SARAYBOSNA’DA 3 GÜN (III)

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SARAYBOSNA’DA 3 GÜN (III)

Milli Park, sularıyla, yeşillikleriyle, kuğularıyla ve ferahlatan ortamıyla biraz da olsa bizi rahatlattı.


Benliğimizdeki duygu yoğunluğundan uzaklaşabildik. Ve döndürdük yönümüzü Travnik’e doğru. Eğri büğrü dağ yollarından yıldırım gibi gidiyor Vedud. Bazen yokuş yukarı, bazen baş aşağı. Kıvrıla kıvrıla aşıyoruz Bosna dağlarını. Başlangıçta biraz çekindim ama, sonra teslim oldum Vedud’a ve tevekkül ettim Allah‘a. Vedud haklıydı, ben onun kadar rahat ve hızlı kullanamazdım o yollarda arabayı. Vedud savaşta yüzbaşı rütbesiyle çarpışmış onurlu bir komutan ve çok iyi bir rehber ve aynı zamanda yol arkadaşı.



  
Yol buyunca cami minaresi de gördük kilise minaresi de. Sırplarla, Hırvatlarla yan yana yaşıyor Müslümanlar. Sordum Vedud’a, „Zor olmuyor mu bu kadar olanlardan sonra birlikte yaşamak?“, „Elbette zor oluyor, eski samimiyet yok zaten, ama katlanıyoruz.“
Kacuni kasabasına gelmişiz. Burada bir tekke var. Mesudiye tekkesi. Tekke üst katta, alt katlarda klinik var. ‘Bosna’yı ayakta tutan bu tekkelerdir diyor’ yine Vedud. Aynı zamanda medrese olarak da kullanılıyor tekke. Namazlarımızı kıldık tekkede ve yola devam ettik.

 


Travnik, Saraybosna’nın 90 km batısında yer alan şehir. Travnik vezirler şehri olarak biliniyor. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’na onlarca devlet adamı yetiştirmiş. Osmanlı’nın çok önem verdiği bu şehri üst düzey vezirler yönetiyormuş. Bundan dolayı Travnik “vezirler kenti” olarak anılıyormuş. Şehirde tam 77 Osmanlı veziri görev yapmış. 19 vezirin türbe ve mezarları bu şehirde bulunuyormuş.

 


Travnik, şu anda da Avrupa’nın ortasında ayakta dimdik duran tam bir Osmanlı kenti. 60 bin kişilik şehirde 18 cami var. Osmanlı Kalesi, medreseleri, çeşmeleri, saat kulesi, köprüleri, kahvehaneleri, köftecileri, börekçileriyle sanki zamanın 19. yy. Osmanlı İmparatorluğu döneminde durduğu bir yer.

Karşıdan kaleyi görüyorsunuz şehre girerken. Travnik Kalesi, 14. yüzyıl sonunda Bosna Kralı II. Tvrtko tarafından yaptırılmış. 1463’te Fatih Sultan Mehmet tarafından alınan Travnik Kalesi’nin tek bir girişi var. O da kalenin etrafını saran hendeğin üzerinden geçen dar ve uzun bir köprü. Altından ırmak akıyor. Kale Osmanlıların eline geçtikten sonra komple yenilenmiş ve tam bir Osmanlı kalesi hüviyetine kavuşmuş.




Bizi karşılayan ve hoş geldiniz diyerek kucaklayan ilk bina ise Elçi İbrahim Paşa Medresesi. Medrese 1706 tarihli. Medrese bugün İmam Hatip Okulu gibi hizmet veriyor. Medreseye girişte kapının hemen yanında Fatih Sultan Mehmet Han’ın Bosnalı Hristiyanlar için verdiği koruyucu nitelikli ferman asılı*. TİKA tarafından restorasyonu yapılmış, eğitime devam ediyor. Mükemmel bir eğitim kurumu. Bosna’nın en önemli eğitim kurumlarından biri.

 


Medreseden sonra Osmanlı Türk Kalesi’ne çıktık. Kapıda bir genç karşıladı bizi. Medrese öğrencisiymiş, Türkçe konuşuyor. Türkçeyi medresede öğrenmiş. Kaleyi ve Travnik’i anlattı bize.  Kale içindeki yıkık dökük, yangında yara almış bir cami var. Osmanlı Camisi diyorlar. Ayakta dimdik duran ve zamana meydan okuyan sadece minare kalmış. TİKA burayı da elden geçirecekmiş. Kaleden şehre bakarken gökyüzünü delercesine yükselen Travnik’in minarelerini seyretmenin verdiği haz tarif edilemez. Bir Avrupa şehrinde 18 tane minare… 
Kalede kahve içtik.  Kahve burada da lokum ve su ile birlikte geldi. Kaleden Travnik’i seyrediyoruz, Osmanlı kahvesini yudumlarken, keyiflenmemek, Osmanlı’yla gururlanmamak mümkün mü?




Kaleden sonra sokak aralarından yürüdük, yol üzerinde türbeler var. Paşaların vezirlerin türbeleri bunlar. Sadece fotoğraflarını çekebildik. Detaylı bilgilere ulaşamadık. O bize eşlik eden genç kalede kaldı. Travnik şehrine Osmanlı Türk mührünü vuran üç büyük eserden biri ve en önemlisi Alaca Camii. Şehrin merkezindeki bu caminin diğer adı Süleyman Paşa Camii.



Travnik ayrıca Nobel ödüllü (Drina Köprüsü -The Bridge on the Drina) Sırp yazar Ivo Andrić’in doğduğu kentmiş. Sırp yazar İvo Andriç’in evi en az Osmanlı eserleri kadar şehrin gururu. Küçük ve sevimli bir müze olan İvo Andriç Evi de, Travnik’e gelenlerin uğraması gereken yerlerden biri.

 


Osmanlı İmparatorluğu’nun gözbebeği her zaman Bosna olmuş. İmparatorluğun batıya en yakın sancağı (Eyaleti) olan Bosna, bir anlamda Osmanlı’nın batıya gösterdiği yüzü olmuş. Bu sebeple İstanbul haricinde en büyük yatırımlar her zaman Bosna’ya yapılmış. Köprüler, camiler, kaleler… Hepsi birbirinden gösterişli ve ihtişamlı eserler. Bu sebeple Bosna’da birçok şehir hâlâ Osmanlı şehirleri olarak yaşıyormuş. Bunlardan biri de işte bu şehir. ‘Vezirler Şehri Travnik’…




Bu Osmanlı şehri Bosna Savaşı’nda en büyük hedeflerden biri olmuş. Özellikle de camileri. Türkiye’nin yardımlarıyla savaşın izleri silinmeye çalışılıyor. Eskiden Boşnaklarla iç içe yaşayan Hırvat, Sırp ve Yahudi halklarının çoğu terk etmiş Travnik’i.

 


Hoşcakal Travnik.

Devam edecek

Rüştü Kam

Fatih’in Ahidnamesi: 



Bu ahidname, ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 4 Temmuz 1776 tarihli ABD Anayasası’ndan 324 sene evvel yazılmıştır. ‘Bu ahidname 550 yıl evvel ecdadımızın din ve vicdan hürriyeti konusunda ne kadar hassas olduklarının göstergesidir.
“Nişan-ı hümayun şu ki; 
Ben ki Sultan Mehmet Han’ım. Üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum:
Söz konusu rahiplere ve kiliselerine hiç kimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. 
Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara em nü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler. Ne ben, ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. 
Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratan Allah hakkı için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV) hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, 124 bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir.” 



Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.