SİYASİ PARTİLERDE ÇİZGİ!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Gönül vermiş kardeşlerim! Diye başlayan cümleler artık her siyasi parti liderinin dilinde.
Gönül vermek ne demek? Karşılıksız beğeni sevgi ilgi ile oluşan duygu!.

Peki yalaka, yandaş, dalkavuk deyimini nasıl görmek gerekir?
Eskilerde bu kavramlar sık sık kullanılırdı. Anlaşılan o ki her sözcük ve kavramın yer değiştirmesi gibi bu kavramlarda değişime dönüşüme uğradı.

Bakın; belli odaklar zaman zaman görev taksimi yapar. Asimetrik psikolojik savaş yöntemlerinden biri de budur. Herkes kendi açısından belirsiz, zamansız, yıpratıcı söz ya da uygulamalarla üzerine düşen görevi yapar.

Her parti artık bir diğer parti tabanına oynuyor. Liderler kemikleşmiş parti tabanlarından dikkate değer bir geçiş olmayacağını bildikleri için oyları yeniden devşirme taktiğini uygulamaya başlıyorlar.

Yeniden diyorum, özellikle sağ kanat partilerinin il ve ilçe örgütlerinin çoğunu, geçmişte diğer sağ partilerde siyaset yapmış vatandaşlar kurmuştur!

Fakat referandumda çıkan yüzde 42 ve yüzde 58 oy, gözlerini korkutmuş olmalı ki her iki tarafta olan partiler diğer bloğu parçalamaya çalışıyor. Sol ya da sağ bloglarda oy almaya yönelik çalışmaya yöneldikçe siyasi partilerin aralarına kara kedi girebilir.

Bu sebeple her parti bir değerine çengel atmak ister. Tutar veya tutmaz. Ama oy tabanını genişletmek için bunları yapmak zorundadırlar. Seçmeni balık avlar gibi avlayabileceklerini düşünüyorlar herhalde.

Esas olan insanın fikrinde gösterdiği içtenliktir; söylediği söze önce kendisinin inanmasıdır.. Her parti ve her parti lideri geniş halk kitlelerince biliniyor.

Bu nedenle üsluplarını sertleştiriyor ve tabanlarına yönelik mesaj veriyorlar.
Siyasi partiler birbirlerinin tabanlarına şikâyet ederek, açık düşüyorlar!

AKP genel başkanı; “MHP’ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum” diyor! İyi de dün MHP’ye görül vermiş kardeşlerine hakaret ediyordun!

Siyasi partilere gönül vermiş kurnazlar çok. Her konuya diğer partiyi de karıştırarak aklınca kendi partisine hizmet ediyorlar..

Anlaşılıyor ki önümüzdeki seçim sürecinde AKP ve destekçilerinin hedefi MHP ve milliyetçiler olacak! MHP ve destekçilerinin de hedefi AKP ve tabanı olacak.
CHP ve destekçilerinin de hedefi tüm sol oylar olacak.

Bakın, bugün; siyasi partilerdeki gelişmeler dünyadaki gelişmelerden ayrı değildir. Küresel aktörlerin merkezlerinde planladıklarını göz ardı eden yaklaşım içindedirler. Siyasi partiler halen 1900’ler, 1950’ler, 1960’ların Türkiye siyasetini yapıyorlar.

CHP ve MHP, İttihat Terakki çizgisinde iken, AKP uyguladığı ve savunduğu düşünceler açısından, 1900’lü yıllardan kalma Ahrar Partisi’nin devamıdır.

Ahrar Partisi için kısaca, “Osmanlıcılığa karşı İslamcılığı, Meşrutiyete karşı Monarşiyi, Alman emperyalizmine karşı İngiliz emperyalizmini savunmuş, yönetimi ele geçirmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için 1909’de 31 Mart ayaklanmasını çıkarmıştır” denilir.

Ahrar partisinin politikalarını benimsemiş AKP’de bugün, Türk kimliğini tanımıyor, yerine Türkiye kimliği diye bir kavram getirmeye çalışıyor. Yani, AKP’nin İslâmcılık ve federatif politikalarının arkasında kimin olduğu bellidir.

Batının sömürgeci emperyalist devletler; Türkiye’nin parçalanması, Kıbrıs’ın Yunan’a verilmesi ve Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesi arzulara sahiptir. Aynı mihraklar, Ortadoğu planlarını yürütebilecek bir iktidar oluşturmak için çeşitli etkilerle ülkeyi kaos durumuna, sonra da istediklerini iktidara getiriyorlar. Halk ise neyin ne olduğunu anlamadan desteği veriyor sonrada eyvah diyor.

Bizim fikirlerimiz açıktır. Burada yazdığımız düşüncelerimiz, kitaplarımız da var! Beğenen beğenir, beğenmeyen eleştirir. Yalnız labirentli yollardan eleştiri olmaz.

Bana İslam’dan bahseden AKP’ye, ya da Çağdaşlıktan laiklikten bahseden CHP’ye, ya da Türk Milleti’nin bekasına gönül vermiş MHP’ye gönül vermiş kişilerin hepsine, yayınlanmış kitaplarımı tavsiye ederim. Kendileri de o kitaplardaki değerlendirmelerin içindedir çünkü!

Günün Sözü: Halkın bilinçlenmesi ancak bilgilendirmekle olur.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.