SIRADA Kİ SİLAH: “AMBARGO”

ABONE OL
11:47 - 23/10/2020 11:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SIRADA Kİ SİLAH: “AMBARGO”

Türkiye’de ki üst akıl, Türk halkının Atatürksüz olamayacağını nihayet kavradı. Ancak alt akıl bunu nasıl hazmedecek merak ediyorum. 
Gündemin bu kadar hızlı değişmesi ise hiç hoşuma gitmiyor. 
Ya birileri, bir şeyleri ima ederek birilerini sıkıştırıyor, ya da ülkedeki tansiyonu düşürmeyi ve taviz vermeyi gerektiren ufukta bir tehlike var. 
Anadolu toprakları tarih boyu yabancıların iştahını kabartan, bölüşülmemiş bir pasta olduğu için her dönemde savaşların beşiği olmuş. 
Merakımı hoş görün ama, İran petrolü konusu ile ülkemizin başı ne kadar dertte bilen varmı?
Ambargoyu delen diğer ülkeler cezalarını ödemeyi göze aldıkları için büyük birader ile aralarında sorun yaşamazlar.  
Peki ya biz? Yasal bir ticaret yaptığımızı iddia ettiğimize göre ne yapacağız, nasıl davranacağız?
Bize kesmeye kalkışacakları ceza  büyüklüğü ile, ülke ekonomisinde önemli bir yara açarsa bunu ödeyecek miyiz? 
“Ödemeyiz, olur biter” dediğimiz ve direndiğimiz anda batılı ülkelerin ve özellikle Amerika’nın uygulamaya başlayacağı Ekonomik yaptırımlara karşı bir “B” planımız varmı? Yoksa bunu geliştirmemiz gerekmezmi?
Avrupa ile ticari anlamda böylesine entegre olmuş ve birliğe girme hazırlıklarına odaklanmış iken uygulanacak bir ambargo bizi öylesine derinden etkiler ki, her kesimin belini büker, kısa süre içinde bir çıkış yolu bulunmaz ise, ülkede sadece siyasi dengeler değil,  tüm yaşam biçimi değişiverir. 
Hükümetin pek çok konuda doğru veya yanlış aldığı tedbirler ile iyi-kötü bir yaşam sürmeye alışmış olan geniş halk kitleleri, fakirleştiğinde beraberinde pek çok sorun da ortaya çıkar.  
Bugün hastaneler geçmişe göre daha yoğun bir kapasite ile çalışıyor. Elektrik faturaları kabarık geliyor. Petrol fiyatlarının durumu malum. Meşrubat ve akşamcıların şişelerine kadar uzanmış vergiler ve tuzak trafik cezaları bile bütçe açığını kapamaya yetmiyor. Devletin bedava yapması gereken hizmetlerle ilgili vergi ve harçlar ise bunların cabası…
Sayın Haydar Baş, yapmayı sürdürdüğü “Atatürk Vatandır” konulu toplantılarında hep ayni mesajı veriyor ve hükümeti dış güçlere karşı dikkatli olmaya davet ediyor. Verilen tavizlerin, Türkiye’ye uygulanmaya çalışılan yaptırımların sonu olmadığını, Batılı ülkelerin hiçbir dönemde dostumuz olmadıkları gibi, kültür ve bilgi kirliliği yaratarak değer yargılarımızı değiştirmeye çalıştıklarını vurguluyor.
İnanması güç ama;
Türk insanının zayıf noktası olan Atatürk, Din, Bayrak ve Vatan kavramlarının hamisi durumundaki Silahlı kuvvetleri bile zayıflatacak ajan-provakatorleri orduya yerleştirmeyi başardıklarına göre önerilerine kulak vermek lazım.  
Türklerin Anadolu ya yerleşmesi ile başlayan süreçte ve sonrası Osmanlı İmparatorluğunda bile bu tür olaylar hep görülmüş ve başa çıkılması mümkün olmuştur. Atatürk’ün vatanı kurtardıktan sonra ki dönemde hainler ve isyancılar ile nasıl mücadele ettiğini unutmamak gerekiyor.
Uzun bir süredir ihmal edilen çiftçiliğe, hayvancılığa, madenciliğe geri dönmemizin zamanı gelmedi mi?  Kendi ihtiyaçlarımızı dışarıdan almak yerine kendi teknolojimizi geliştirerek bunları imal etmek zorunda değimliyiz? Dışa bağımlı bir ekonomik model ile yürümenin getirdiği borçlanmanın farkına ne zaman varacağız?
Bizim çok sevdiğimiz bir hocamız; “Ekonomi evden başlar” demişti. Doğrudur. Ülkeyi bekleyen zor günlerde daha az kazanacağımızı düşünerek daha az harcamak ve şimdiden etkileri hissedilen ambargo karşısında kemerleri sıkmaya başlamak zorundayız. 
Her ne kadar insanımız bu kadar sanal rahata alışmış olsa bile…  
Faturasını ödemek zorunda kalacağız…

Taner Tümerdirim

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.