0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

SAPLA SAMANI KARIŞTIRMADAN

Hiç kuşkusuz insanların bilinçlenmesi, düşünmesini ve sormasını da beraberinde taşır. Demokrasi dışı yönetimler, öğrenen, bilen, düşünen ve soran bir toplum istemezler, itaatkâr birey isterler, cahil kalmasını sağlarlar. Bunu yaratmanın iki önemli adımı Telkin ve Tebliğ etmektir. O kadar etkili olduğunu görüyoruz ki, açık açık söylemeleri bile model birey de aleyhte bir etki yaratmıyor.

Demokrasilerde çare tükenmez denilir de zorba yönetimlerde de kendi işlerine gelecek çare tükenmiyor. AKP’nin Avrupa’ya bulaşması da kendi iktidarını istediği şekilde götürme ve ülke rejimini tek adam diktasına çevirmeye yönelik bir çare olarak görmesinden…

Avrupa’yı (Ya da gelişmiş ülkeleri diyelim.) biraz analiz edelim: Batıyı gelişmiş yapan yaşadığı iktisadi ve siyasi aşamalardır. Kendi içerisinde demokrasisini mümkün olduğunca ilerde yaşanmasını kendine sağlayabilmiş bir toplum ve bu toplumun refah düzeyini dengede tutan, yerine göre dizginleyebilen dış sömürüye de bağlı kapitalist bir ekonomik yapı. Sermayenin gücü sömürüye gelince evrenselleşebiliyor, demokrasiye gelince karışmıyor. Avrupa halkları demokrasi ve insan hakları kazanımlarını korur korumasına da eksik olan, bu kazanımların bütün dünya halkları için olması gerektiğinin mücadelesini veremeyişi. İşin bir boyutu böyle.

Diğer boyutuna da örnek olarak Türkiye açısından bakalım: Ülkemiz dünya demokrasi sıralamasında yok, rejim demokratik sayılmıyor, karmakarışık alaturka baskı yönetimi. Son yüzyıl içinde dünya iki büyük savaş yaşadı. İki büyük savaşta ve öncesi dönemlerde Avrupa ülkeleri birbirlerini çok boğazladılar. Sonrasında ekonomik ve siyasal çok güçlendiler, çıkıp ta falanca ülke beni istemiyor gibi düşük argümanlara sarılma gereği duymazlar. 
Gelişmiş ülkelerin kapitalist ekonomisini besleyen içte ve dışta en önemli yan ürün din. Geri kalmış ülkeler zaten teokratik yönetiliyor. 

Sapla samanı karıştırmadan; Ülkemizi kimse istemiyor diye gözümüzü bağlayıp geleceğimizi karartanlara ilk önce hesabı soralım: Neden demokratikleşmiyorsunuz? Neden dikta istiyorsunuz?
Türkiye sömürüye karşı bağımsızlık savaşını yüzyıl önce vermiş ve kazanmış bir ülke. Bu kazanımı kaybetmemenin yegâne koruyucu yolu, laik ve demokratik parlamenter sistemden geçer.

Zekeriye Uçar