SARAYLAR, SALTANATLAR, İNANÇLAR, DEVLETLER…

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

VE CORONA VİRÜSÜ

Mesele ne mi?

Hani, devletlerinizin, krallıklarınız, saraylarınızın, saltanatlarınızın, makamlarınızın, ordularınızın…  Gücü nerede?

Hani, yatlarınızın, yalılarınızın, sermayenizin, arabalarınızın, bankalarınızın, özel korumalarınızın, kaleden duvarlar ile çevrili malikânelerinizin, gökdelenlerinizin gücü nerede?

Hani, kendi dininizi, mezhebinizi diğerlerinden üstün görerek uğruna savaştığınız inançlarınızın gücü nerede? (ayrıca, hiçbir din savaşmayı emretmiyor)

Hani, birinizin diğerinden üstün ulus, milliyet olarak gördüğünüz “saf kan” gücünüz nerede? (Tüm insanlığı Allah’ın yarattığına inanarak, insanlar arasında ayrım yapılıyor olması bir kenara…)

Hani, Kiliselerinizin, Camileriniz, Tapınaklarınızın, Sinagoglarınızın… Gücü nerede? (İnanmadığınız halde yoksul halka inanmalarını istediğiniz…)

Hani, İmamların, Papazların, Rahiplerin, Budaların Hahamların…  Gücü nerede?

Asıl Mesele ne mi?

Sistemler, sermaye sahipleri, güç sahipleri din ve ulus değerlerinden farklı yaşarlar. İnsanların din ve inanç duygularını kullanarak toplumları ayrıştırarak kendi saltanatlarını korurlar.

Kapitalizm, daha çok kar için, yoksul halkları sosyal, siyasal, güvenceden mahrum çalıştırıyor.   Kapitalsizim, Din adamları, ısmarlama yazarları, basın ve yayınları aracılığı ile yoksullara dualar ederek, şükür ederek, mutlu, sağlıklı yaşam vaat ediyorlar.

Küresel sermaye, yoksul ülkelerin yer altı yer üstü zenginliklerini talan etmek için aralarında savaşlar çıkarlar.

Ulus ve milliyet söylemleri ile tellallarını meydanlara göndererek vatan savunması nutukları attırarak savaşçı toplarlar. Savaşlarda yoksullar vatan için savaştıklarını sanarak ölürler. Savaştan sonra zenginler petrol, maden, elektrik santralleri, yol yapımı inşası… İşlerini alarak zenginliklerine zenginlik katarlar. Ülkelerin en dindar, en milliyetçi efendileri ve asil insanları olarak lansa edilirler. Yoksul evlerinden savaşta kaybettikleri çocuklarının mezarlarına giden analar feryatlar ederek, ağıt yakarak yoksulluklarından bir şey değişmeden yaşarlar.

Dünya bu hale nasıl mı geldi?

Güç savaşları veren kapitalistlerin atom bombası denemelerinden bu hale gelmedi mi?

Termik, Nükleer, Hidroelektrik santralleri, Fabrika atıkları, ilaçları, asit ile doğada maden yıkama… Doğamızı kirlettikleri için bu hale gelmedi mi?

Fabrikaların, katı ve sıvı atıklarını yaşam alanlarımıza dağıtarak çevre kirliliği yarattıklarından bu hale gelmedi mi?

Besin maddelerimizde tatlandırıcı ile damak tadı yaratma, raf ömrü uzatma, katkı maddeleri koyarak hızlı büyüme ve gelişmeden daha fazla kar etmek için sağlığımızla oynadıkları için bu hale gelmedi mi?

Moda adı altında reklamlar ile sağlıksız giysi, oyuncak, temel ihtiyaç maddelerinden daha çok kar elde etmek hırsıyla daha kalitesiz kanserolojik maddeler kullandıkları için bu hale gelmedi mi?

Şehirlerde, köylerde yeşil alanları yok edip insanlar beton yığınları içinde yaşamaya zorladıkları için bu hale gelmedi mi?

Halkları milli üretimden, geleneksel beslenmeden kopararak, besin değeri olmayan “zehirleri” yiyecek içecekler ile çocukları reklamlar büyütüp fesfood yemek alışkanlığı kazandırdıkları için bu hale gelmedi mi?

Eğitime, sağlığa, beslenmeye, temizliğe…  Kaynak ayırmayarak, iktidarlarını sürdürmek için kiliselere, camilere, sinagoglara, tapınaklara yatırım yaptıkları için bu hele gelmedi mi?

Öğretmenden, Doktordan çok din insanı yetiştirilmedi mi? Okullardan, hastanelerden çok ihtiyaç duyulmadığı halde inanç merkezleri yaptıkları için bu hale gelmedi mi?

Neler oluyor?

Corona virüsü; inanç, ulus, milliyet, ülke tanımadan öldürdüğünü görüyoruz.

Dünyanın en güçlü devletleri, en güçlü sermayeleri, en güçlü orduları, en görkemli ibadet merkezleri, en alim din adamları, yatırlar… Corona virüsüne karşı koyamadığını görüyoruz.

Saraylar, kaleler, saltanatlar, makamlar, yalılar, paralar, uçaklar, fabrikalar, arabalar, yatlar, malikâneler, kiliseler, camiler, sinagoglar corona virüsünden insanları koruyamadığını görüyoruz.

NE GÖRDÜK?

Corona virüsü ile bilim mücadele ediyor. Devletler; Bilim insanlarını yetiştirmek için eğitime, bilimsel araştırma yapmak için özerk üniversitelere kaynak ayırmaları gerektiğini gördünüz mü?

Bütün bunlar için parasız eğitimin ve sağlığın şart olduğunu, sosyal devletin gerekliliğini gördük mü?

Corona virüsüne yakalananları Camilerde İmamlar, Kiliselerde Papazlar, Sinagoglarda Haham’ların, Tapınaklarda Rahiplerin tedavi edemediklerini gördünüz mü?

Corona virüsüne taşıyanların sadece hastanelerde tedavi edildiklerini gördünüz mü?

Corone virüsü yayıldığında sözde iman gücü olanların, sözde vatansever, milliyetçi olanların ibadet merkezleri yerine hastanelere tedavi için koştuklarını, marketlere hücum ederek besin stokları yaptıklarını gördünüz mü?

O nedenle yeterli inanç merkezleri varken yenilerini yapmaya değil, okullara, hastanelere, sağlık ocaklarına daha çok ihtiyaç olduğunu gördünüz mü?

SONUÇ OLARAK:

Herkes; parasız eğitim ve sağlık hakkına sahip olmalı. Devletler, tüm vatandaşlarını sosyal devlet güvencesi ile beslenme ve barınma güvencesi sağlamalı.

Eşit sosyal siyasal haklar ile farklılıklarına hoş görü göstererek halklar din, dil, milliyet, renk, sınıf ayrımı yapılmadan özgürce kendilerini ifade edebilecekleri yaşamı hayata geçirilmeli.

Doğa, İnsan ve hayvanların ortak yaşam alanı olan bu gezegende herkes kendi doğal akışı içinde yaşam sürmeli.

Bunlar gerçekleştiğinde insanların, hayvanların, bitkilerin virüs tehlikesinde bilimsel mücadele ile salgına dönüşmeden önlenmesi daha kolay olacak.

Bugün biz insanlara düşen: Yetkililerin uyarılarına uygun yaşayarak, corona illetinden dünya insanları olarak kurtulmak olmalı.

Hadi hayırlısı…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.