SEN KİMSİN-KİMİ BİTİRİYORSUN?

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SEN KİMSİN-KİMİ BİTİRİYORSUN?
 
Türkiye gittikçe bir bilinmezliğe doğru yol alırken, suçlular şiddeti suçlarına bir kalkan olarak kullanmaya devam ediyorlar…
AKP Genel Başkanı 7 Haziran seçimlerinden sonra iktidarı bırakmak gerçeğinin nedenleri ile yüzleşmek yerine, elinde olan devlet gücüyle baskı ve şiddetle gerçekleri karartmayı seçmişti.
 
Meclisteki tek tek aday yapıp, seçtirdiği milletvekillerinin oy çokluğu sayesinde, kadrolaştırdığı, sözde hâkim ve savcılar sayesinde, devlet bürokrasisini teslim ettiği Ak Troller sayesinde usulsüz, hukuksuz olarak kapattırdığı suçlamaları, iktidar giderse tekrar açılıp soruşturulmasından korktu ve panikledi.
 
O nedenle Cumhurbaşkanı olmak istemişti.
Çünkü, cumhurbaşkanının vatana ihanet suçu dışında bütün suçlara karşı dokunulmazlık zırhı vardı.
 
Ama, MİT TIRLARI ile gönderilen silahların Türkmenlere değil, IŞİD’ e veya Suriye’ye karşı savaşan teröristlere gönderildiği MHP tarafından dillendirilip, Tuğrul Türkeş’in yeminle bu silahların nereye gittiğini açıklama tehdidiyle, dokunulmazlık zırhının delineceği korkusu uykularını kaçırıyordu.
 
Nedeni açıklanmayan bir gelişmeyle Bahçeli mürit, Türkeş, AKP hükümetinde başbakan yardımcısı olunca biraz rahatladı.
Ama, inandırıcılığı azaldıkça oyları da azalıyordu. Tehlike çanları çalmaya devam ediyordu.
 
Referandumda Bahçeli’nin desteğini partilileri onaylamadı, büyük çoğunluğu hayır dedi.
Kalesi olarak gördüğü büyük illerde ve batıda nakavt olmaktan Yüksek Seçim Kurulu kurtardı.
 
Davutoğlu’nun yerine Binali usulen ismi var, hükmü yok başbakan yapılmıştı.
Parti başkanı olarak dümene resmen geçmek istiyordu.
Hem dokunulmazlığı olan bir cumhurbaşkanı hem de partinin resmi başkanı olarak rejimi bir din devletine götürme çalışmalarını hızlandırdı.
 
AKP-BBP-VATAN PARTİSİ ortaklığında, şimdilik arkasına takıldığı PUTİN Rusya’sının karanlık desteği ile; Laik Cumhuriyetin tek savunucusu Cumhuriyet Halk Partisine ve ne olacağı bilinmeyen İYİ PARTİ’YE karşı her türlü baskıyı, saldırıyı başlattı.
 
Bakanlarının önüne yattığı, pahalı saatle, çikolata kutularında verilen rüşvetlerle
 Evlere istif edilmiş sıfırlama telaşına neden olan baba oğul telefon kayıtlarıyla
Bir banka genel müdürünün evinde ayakkabı kutularına istiflenmiş milyonlarca Dolarların, Avroların ibretlik görüntüleriyle yalnız Türkiye değil dünya tanık oldu.
Hukuksal, etiksel bir açıklama yerine arsızlık yeğlendi.
Rüşvet dağıtan harami, devlet katında; yandaş TV’de ”Cömert, hayırsever iş adamı” İlan edildi.
Üstelik devlet tarafından ödül verilerek…
 
Bu iş adamı ABD’de HARAMİ sayılıp hesap verme durumunda kalıp itirafçı olunca hain ilan edildi.
 
Bir de Başbakanın oğullarının, Araştırmacı Gazeteciler Birliğinin belgelediği Panama’daki off-schore hesaplarının araştırılması AKP oylarıyla reddedilse bile kamuoyu vicdanında yerini aldı.
 
Herkes, Zarrab’ın sırları, can derdiyle saçmasıyla meşgulken, AKP Genel Başkanının oğulları, dünürü, eniştesinin, MAN adalarında 1Sterlin sermayeyle kurulan şirketlerin, on beş milyona dolara varan havaleleri de CHP tarafından, üstelik, asıl mesleği hesap uzmanlığı olan Kılıçdaroğlu’nun titiz incelemesi sonucu açıklanması AKP Genel Başkanının sinirlerini tamamen bozdu.
 
Küfür derecesinde, bırakın cumhurbaşkanı olarak, bir parti başkanı olarak, normal bir sokak külhanbeyinin bile yüzünün kızaracağı sözleri söylemesi gelecek korkusunun patlamasıdır.
 
Haklılığını kanıtlamanın yolu meclis araştırması ile gerçeklerin ortaya çıkarılması gerçeğini göz ardı edip meclisteki AKP ile Bahçeli’nin MHP’sinin oylarıyla engellemesi bu savların doğruluğunu kabul etmesi demektir.
Aslında tüm kızgınlıklarının nedeni, gerçeklerin açığa çıkarılmasıyla verecekleri hesabın ağır olmasıdır.
 
Hele, ”Damat Berat’ın, Fetö okullarında” yetişmesi ve o kimlikle damat, o kimlikle bakan olması, AKP içinde de hoşnutsuzluk yarattı.
Diğer damatlar tutuklu, baş damat bakan!
Zaten Davutoğlu, Yüce Divan ve soruşturmalardan yana olması nedeniyle azledilmişti.
 
AKP, cenahında daha atak, daha gözü dönmüş, daha Reise bağlı gibi görünüp, muhalefete saldıran, hakaretler edenler; Mehmet Metiner, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibilerin geçmişte Erdoğan hakkında;
”Çapsız, Paçalarından yolsuzluk akıyor, Harun gibi geldiler, Karun oldular!” Suçlamaları
yenir yutulur değildi.
Mehmet Metiner PKK’dan gelecek bulamayınca Fetöcü kadrosundan AKP’li olmuştu.
Bu nedenle gönüllü fedai pozlarına girse de AKP’de kıymeti- harbiyesi sıfırdır.
Süleyman Soylu DP’den FETÖCÜ olduğu için atılmıştı.
Son zamanlarda eski söylemleri, kimliği açığa çıktıkça hırçınlaşıp devletin içişleri bakanı değil de bir Mafya Babası gibi; Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını;”Bittin sen!” tehditleri çapsızlığı yanında geçmişini karartma telaşındandır..
 Onun için, Kılıçdaroğlu’nun saptaması cuk oturmaktadır.
”Allah kimseyi zalimin elinde emir kulu yapmasın.
Zalimin elinde emir kulluğu yapanlar en çok döneklerdir.
 
Doğru söze şapka çıkarılır….
 
YILDIZ AKALIN

 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.