleri Bakanlığı’nın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile ”önceden izin almadan” yardım toplayan bir kuruluş olmuştur. Yaptığı bu çok büyük ve yararlı hizmetler sonucunda da, 2007 yılında TBMM tarafından ”Üstün Hizmet Ödülü” verilmiştir.

Alman makamlarınca hazırlanan iddianamede; muhtaç insanlara yardım adı altında birçok gurbetçiden 40 milyon Euro’nun üzerinde para toplandığı açıklanmıştır. Bu toplanan paraların AKP’ye yakın kişilerce kurulmuş şirketler tarafından hortumlandığı belgeleriyle kanıtlanmıştır. 220 sayfadan oluşan iddianamede, sanıklardan birinin toplanan paraların bir kısmını, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na teslim ettiği yer almıştır. 17 Eylül 2008 tarihinde Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde görülen ”Deniz Feneri e.V” davasında açıklanan karara göre; dolandırıcılık suçundan yargılanan dernek yöneticileri Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verilmiştir. Alman savcı Kerstin Lotz, asıl faillerin Türkiye’de bulunduğunu belirtmiştir.

İnsanların din, vicdan ve yardımseverlik duygularının ahlaksızca sömürüldüğü ve milyonlarca Euro’nun amaç dışı kullanıldığı bu dolandırıcılık olayının Almanya’da yapılan yargılaması sonucunda, Almanya’daki ve Türkiye’deki Deniz Feneri dernekleri ve şirketlerinin içiçe geçmiş oldukları kesinleşmiştir. Ayrıca başta RTÜK üyesi Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman olmak üzere bazı kişilerin de bu dolandırıcılıktan sorumlu oldukları belirlenmiştir. Bu kişiler aradan üç yıl geçtikten sonra, gözaltına alınabilmişlerdir.

Almanya’da Deniz Feneri Derneği mercek altındadır ve üç yıldır yeterince yardım toplayamamaktadır. Şimdi bu yardım toplama işi, Somali’ye yardım adı altında yeniden mi başlamaktadır sorusu gündeme gelmiştir? Somali’ye yapılan yardımların şova dönüşmesinin, Deniz Feneri soygununda olduğu gibi istismara, haksız zenginleşmeye ve yardıma muhtaç olanların haklarının yenilmesine yol açacağı kuşkusu bulunmaktadır. Görevinden istifa eden Türk Kızılay Derneği Başkanı, yapılan yardımların sadece %30’unun yerine ulaştığını söylemiştir.

Emperyalist ülkelerin ve onların işgal projelerinin eş başkanları olmakla övünenlerin, halktan yana yaptıkları olumlu hiçbir şey görülmemiştir. Somali gibi sömürülen ülkelere yapılan yardımlarla o ülkeler kurtulamaz, bugün karnı doysa bile, yarın yine açtır ve yine muhtaçtır. Emperyalizme ve sömürüye başkaldırmadıkça, sömürülen ülkelerin kurtuluşu yoktur. Yapılanlar renkli bir göz boyamadan başka bir şey değildir.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.