ŞEHİTLERİMİZİ UĞURLARKEN

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

19 Ekim günü Çukurca’da yirmi dört vatan evladı hain tuzakta can verdikten sonra basın organlarının büyük çoğunluğundaki yayınlar, ulusumuzun moralini oldukça bozdu. Hemen hemen her gün şehit verdiğimiz son bir ayda hala PKK’ya övgüler düzen kimi yorumcuların varlığı halkımız arasında öfke birikimine neden olmakta. Ben de öfkemi içime gömüp şehitlerimizin acısını yüreğimin orta yerinde duyumsayarak televizyon ekranlarındaki saçmalıkları izlememeyi yeğledim. Burada yapılmak istenen, dünyanın en eli kanlı örgütünü aklama çabasında.

Uykusuz geçen bir gecenin sabahında birkaç gazete (Ne yazık ki iktidar güdümünde olmayıp gerçekleri yazan gazete sayısı çok az.) alarak yollara düştüm. Trafik çilesini hafifletmenin en iyi yolu, yolculukta bir şeyler okumak. Gazetelerde şehitlerimizin ilginç yaşam öyküleri var. Hepsinin benzer, acıklı kısa geçmişleri. Sanırım en acıklısı da Şehit Çavuş Birol Elmas’ın Adapazarı’nda yaşayan ailesinin hazin yaşamı. Elektriği kesik bir barakada biri özürlü üç çocukla verilen bir yaşam kavgası. Devlete meydan okuyanların kaçak elektrik kullanım bedelleri, tüm Türkiye’deki tüketicilerin faturalarına yansıtılırken Çukurca’da hain pusuda bölücü örgütün kurşunlarına hedef olan Birol’un barakası kapkaranlık. Tüm yoksulluğa ve olanaksızlığa karşın isyan yolu yerine, vatan hizmetini seçen kocaman yürekli canların ışıldattığı derme çatma barakada yaşama tutunuş.

Gazetelere dalmış gitmişken Bakırköy’e geliyorum. Birkaç arkadaşla ayaküstü sohbet ediyoruz. Zaman hızlı akmakta. Geç kalacağım kaygısı… Saat on bir olmadan hızlı adımlarla uçarcasına Ataköy 5. Kısım Camisine ulaşıyorum. Yoğun güvenlik önlemleri alınmış. Cami avlusuna girmek yasak. Arka kapıdan caminin ağaçlıklı bahçesine giriyoruz. Her yaştan, her sınıftan insanlar, çok geçmeden her yanı dolduruyor. Herkeste üzüntüyle karışık bir öfke. Ancak cami avlusunda yurttaşın cenaze namazı kılması yasak. Şehit cenazelerinin muhalif gösterilere dönüşmemesi için özel bir gayret gösterilmekte. Hele cuma ve cenaze namazını kıldıran imamların ”alkış yapılmaması ve slogan atılmaması” yolundaki telkinleri dikkat çekici. Cami avlusunda şehit aileleri ile protokole mensup kişiler var. Şehit cenazelerinde AKP yöneticileri halkla temastan özellikle kaçınmaktalar.

Cami avlusundaki kadınların sayısı, neredeyse erkeklerden çok. Protestolarda kadınlar daha etkin. Anneler, eşler, yavuklular… Mehmetçikleri bağırlarına basıyorlar. Hemen herkesin elinde al bayraklar.

Şehitlerin cenazesinde en ilgi çekici katılım liselilerden. Çoğu okul üniformalarıyla gelmişler. Bir ağacın altında bir kız öğrenci grubu dikkatimi çekiyor. Telaşla geri dönüş paralarını denkleştirmekteler. Avcılar’dan gelmişler. Ailelerinin haberi yok, okul idaresi izin vermemiş. Çok heyecanlılar. Ayaküstü söyleşiyoruz. Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlılıkları göğsümü kabartıyor. Az ötedeki liseli erkek öğrenci grubuna yaklaşıyorum. Onlar, Kocasinan’dan yürüyerek gelmişler. Harçlıkları olmadığından yine yürüyerek dönecekler evlerine. Bakırköy’ün çeşitli liselerinden öğrenciler doldurmuş her yanı. Hepsi pırıl pırıllar, yurt sevgisiyle dolular.

Liseliler cenaze bitiminde toplanarak ”Anne üzülme, evlatların yanında!” sloganını haykırıyorlar; saf, temiz, taze sesleriyle yürekten.

Yakamda Şehit Asteğmen Bilal Özcan’ın ve Şehit Er Eyüp Çolakoğlu’nun fotoğrafları durmakta. Gencecikler… Cennet bahçesindeki melekler gibi temiz yüzlerinden, insan bakışlarından ayıramıyorum gözlerimi. İçim öfke ve isyanla dolu. Böylesine güzel insanlara nasıl kıydınız kör olasıcalar, diyorum. Gözümde Bilal ve Eyüp’ün bakışları, kulaklarımda liselilerin haykırışlarıyla eve dönüş yolundayım. ”Acaba!”, diyorum kendi kendime: ”Adapazarı’ndaki şehit Birol’un barakasındaki elektrik, borca takılmadan ne kadar daha yanacak?” Ortadoğu’daki petrol savaşı ve ülkemiz siyasetçisinin gafleti önümüzdeki günlerde kaç tane daha fidanımızı toprağımızdan söküp götürecek?

Kadınların, gencecik liselilerin her yaşta yurttaşın sahip çıktığı şehitlerin koruduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak o kadar kolay mı sanıyorsunuz?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.