SİYASETTE DÜRÜSTLÜK

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SİYASETTE DÜRÜSTLÜK


Devleti soymamak, kul hakkı yememek
Vatanın bütünlüğünü, bağımsızlığını savunmak
Sömürüye, insan hakları evrensel ilkelerini benimsemek
Yurtseverlik, eşitlik, özgürlük dayanışma ilkelerini savunmak dürüstlüğün olmazlarıdır.
Ama dürüstlük sadece bu kurallar, ilkeler değildir.
Hırsızın işi çalmak,yalancının sermayesi yalandır.
İhanetin ulaştığı sonucun hainlik olduğunda hemfikiriz.
Bunlara karşı durmak ve onlarla mücadele etmek bütün dürüst insanların görevidir.
Sessiz kalanlar da o suçları işlemiş gibi suçludurlar.
Elbette insan yanılır, hata yapar, yanlış da yapar
Bu yaşamın kendisidir.
Yanlış olmazsa doğru bilinmezdi
Çirkinlik olmasaydı güzellik bilinmezdi
Ahlaksız olmasaydı dürüstlük bilinmezdi
Karanlık olmasaydı aydınlığın önemi ortaya çıkar mıydı?
Kötü olmasaydı iyinin değeri bilinir miydi?
Her mesleğin, kurumun kuralları vardır.
Siyasetin kuralları gibi;
İleri görüşlü, uzlaşmacı,hoşgörülü , şeffaf, yanlıştan, hatadan ders çıkartan, halktan ve seçmenlerinden özür dilemek dürüst bir siyasetçinin görevidir.
Bir politikacı; yanlışlarının, hatalarının hukuk önünde bedelini ödemeyi göze alıyorsa dürüsttür.
Bunun demokrasi ile yönetilen devletlerde örneğini çok gördük.
Nice devlet başkanları, hükümet başkanları, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri yargılanmışlar, suçlu olanlar ceza almışlar, suçsuz olanlar da aklanarak yüklenmek istenen suçlardan arınmış olarak yaşamlarını saygın bir insan olarak sürdürmüşler, sürdürmektedirler.
Bu davranışların dinle, imanla ilişkilendirmek pratikte de gerçek olmadığı açıktır.
Çünkü; Hıristiyan Alman Cumhurbaşkanı , Yahudi İsrail Cumhurbaşkanı, Hıristiyan İtalya Başbakanı yargılanmışlar, kimi mahkum olmuş kimi aklanmışlardır.
Hatta Buda’ya tapan (bizim dincilerin yakıştırdığı PUT) Japon Başbakanı, bakanları yargıya bile gitmeden harakiri yaparak intihar etmeleri ölçü alınırsa hangi din daha ahlaklı sayılır?
Bu güne kadar hiç bir din devletinde yöneticilerin yaptıklarının bedelini ödedikleri görülmemiştir.
Hatta ahlakı ve dürüstlüğü din ekseninde yorumlamaya kalkanların çoğu bu yorumları ve tutumlarıyla kendi dinlerini kötülemektedirler.
Birçok ülke yöneticileri dini kendi hırsızlıklarına, yolsuzluklarına, hukuksuzluklarına kalkan olarak kullanmışlardır, kullanmaktadırlar..
Dürüstlüğün ölçüsü sadece din değildir. 
Kültürle, devletin hukuksal yapısıyla doğru orantılıdır.
Bazı insanlardan çok duyarız:
”Şeriata göre hırsızlık yapanın kolu kesilir. İslam’ın özü budur.”
O zaman hangi, Şeriatın uygulandığı ülkelerde kolu kesilen padişah, şeyh, emir, kral, şah ve siyasal İslam’ın iktidar olduğu yerlerdeki politikacılarda, kaç tane örneği vardır?
Değil hesap vermek, bu suçları ortaya çıkaranların cezalandırıldığını yaşıyor, görüyoruz.
Osmanlıdan başlayarak bu güne kadar süregelen gerici ayaklanmaların özünde iktidar hırsının önündeki perdede hep ”Din elden gidiyor!” görüntülenmişti.
Bugün ki Siyasal İslamcıların; Şeriat gelecek, zulüm bitecek”Sloganlarının altında yatan gerçek ise Dincilik aslında hırsızlıklarını, yolsuzluklarını sürdürme aracıdır.
Halk çoğunluğunun kendi dinini bile anlamadığı, için bu aracı çok iyi kullanırlar.
Sığ kültürün iskeletini oluşturan dinci, taşra ”Hacıağa” takımının rant kavgası Erbakan’ın tedrisatına iliştirilmiş bir Erdoğan’la sürdürülmesi rastlantı değildir. 
Zalim bir iktidar; eğer arkasında altından kalkamayacağı hesabını ödeyemeyeceği; suçlar işlemişse
bunun hesabını vermemek için halkına, ülkesine hatta ,insanlığa karşı daha ağır suçları işleyebilirler.
Ya, rejimi değiştirerek baskıcı bir tek adam diktatörlüğünü kurmaya çabalar.
Ya, iç savaş çıkartarak, savaş darbesi yaparak yönetime el koymayı dener,
Ya da halkın cahilliğini kullanarak dikta rejimini getirecek anayasa bile yaparlar.
Ama ne yaparsa yapsınlar, ne türlü hileye, baskıya başvururlarsa başvursunlar, bu dünya da mutlaka suçlarının hesabını vermişlerdir, vereceklerdir.
Onları ne devletin parasıyla yaktıkları kömürü, yedikleri makarnaları, aldıkları para yardımlarını bir partinin parası zannederek oy rüşveti veren  zavallı yoksullar
Ne ikbal karşılığı fedailiğe soyunan çifte tabancalı jöleliler, muhbir gazeteciler
Ne vicdanlarını satan kiralık kalemler,
Ne de uzun boya meftun robotik yargıç ve savcılar
Ne yasama ve yürütmede vicdan yerine işkembe taşıyan gönüllü köleler
Ne de Vahhabi Suudi bedevileri ve Katar Emir’i kurtarabilir.
Eğer bu suçları işlemediğine gerçekten inanıyorsa ve de kendini dürüst politikacı görüyor ise yüce divana gider, bağımsız yargıçlar önünde kendini savunur, aklanır.
Sonra göğsünü gere gere binlerce korumaya gerek duymadan halkın arasına girer.
Servetim bir tek yüzüktü, bu yüzükten başka servetim olmadığını kanıtladım.”Der.
Ya da;
Yok ”ben hesap vermem, ben sandıktan çıktım” Nakaratına sığınıp; 
Alnım AK diyebilir mi?
Ben bilemem, o kişinin ahlak ve vicdanının derecesi bilir…
AK olmak için yansız yargıda yargılanmayı göze almak gerekir.
Siyasette dürüstlük budur.
Gerisi fasa-fiso!

Yıldız AKALIN





Not: 
HDF’İN VE FRANKFURT’UN  ABLASI SEVGİLİ AYLA DÖLEN ABLAMIZIN 15 ŞUBAT DOĞUM GÜNÜDÜR.
ONU BUGÜN SEVGİLİLER GÜNÜNDE DE SAYGIYLA, ÖZLEMLE ANDIK..
GİTTİĞİN DÜNYADA SENİ YALNIZ BIRAKMAYAN CAN YOLDAŞIN COŞKUN ABİYE VE SANA SONSUZ SELAMLARIMIZI, SEVGİLERİMİZİ, SAYGILARIMIZI YOLLUYORUZ.
SİZİ ASLA UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ.
IŞIKLAR İÇİNDE UYUYUN…….

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.