ŞEYH SAİTTEN-FETÖ -AKP İKTİDARINA UZANAN YOL (1)

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KARŞI DEVRİMİN TARİHÇESİ

ŞEYH SAİTTEN-FETÖ -AKP İKTİDARINA UZANAN YOL (1)
Osmanlı Mondros Mütarekesiyle teslimiyeti kabul edip,  elindeki toprakların işgal edilmesini değil Tahtı karşılığı sarayın kapısına asılmış  esaret  tasmasını ABD’nin mi  İngiltere’nin mi  takmasını tartışıyorlardı.
Hanedan, işgal güçlerinin tehlikeli bulduğu devlet adamlarını, aydınları, yurtseverleri,  yurtsever subayları  Malta’ya sürgün etmişti.
Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan kurtuluş hareketine karşı Halife-Padişahın emriyle Şeyhülislam tarafından verilen fetvalarla idamları istenmişti.
İşgalci Yunan uçaklarıyla halka attığı bildirilerle;  ”işgal güçleriyle savaşıp ölenlerin şehit sayılmayacağı” fetvasını duyuruyorlardı.

Kurtuluş Savaşına karşı sarayın ve işgalcilerin  desteğiyle kurulan vatana ihanet cemiyetleri  yerli ve yabancı görünümünde ayrı örgütlenmelerine rağmen, ortak amaç olarak Türk varlığının Anadolu’dan söküp atılması noktasında birleşmişlerdi.
Bu Cemiyetlerin belli başlıları:
Wilson Prensipleri Cemiyeti-Tali İslam Cemiyeti-Kürt Tali Cemiyeti-Etniki Eterya Cemiyeti-Pontus Rum Cemiyeti-Hınçak Taşnak Cemiyeti-Makabi-Alyans İsrail Cemiyeti.
Bu ihanet yuvaları, savaş döneminde sarayın ve İngilizlerin desteğiyle çıkardıkları isyanlarla, halkın ve milli ordunun direncini kırmak için işgal güçlerinin silah ve lojistik desteklerle bu şerefli mücadeleye engel olma noktasında birlikteydiler.
19 Mayıs 1919 da Samsun’dan  dan başlayıp, 9 Eylül 1922 de işgal ordularının vurucu kanadının İzmir’de denize dökülmesiyle kurtuluşun zaferi     ilan edilmiş 29 Ekim 1923’te 16. Türk Devleti halkıyla,ordusuyla ve Ankara’da hem yasama hem karargah görevini üstlenen Büyük Millet Meclisine  Türkiye adını da perçinleyip,  CUMHURİYETLE temelini, LAİKLİKLE ufkunu aydınlığa döndürerek tarihte ”ilelebet yaşama” hakkını dosta düşmana kabul ettirmişti.
Ama bu işbirlikçi ihanet cemiyetleri devrimlere karşı emperyalizmin her türlü katkısıyla Şeyh Sait kılığında Güneydoğuda, Derviş Mehmet kılığında Menemen’de  Düzce’de, Kürtçülük kılığında Koçgiri’de, şeriat maskesiyle Delibaş ve Zeynel Abidin hainleriyle defalarca Konya’da  isyan girişiminde bulunmuşlarsa da hem cumhuriyetin kurumları, hem ihanetin bedelini şehit kanlarıyla ödeyen şehit evlatlarının emanete sahip çıkma iradeleriyle bu hainlere geçit vermemişlerdir.
Bu emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerin, dönmelerin; kindar ve dindar kadrosuyla,  amaçlarına uygun ortam ve yönetimleri sabırla beklemişlerdi.
İkinci Dünya Savaşında taraf olmayan CHP iktidarı Emperyalizmin  aşiretlerin ve toprak ağalarının desteği ile iktidara getirilen DP, emperyalizmin Marshall Planını uygulamaya koymuş, ABD’de başlatılan Mc Carthy kıyımı Türkiye’de de bilim adamlarına, basına, aydınlara uygulanmaya başlanırken tarikatların önü açılıyordu.
Uyuyan yılanlar uyanmıştı.
Köy Enstitüleri kapatılmış, tarım ülkesi Türkiye’de çocuklar okullarda ABD’nin süt tozlarıyla minnet toplumu yaratma dönemi mandacıların bıraktığı yerden başlatılmıştı.
Kayseri uçak fabrikası kapatılıyor, makine üretimi durduruluyor, ithal taşıt araçları, traktörler alt yapısı hazırlanmadan, sanki bu araçlar hiç bozulmayacaklar, eskimeyecekler gibi  önlemsiz, aşırı borçlanma ile ülke ileride araç hurdalığına dönmesinin de önü açılıyordu.

DP’nin ilk işi Türkçe Ezanı tekrar Arapça okutmakla başlamak oldu.
Ülke yetkisiz tarikatların tekelinde Kuran kursları açma yarışına sokuluyordu.
Menderes; DP, milletvekillerine; Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz!” Diyebiliyordu.
Yargı siyasallaştırılıyor, muhalefetin sesi kısılıyor, muhalif basın baskı altına alınıyor, gazeteciler hapsediliyordu.

Üniversite rektörleri profesörleri DP polislerince darp ediliyor,  yerlerde sürükleniyordu.

28 Nisan 1060 tarihinde DP iktidarını protesto eden gençlere polis müdahale etti. Turan Emeksiz isimli üniversiteli öğrenci polis kurşunuyla öldürüldü.
Meclis Tahkikat Komisyonları ile Yargı görevini üstlenen DP, muhalefeti yargılama yetkisi almıştı.
Seçimlerde Millet Partisi (MP) Kırşehir’de seçimleri kazanınca ilçe yapıldı, MP Başkanı Bölükbaşı hapsedildi.

Kurtuluş Savaşının Batı Cephesi Kumandanı, Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı, sonra cumhurbaşkanı İnönü meclise alınmıyor,DP yandaşlarınca  iki kez linç etme ve suikast saldırılarından son anda kurtuluyor, yurt içi seyahatleri engelleniyordu.

DP, 1950’de seçimleri kazandığında İnönü’ye; ”DP’ye iktidarı vermeme” önerisine rağmen İnönü;

”Seçimi kaybetmem benim politik yenilgimdir. Ama iktidarı seçimi kazanan DP’ye teslim etmemse benim demokrasi alanında zaferimdir!” Diyerek iktidarı DP iktidarına teslim etmesi tarihte örnek alınması gereken bir duruştu.

Ama Menderes ve ekibi her dikta yönetimleri gibi seçimle kaybetmeyi özümseyememiş, ülkeyi bir baskı kıskacına alarak iktidarı seçimde kaybetse de bırakmayacağı yanılgısına düşmüş, yalnız kendine değil Türkiye’de zarar verdiğinin bilincinde değildi.

Tüm diktatörler ve demokrasiyi araç olarak kullananlar gibi….
Türkiye’de karşı devrim DP ile canlanmış bu günlerin de hazırlayıcısı olmuştu.

Yıldız AKALIN

Not: Devamı haftaya.
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.