SEÇENEKLER

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SEÇENEKLER



7 Haziran Pazar günü yapılan seçimler, hiçbir partinin çoğunluk sağlayamaması üzerine, azınlık hükümeti ya da koalisyon hükümeti gibi seçenekleri öne çıkardı. Tabii bunların dışında erken seçim de gündemdedir ancak yeni seçilen milletvekillerinin kıyak emekliliklerinin dolması için iki yıl geçmesi gerekmektedir. Genellikle vatandan önce maddi çıkarlar geldiği için, erken seçim seçeneği çok pratik gözükmemektedir.

Seçime katılan tüm parti genel başkanlarının ve bazı üst düzey yöneticilerinin açıklamalarına göre hiçbir parti seçimleri yitirmedi ve kazanan demokrasi oldu. Parti genel başkanları kendilerini başarısız olarak görmüyor ve bunun için çeşitli mazeretler üretebiliyorsa, ülkede demokrasinin getirildiği konum ortadadır. Sonuçlara ve partilerin yaptıkları açıklamalara bakılırsa, seçimlerden sonra Türkiye’yi büyük bir istikrarsızlık ve çatışma ile ekonomik ve siyasi bunalımın beklediğini anlamak zor olmasa gerek.

Tayyip Erdoğan ile birlikte bu seçimleri yitiren diğer kişi yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Yeni CHP yöneticilerinden biri “biz başarılı olduk” ve genel başkanı “istifa etmemi gerektirecek bir durum yok” diyebiliyorsa, bu onların sadece niteliklerinden değil, etik değerlerinden de şüphe edilmesini gerektirir. Bu seçim sonuçlarından sonra İzmir’den milletvekili seçilen “Dersim’li Kemal” derhal istifa etmelidir. TBMM’ye giren parti genel başkanları, memleketlerinde birinci parti olup, milletvekili çıkarırken, Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de CHP %20 oy almış ve milletvekili çıkaramamıştır. Tunceli’de 1950 seçimlerinde ve 1999 seçimlerinde CHP milletvekili çıkaramamıştır. Çoğunluk yöntemiyle yapılan 1950 seçimlerinde CHP %41 oy almış ve %59 oy alan Demokrat Parti milletvekili çıkarmıştır. 1999 seçimlerinde ise CHP %24 oy almasına karşın, barajı geçemediği için milletvekili çıkaramamıştır. 7 Haziran 2015 seçiminde CHP’nin aldığı %20 oy, Tunceli’de bugüne kadar alınan en düşük oydur ve “Dersim’li Kemal’in” gereğini yapması beklenmektedir.

Seçimlerin en kazançlı partisi HDP’dir. ABD, verdiği tüm maddi ve manevi desteğin yanında, seçime iki gün kala Diyarbakır’da patlattığı bombalarla HDP’nin barajı aşmasını sağlamıştır. CHP’nin de barajı aşması için destek verdiği HDP, PKK terör örgütünün siyasi uzantısıdır. Birçok aydın geçinenler de, ‘AKP’den kurtulmak’ için temel isteklerini barajı aşacak dördüncü bir parti olarak HDP’de görmüşler ve destek vermişlerdir. Bunlardan başka PKK terör örgütünün dağdaki silahlı militanlarının köylerde, ilçelerde ve kentlerde oy verme sürecinde ilk kez açık ve yaygın olarak yaptığı terör de önemli bir rol oynamıştır. PKK terör örgütünün seçim sandığı üzerinde estirdiği terör sonucunda HDP, Doğu ve Güneydoğu illerinde %70 den fazla oy almıştır. Ülkemizde, PKK terör örgütünü devreden çıkarmadan yapılacak seçimlerle, doğru sonuca ulaşmak olanaksızdır.

HDP’nin barajı aşmasına destek verenler, Sevr’i hayata geçirmek için silahlanıp dağa çıkan PKK terör örgütünün kanlı elini tutmaktadırlar. HDP, Şeyh Sait, Seyit Rıza, Said-i Nursi gibi cumhuriyete ve devrimlere düşman olan emperyalist ajanları  kendilerine lider olarak almaktadırlar. Barajı geçen HDP ve terör örgütü PKK, bu noktaya Atatürk ilke ve devrimlerine karşı savaşarak geldi. Bu yüzden HDP’nin içinde bulunduğu bir koalisyon hükümeti, ülkemizi büyük açmazlara götürür. 
HDP’nin öncelikleri arasında PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’a af çıkartılması vardır. HDP ile koalisyona girsin ya da girmesin bütün siyasi partilerin bebek katili Abdullah Öcalan’a af konusunda ne düşündüklerini Türk halkına açıklama zorunluluğu bulunmaktadır.

Tayyip Erdoğan’ın tercihi milletvekili transferleri ile AKP’nin hükümeti tek başına kurmasından yanadır. AKP’nin içinde olmayacağı bir hükümetin, Tayyip Erdoğan’ı epey zorlayacağı düşünülebilir. Bu arada MHP’nin de ne yapacağı bellidir; eskiden olduğu gibi yine verilen görevi yerine getirecektir. 

CİA memurlarından Kemal Derviş’in de açıkladığı gibi, ABD’nin isteği AKP ile CHP koalisyonudur. CHP Genel Başkanı “cumhurbaşkanlarının yargılanmasını istemem” ve “siyasi intikam yok, devri sabık yaratmayacağız” dediğine göre böyle bir koalisyonun önü açıktır. AKP ile koalisyona, CHP’li partililer sıcak bakabilir. Çünkü seçim başarısızlığı unutturularak, hükümete girilince bir takım maddi kazançlar elde edilebilir. Ancak durum seçmenler açısından farklıdır. Seçmenler AKP’nin yolsuzluklarından hesap sorulması için, hukuka uygun demokratik bir yönetim için, satılan ve bozulan değerlerin yerine getirilmesi için CHP’ye oy vermişlerdir. AKP ile yapılan bir koalisyonda seçmenler kandırıldıklarını anlayacaklardır ve bu da CHP’nin bitirilmesi anlamına gelecektir. 

ABD’nin isteğiyle cumhuriyeti kuran partiye, cumhuriyeti yıktırma görevi verilmesi gündemdedir. Bu projeye kesinlikle karşı çıkılmalıdır.  Parti örgütü ve seçmenlerin kararlı mücadelesiyle, seçim başarısızlığının faturası yeni CHP yönetimine kesilmelidir. Parti örgütü en kısa sürede olağanüstü bir kurultay için karar vermelidir. Yapılacak bu olağanüstü kurultay CHP’yi iç ve dış güçlerin örümcek ağlarından kurtaracaktır… 

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.