SİYASETÇİYE SAYGI DUYMAK MI?

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Veya şöyle soralım: Dokunulmaz milletvekillerine ve partilere saygı duymak mı gerekir?

10 Kasım gününün anlamı üzerinde yapılan tartışmaları ve sanki başka gün yokmuş gibi inadına aynı gün mecliste görüşmelerin yapılmasını nasıl yorumlamalıyız?

Tabi herkes kendine göre yorumladı, yorumluyor. Ama biz üzerinde hiç bir güç tanımayız denilen meclise, partilere ve siyasetçilere bir bakalım. Ne yapıyorlar halkın yaşamı için varlıklarının önemi ya da önemsizliği ne?

Kimse sorgulamıyor ama biz sorgulayalım.
Bakın; Ülkenin o kadar sorunu var, ama gündem de değil. Peki gündemde ne var, hayali andıçlar mektuplar ve demokratik açılım.. Halkın karnı doyuracak konular bunlar mı?

Diğer ülkelerin gündeminde bunlar mı var? Hayır. Ya ne var? Ekonomi, kalkınma, yatırım, istihdam ve hukuk kurallarının işletilmesi.

Peki Türkiye’de neyle uğraşılıyor?
550 milletvekili var. Ve görevleri ne? Kanun çıkarmak. Peki, meclis oturumlarına görüşmelerine kaç kişi katılıyor? Kanunlar kaç kişinin oyu ile kabul ediliyor biliyor musunuz?

Ya kaç milletvekilinin; hırsızlık, yolsuzluk, evrakta sahtecilik, zimmet, görevi kötüye kullanmak, terör örgütünü övme gibi suçlardan dosyası olduğunu biliyormusunuz?

Meclis görüşmelerini meclis TV ‘den seyredin ve utanç verici tabloyu görün.
Gece geç vakitlere kadar sürdürülen toplantı uyuklayan dolgu milletvekilleri. Parti grup sözcülerinin açıklamaları o kadar. Kimsenin ruhu bile duymadan kabul edilen kanunlar.

Milletvekilleri ve bulundukları yer de meclis. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları diye herkesin ifade ettiği partiler. Doğru, partiler olmalı. Yani her görüş serbestçe özgürce düşüncelerini açıklayabilmeli, savunabilmeli, örgütlenebilmeli. Ve öyle de oluyor zaten.

Ancak; Partilerin, milletvekillerinin millete maliyeti nedir? Milyonlarca insan, toplumun seçkinlerine çalışıyor. Millet sadece milletvekiline değil sülalesine de çalışıyor.

Zaten fakirin, çığırtgan olmayanın girme şansı olmadığı meclisteki partiler çoğu zengin, parasal güç sahibi kişilerden oluşuyor. Bunlar partiye bağış yapıyorlar, sonra adaylık ücreti yatırıyorlar. Seçilmeleri ile 2 yılı doldurdu mu emeklilik hakkı kazanıyor. Ölünceye kadar emekli maaş alıyorlar. Vatandaş 25 yılını doldurmadan emeklilik hakkı kazanamıyor. Emekli milletvekili maaşı; üç ayda 20 bin YTL, yani ayda 7 bin YTL ye yakın para. Sadece kendileri mi hayır yakınları da aynı haklardan yararlanıyorlar. Çoğu kıyak emekli, yani hem memurluktan ya da sigortadan emekli maaşı alıyor hem de milletvekili maaşı.

Sadece bunlar mı hayır birde üstüne üstlük hazineden yardım alıyorlar.
Partilere hazine para akıtıyor. Bu kanunu kim çıkardı yine meclis. Yani kendi kendilerine kıyak olunca akan sular duruyor. Vatandaş ta zannediyor bunlar benim vekilim benim haklarımı koruyacak, benim yararıma kanun çıkartacak düzenleme yapacak!

Ne kadar oy o kadar para. Bu yıl Hazine’den, yüzde 46,5 oy alan AKP’ye 46,6 milyon TL, yüzde 20,88 oy alan CHP’ye 21 milyon TL, yüzde 14,2 oy alan MHP’ye 14,3 milyon TL aldı.

Tabloya iyi bakın. Ve demokrasi, meclis, parti, milletvekili, özgürlük, ideoloji, din, iman, hak kavramlarını bir kez daha düşünün. Karşılaştırmalı olarak değerlendirin!

Peki; Meclis ve o mecliste çoğunluk partisi ve hükümeti ne yapıyor?
Açılım, saçılım.

Başka yaptıkları ne? Ülke kaynaklarının yabancılara devri işlemine yasal kılıf uydurmak. Asıl halkın ve ülkenin sorunlarını, gündem dışında tutmak..

Başka! Brüksel’e, Telaviv’e, Washington’a, IMF’ye kulaklar kabartılmış oradan hazırlanan program uyguluyorlar. Şu kanunu çıkar diyorlar meclis çıkarıyor, şu kanunda değişiklik yap diyorlar peki efendim diyorlar.
Böylesine bir meclisin öylesine milletvekillerine ne diyeceğiz?

Çıkardığı kanunun farkında olmayan siyasetçiler.. Milletvekilleri hangi kanunu okuyor da el kaldırıp ülke yararına olduğunu düşünüyor dersiniz?

Tek merci dedikleri onun üzerinde kimseyi tanımayız dedikleri meclis bu. Dokunulmazlık zırhıyla donanan kişilerin yeri yani.

İyi görün. Görün de bu siyasetçilere sevgiden ve saygıdan bahsedin.

Günün Sözü: Duygusal değil gerçekçi olarak kişilere ve olaylara bakarsan, sonradan hayıflanmazsın.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.