SAPKINLAR VE KADINLAR

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SAPKINLAR VE KADINLAR 

Kifayetsiz Muktedir; ”Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Eşitlik kadının fıtratında yok.” Dediğinde; 
Yandaş kadınlar yanında, artist kadınlar da çığlık çığlığa alkışladılar.
Türkücü İbo, her hareminden kaçan kadını ayağından vurdurduğunda şov programında çoğunluğu kadın olan seyircilerine bilgelik taslıyordu;
”Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin!” dediğinde kadın önüne yatıp:
”İbo beni de döv!” diye yalvarıyordu.
Sapkının biri devletin televizyonunda halkın parasını iğrenç sübyancılığına katık ederek  Arap çöllerinde Bedevi şeyhi edasıyla:
”Altı yaşındaki çocukla nikahlanılabilir.” Diye fetva verebiliyor.
Cumhuriyet savcıları bunun hesabını sorar diye beklerken, ana okulundaki çocuklara türban taktırılarak kadınlık duygusu vermeye başlandı.
Çocuk kadınlar, çocuk anneler yetişsin diye.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı başka bir icazette bulunuyor;
”Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüze uğrayan  kadından daha masumdur.”
Zaten hem tecavüzcü, hem de kadın katili bir kravat taktı mı iyi halden ceza indirimi de alınca tecavüz, cinayet elbette artacaktır.
Malum zatın biri ağlama seanslarından fırsat bulduğunda, yerlerde sürünen özgül ağırlığını tekrar kazanmak için olacak, yine konuşmak için konuştuğunda:
”Kadın kahkaha atmayacak. Kadın iffetli olacak. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak.” Dediğinde, her ortamda kahkaha atan Hülya Avşar, Seda Sayan,  gariban Kibariye gibi AKP’nin gönüllü destekçileri onlar için söylenen bu hakaretleri sineye çekmelerinden  el alem Sukut ikrardan gelir. Diye düşünmez mi?
Bir meczup çıkıyor;
Eşini biriyle el ele görürsen iki tokat vurmaz mısın? Dediğinde:
Bir yarışma programında başkasıyla dans ettiler diye RETÜK şeriat devleti kurallarını uygulayarak o TV kanalına ceza verecek kadar azıtması bile topluma olağan gelmekte.
Bütün bu herzeler topluma bir matah gibi verilince köşede-bucakta gizlenmiş yarasa tipler daha da azgınlaşmaya başladı:
”Çalışan kadın fuhuşa destek oluyor.”
Sadece AKP’ye muhalif kadınlar çalışmıyor. Muhalifler anında tavrını koyuyorlar.
Ama AKP’ye oy veren çalışan kadınlar sus-pus.
Bilim adamları:
”Doyurabileceğin kadar çocuk yapın.” Dediğinde, Kifayetsiz Muktedir iğne batmış gibi hopluyor:
”Böyle saçmalık olur mu? En az üç çocuk yapacaksınız!”.
Sonra akılı, mantığı bir çuvala koyup:
”Ülkemizde doğum kontrolü yaptılar, bu milleti kısırlaştırmak istediler!” 
Hızını alamıyor
”Kadın Allahın erkeklere emanetidir.” diye çapından büyük bir hükme varıyor.
Bu topluma Yalakalık, kişisizlik bir niteliklilik gibi dayatılmak istenmektedir.
Dinciliği kindarlıkla özleştiren bilgiden, bilimden, çağdaşlıktan yoksun birine:
”Allahın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan mübarek” sıfatını yakıştıran çıkarcılar hızını alamayıp:
”Ona dokunmak ibadettir.” Diyecek kadar sapkınlığa sınır tanımayanlar, arsızlığı doruk noktasına getirerek:
”Hoş geldin Allahın elçisi!” çığlığına kimse yine ses çıkarmıyor.
Yolcu vapurundan el ele çıkanları, parklardaki banklarda yan yana oturanları ahlaksızlıkla suçlarken, beşinci kat balkonunda sigara içenlere bile tepki gösterirken,kalabalık bir yerde ”hırsız” sözünü kendisine söylendiği için polisi şiddete çağıran biri bu peygamberlik yakıştırmasına ses çıkarmaması da peygamberliği kabullenmek değil midir?
Ve daha iğrenci:
”Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder. İslam gerçeği budur.” Diyen dinci ve ona tepki vermeyen dindar ve kindarlar gerçekten annelerine bile sapkınlık içinde olacaklarının göstergesidir.
 Türkiye bugün kadına şiddet konusunda dünyada utanılacak bir seviyededir.
Ülkeyi yönetenler artık açıkça kadının evine kapanıp, erkeğin kölesi, kuluçka makinesi görünce, hele yöneten kişinin:
”Doktor, avukat, mühendis olma. Çocuk doğur!” Dediği ülkede ne insan hakları, ne kadın hakları söz konusu değildir.
O ülkede kadına şiddet, taciz, tecavüz elbette üst düzeye çıkar.
Yılda bir kez kadınlar kendi gününde bile tacize, şiddete, tecavüze uğruyorsa şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. 
Yılda bir kez, iki yüz yıl önce eşit haklar mücadelesi vererek canlarını veren kadınların anısına kabul edilen Emekçi  Kadınlar Günü, anlamına yakışacak şekilde, daha örgütlü, daha kararlı bir gelecek mücadelesi yerine cümbüşlü, cicili hediyelerin alıp verildiği güne dönüştürmesine öncelikle kadınların izin vermemesi gerekir.
 Günümüzde kadın düşmanlarının cafcaflı kadınsız törenlerine kadınlar pirim vermemelidir.
Hele kadını eşyadan da değersiz görenlere destek veren kadınların çok ama daha çok düşünmeleri gerekir.
Ya eşit insan olmayı seçeceksiniz ya da köle olmayı.
Suskun kalırsanız sadece türbana, çarşafa, peçeye değil, 
Zincirlenerek  kafese kapatılacaksınız.


Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.