0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

SANA İĞNEYİ TAKTIMI BAS BAS BAĞIRTIRIM!…

Bu yazımı çok değerli Halk ozanımız Ali Kızıltuğ abimizden dinlemiştim, onun çok güzel anlatımları vardı. Sevgili ozanımızı tanımayanlar için biraz bilgi vereyim. Ozanımız 1943 yılında
Sivas ilimizin, Divriği kasabasının, Mursal köyündendir. İlk albümünü “Asri gurbet harap etmiş köyümü” isimli çalışmasıyla piyasaya çıkmış, onu izleyen “Dam üstüne çul serer”, “Yaz Gazeteci yaz”, “Niye çatın kaşlarını” besteleri birçok sanatçı tarafından söylenmiş, âdeta bir fabrika gibidir, Sevgili ozanımız Ali Kızıltuğ. Hala Ankara’da ikamet etmektedir.

Bir gün öğleye doğru, İstanbul’da bir konserden, evime döndüm, benim hanım kapıya çıkmış yaşlı bir amcaya bir şeyler anlatıyor, benim geldiğimi fark etmediler, kapıya yaklaşınca hanım ahhaaa amca buyur geldi dedi! Hanıma bir şey mi var diye sordum? Amcaya sor dedi; Buyur amca bir şey mi var deyince amca başladı dökülmeye, Oğlum Ali ben seni gördüm yaa artık ölsem de gam yemem. Her halde benim bir hayranım, kapıma kadar adresimi bulup gelmiş yaşlı başlı adam kapıda bırakmak olmaz, buyur amca içeri geç evde konuşalım dedim. Tabi dedi ve eve geçtik, başladı anlatmaya ben bir yerde çalışıyordum, şimdi emekli oldum, kefen paramı ayırdıktan sonra seni aramaya çıktım, senin ilk piyasaya çıktığından beri ne kadar plağın varsa bende mevcut seni dinlemeye doyamıyorum dedi. 

Çok sağ olasın amca, Sende uzun yoldan gelmişsin bugün benim misafirim ol deyince, tabi seve seve hem muhabbet ederiz hem de çalar söyleriz dedim, öyle dememle hadi bir türkü çal da dinleyeyim dedi, ayıp olmasın diye başladım çalmaya, Bir, iki, üç ben çaldıkça amca coşuyor, İstanbul’dan Konserden gelmişim, yorgunum, karnım aç, terlemişim, bir saat çalıp söyledikten sonra amca bir elimizi yüzümüzü yıkayalım, bir şeyler yeriz, zamanımız çok çalarız dedim. 

Amcanın suratı düştü, ben senin için onca yoldan geldim, yemek mi önemli, hele çaldı dinleyeyim deyince, ayıp olmasın Tanrı misafiri diye başladım tekrar çalıp söylemeye, ben çaldıkça amca mest oluyor, artık benimde çalacak, söyleyecek gücüm kalmadı, amca biraz bir şeyler yiyelim, elimizi yüzümüzü yıkayalım, tekrar devam ederiz deyince, Amca hiddetlenerek ayağa kalktı, Öfkeli bir ton ile Oğlum Ali sen şimdi çalıyor musun? yoksa çalmıyor musun? Kırmamak için biraz sonra devam ederiz yarına kadar zamanımız var deyince, Sinirli bir şekilde amannn sen şimdi Çalıyor musun yoksa çalmıyor musun çalmıyorsan ben gidiyorum dedi.

Kapıya doğru ilerlerken öfkeyle sen biliyor musun? benim evimde senin tüm plakların var, sen şimdi çalmazsan ben eve gitti mi Götüne iğneyi taktığımda seni bas bas batırırım deyince şok olmuştum.

Eski plaklar iğne ucu gibi bir okuyucu ile ses veriyordu; neyse o gün amcayı misafir ettim bu iğne meselesi de bende güzel bir anı olarak kaldı. 

Sevgili Ozanımıza sağlık sıhhat diliyorum.

Ali Sönmez