SEMA AYİNİ

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SEMA AYİNİ

T.C. Berlin Büyükelçiliği nezdinde kutlanan Mevlâna Günleri, oldukça büyük ilgi gördü. Açılış ressam İsmail Acar’ın sergisiyle başladı. Sema Ayini ilahi dönüş dansıyla taçlandırıldı.

Dervişlerin yaşam biçimi, felsefelerini gösteren Belgesel Film, Yunus Emre Enstitüsünde izlendi
Mesnevi eserden alınan dizeler bir kitapçıkta derlenmiş, Almanca yazılmış. Gençler için iki dilde yazılsaydı daha iyi olurdu.

Resim sergisinde, her resim dizelerle adeta özetlenmişti. Birçok etkinlikte görüldüğü gibi birinci nesilden çok az katılım vardı. Gençlere kültüründen bir örnek sunmak oldukça önemliydi.

Böyle etkinlikler işçilerle birlikte altmış yıllarında Avrupa’ya getirilseydi, herhalde bugünkü İslâm, Türkiye ve Türk karşıtlığı olmazdı.

Suriye’den ve Türkiye’den gelen kötü haberleri kısa bir süre de olsa zihinde geriye itip, dinlenerek enerji toplamak mümkün oldu. Bilhassa empati duygusu yoğun olan katılımcılar için adeta bir terapi etkisi yaptı.

Mevlâna, Selçuklu Devleti’nin başkenti olan Konya’da 13. yüzyılda yaşadı. O zamanın biliminsanı, şair, edebiyatçı yazdığı iki dörtlük şiirleri altı ciltte toplanmıştır. Doğuda Mesnevi deyince ilk akla gelen Mevlana’nın bu eseridir.
Din bilimcileri Kuran ve Hadis’ten sonra üçüncü sırada bu esere önem verir, mutlaka okur. Yazılanlar 800 yıl sonra bugün de insanlığa ışık tutar. Dinî bilgilerin temeline indiği için, Kuran ve Hadisi daha iyi anlamaya yardımcı olur.
Müslüman olmayana kâfir demenin yanlış olduğunu, Anadolu’da yaşayanlar Almanya’da yaşayanlar kadar düşünemez. O iyi yürekli Hristiyanlardan yardım görmeselerdi işçiler bu kadar uzun zaman kalamazdı.

      
           Arifler, meçhulleri, her sırrı bilir,
           Onlar ki yobazlardan gizlenmiştir.
           Hayret, ne tuhaf! Gerçeğe ermiş kişiler
           Mümin ama bak, onlara kâfir denilir.

Yine yurtdışı Türkleri daha derinden şu sözleri kavramakla kalmaz, günlük yaşamında uygular.

           Kim olursan ol, gel yine gel,
           tevazuda toprak gibi ol.
           Hoş görüde deniz gibi ol,
           cömertlik ve sevgide ırmak gibi ol.
           Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
           ayıpları örtmekte, gece gibi ol.
           İster kâfir ol, ister mecusi
           ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

Uyumu Almanca öğrenmekle sağlandığını sananlara tam yerinde bir cevap:

           Ülkem bu benim, yerim bu, yurdum işte
           geldim, nicedir kök saldım memlekete.
           Düşman (yabancı) gibi görseniz de düşman değilim,
           ben Hintçe konuşsam bile Türk’üm yine de.

Türkler Avrupa’da çocuk ve torunlarıyla dal salmış, yeni kökler tarihiyle ellerinin nasrıyla geliştirmiş. Hem Türkiye hem yaşanan Avrupa ülkeleri bu gerçeği kabul etmek zorundadır.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, uzak yolları dil, güzel söz kısaltır.

            Yol var, dilden kalbe giden bir yol var,
            bak onda cihandan candan tüm sırlar.
            Dil suskun durdukça açık işte o yol,
            ancak konuşan dil, yolu gaddarca kapar.

Sema ayininde semazenlerin el hareketlerini izah eden dörtlük:

            Her zerreyi hem yerde gözet, hem gökte,
            onlar da büyük kudrete aşık işte!
            Her zerre – sen, üzgün, iyi berbad – güneşe
            aşık olmuş da durmadan dönmekte.

Mevlâna’sız İslam’ı anlatmak noksan kalır. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı, Beyoğlu-İstanbul Belediye Başkanı, Elçilik ve Yunus Emre Enstitüsü elele vererek bunu açıkladılar.
Işığa Karşı konseri, Yunus Emre op.26, Ahmed Adnan Saygun’un eserini henüz izlemedim, oldukça merak ediyorum. Konserin ev sahipliğini Protestan kilise elçisi Margot Käsmann, 500. Martin Luther yıldönümü adına üstlendi. Bu konserle Mevlâna Günleri’ne nokta konacak, akılda ve gönülde iz bırakacak. Gelecek yıl daha coşkulu olacağı beklenebilir. 

Yazılı bilgilerin resim sergisi kataloğunda olduğu gibi her iki dilde yazılmasını ve Almanya’da Almanca ’ya çevrilmesini tavsiye ediyorum. Zira çeviride bazı cümleler sözlük Almancası olup, manası yerine oturmamış. Dil de moda gibidir, bu nedenle sözlükteki gibi kalıplı kalmaz.
Sevdiklerinize sevginizi söylemeyi veya göstermeyi yarına bırakmayınız. Zira yarına kimin kalacağı, kimin öleceği belli olmaz.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                

                 
Kitaplığınıza Yunus Emre Enstitüsü’nden tedarik etmenizi tavsiye ediyorum:

İsmail Acar, Mevlâna Rumi, Resim sergi kataloğu 
Türkçe/Almanca           
  
                   

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.