SİMGELER VE SEMBOLLER İSTİSMARI!

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsanoğlu düşüncesini yaşamına dönüştürdükçe sembollerle, simgelerle hatırlamaya, birlikte olmaya çalışmış. Her grup kendine özgü tanımlamalarla diğerinden ayrıklaşmış. Zamanla toplumlar, örgütlü yapılanması olan devletle, kendini diğerinden ayıran unsurlara sahip olmuştur. Bugün her toplum, her devlet, her kurum, kuruluş kendini tanımlayan renk, şekil anlam ifade eden sözcüklerle tanımlanır hale gelmiştir.

Herkesin nedeni farklı da olsa bir gerçek var. O da şu; konuşmuş olmak için konuşuluyor.
Kendi insanının; işine, aşına çözüm üretemeyen kafa patlatamayanlar, ellerindeki en önemli istismar vesilesi olan kabul edilen değerler savunuculuğunu her şeyin önünde görüyor.

Türban’da olduğu gibi şimdi de minareler, dini mi siyasi simge mi tartışılıyor. Simgelere yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın her yerinde farklı yasaklar var

Yasal simgelerin yasaklanamayacağı ana fikrini içeren böyle bir teşhis, hem siyasal simge, hem de tarihi geçmiş açısından ele alınmamakta, demogoji yapılmaktadır.

Sembol ya da simge; soyut bir kavramın somut temsilidir. Örn.yürek, sevgiyi temsil eder.

Siyasal sembollere gelince, özelinde Türkiye, genelinde dünya tarihi yasaklı, hatta bazen ölüm cezasıyla yasaklı siyasal simgelerle doludur.

Komünizmin siyasal sembolü orak/çekiç figürünü duvarlara çizmek bile, SSCB yıkılana kadar Türkiye’de ağır cezalık suç sayılmıştır.

Nazizmin siyasal sembolü Gamalı Haç’ın bir bayrak, bir parti, kamusal ya da özel bir kuruluş alameti farikası üzerinde yer alması, Avrupa’da 1944’ten beri yasaktır. Almanya, Ocak 2007 yılında AB’ye Gamalı Haç’ın sadece kurumsal değil, bireysel yasaklar kapsamına alınmasını önermiş, Avrupalı Sikh’lerin muhalefeti dolayısıyla bir karara bağlanamamıştır. Çünkü Gamalı Haç, aslında 5 bin yıllık Hint Svastika’nın eğimlisi olup, başta Sikh’ler pek çok Hintli için Tanrı Kali’nin sembolüdür…

Naziler, Gamalı Haç’ı, Tanrı Kali’yi simgeliyor diye siyasal sembol yapmadılar. Bu sembol, Yunanca’da Samanyolu anlamına geliyordu ve Nazi Almanya’sının eğik siyah Samanyolu figürü nasyonali çerçeveleyen beyaz halka Ari ırkı, kırmızı halka da sosyali temsil ediyordu.

Avrupalı Sikh’ler, Gamalı Haç’a yönelik kamusal yasakların bireysel kullanıma yayılmasını şimdilik önlüyor. Ama yazılı olmayan yasaklar da vardır ve onlar çok daha etkilidir.

İspanyol’da bu ay yürürlüğe giren Tarihsel Bellek Kanunu ile, artık İspanya’da Frankist rejime ait bütün siyasal semboller, Falanjist selam, bayrak, mühür, arma ve motiflerin kullanımı, hatıra plakaları dahil olmak üzere kanunla yasaklı! Ayrıca Frankist rejimi övmek ve Franko başta Frankist rejim ölülerinin ardından, methiye yazmak, yayınlamak da yasak!

Dünyanın her yerinde siyasal simge yasağı var. Tarihi çok uzun siyasal simge yasaklarına en sonuncu, en taze ve kapsamlısını ekleyen Avrupa Birliği’ne üyelik hedefine kilitlenildiğini unutmuş görünüyorlar.

Tabi ki ilgililerden hiçbiri, ne yaşadıkları, ne de gezdikleri ülkelerin tarihlerini bilmiyorlar ki!

Sağcısı, solcusu, dincisi, dinsizi, milliyetçisi, liberali ile tartışılan konuya bakın!

Dünya ideolojilerden, kaba, dar, tek yönlü şartlandırmalardan sıyrılırken, Türkiye neyle uğraşıyor.

Askeri vesayet, sivil vesayet, belgeler, işaretler herkesçe farklı argümanlar olarak algılanıyor, yorumlanıyor. İnsanlar bir diğeri ile süratle ötekileşiyor. Yüzyıllar boyunca ortak değerler, simgeler, semboller paramparça ediliyor.

Peki ama ne adına? Bence soru bu!
Türkiye’de ekonomi, yatırım, geçim,işsizlik, eğitim konuları gündemde yok.. Dini, siyasi ne kadar tarihte kalmış konu varsa gazetelerde TV ekranlarında tartışılıyor. Kırıntı bilgilerle her konunun uzmanı zerzavat ahkam kesiyor.

İnsanlara; üretmeyi, okumayı, çalışmayı, dünyadan örnekler vererek anlatması öğretmesi gereken kişiler yalan yanlış gereksiz bilgileri beyinleri yıkıyor. Ne diyelim ki!

Okuyan, yazan, çizen beyinler boşa enerji tüketiyor. Yazık hem de çok yazık.

Günün Sözü: Herkes bilmeden, anlamadan, kendi doğrularının, doğru kabul edilmesini ister..

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.