SAĞLAM TEMEL

ABONE OL
18:11 - 01/10/2020 18:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SAĞLAM TEMEL

Bankalar biriken paraya faiz vermeyince Almanya’da emlak yatırımına tekrar ilgi başladı. Türkiye’de ev sahibi olma sürekli arzu edilen bir durum.

Evin kurulduğu yerin sağlam olması, binanın sel ve depreme karşı dayanıklı olmasını sağlar. Antik yapılarda harcın doğru yapılması sonucu, defalarca deprem gördüğü halde zamanımıza kadar gelebilmiş.

Paragözlüler kısa yoldan, çabuk köşeyi dönmek isterse yapıya sağlam harç koymaz, malzemeden kazandığını sanar.
Plajlarda çocukların kumdan icra ettikleri ev, kule ve kaleler ertesi gün yıkılır. Kum esnek bir malzemedir, hava alır biçim vermek kolaydır. Kum harcın bir maddesidir, ince çakıl taşları ve çimentosu az olursa ev dayanıklı  olmaz. Kumu fazla konunca bina kolay yıkılır.

Temel yapılacak arsa iyi incelenmeli, dolgusu iyi olmalı, bahçe yapılacak kısmı su geçirgen bitki köklerine geçiş verecek cinsten olmasına dikkat edilmelidir. Binanın üstüne icra edilecek katlar sağlam olmazsa üstüne kat ilâve edilemez.
İnsan bünye yapısı sağlam olmayınca, uzuv ve organlar görevini yerine getiremez. Vücudu teşkil eden bölümlere iyi tanıma biyoloji dersinde verilir. Okuldan tahsili olmayanlar için halk eğitim ve öğretimini yayınlarla gösteren televizyon sağlık yayınları var, bunları vakti olanlar izlemelidir. Bu yayınları modern elektronik çağda kayıt altına almak mümkündür.

Başa gelmeden, hasta olmadan şahane bir makine olan beden ve görevlerini iyi tanıma, korumayı kolaylaştırır.
Yeni doğan bir çocuğun genleri vücut yapısında ilk dayanaktır. Sonra beslenme, aşılarını kontrol etme etkiler.

Çocuk 0 – 6 yaş arası eğitimi doğru yapılmışsa okula başlayınca öğrenmeye açık olur. Zorlanmadan okula gider, öğrenme ona hobi gibi gelir. İyi öğrenmesi sosyal ve duygusal gelişmesine bağlıdır. Yani yalnız sağlam kafa sağlam vücutta olması yeterli değildir. Çocuk sınıf arkadaşlarını öğretmenini sevmezse öğrenmeye istekli olmaz.

Üçüncü sınıfta çarpım cetvelini anlamadan ezberleyen öğrenci matematikte başaramaz, zira temel sağlam değildir. Ondalık sayı sistemini anlamayan bayağı kesirleri çözemez.
Öğrenmede sağlam yapıda sıralama önemlidir. Sınıfı başka bir öğretmene devrederken rapor yazılır ki noksanlar tamamlansın.  Bilinmeyen konular üst üste birikince öğrenci başaramaz. Böylece okulun arka kapısından diploma almadan çıkar.

Ülkelerde azınlık dilleri yok edilmeye çalışılırsa, çocuğun evde başka bir dille iletişim kurduğu göz önünde tutulmazsa, 
O öğretim sisteminin başarılı olması mümkün değildir.
Daha fenası teşvik edileceği yerde, cesaretini kıran bir öğretmene düşerse çocuk başaramaz. Başarması için başka bir yol evde çocuğa cesaret vermektir.

Öğretmen de bir insandır, hata yapabilir. Ama çoğunluk toplumunda kendinden aşağı gördüğü bir azınlık onu rahatlatır. Çünkü kendini yetiştirmesi noksan kalan insanlar, aşağılık duygusu besler. Her meslekte sosyal, duygusal ve bilgi bakımından donanımlı insanlar kibirli olmaz, hor görecek bir insan, grup ve sınıf aramaz.

Küreselleşmede para ön safhada olunca, temelden bir sarsılma görülüyor. Sahip olduğunu kaybetme korkusu insan ilişkilerini sarsıyor. Çıkarlar ön plânda olunca kişi rüzgâra göre yön değiştiriyor.

Güven, sorumluluk alma, insan olma nitelikleri korku ile sarsılıyor. Olumlu davranışlardan uzaklaşıp, panik içinde yanlış davranışlarda bulunuyor.

Sığınma yurtlarını yakanların çoğunun Doğu Almanya kökenli olması bir tesadüf değildir. Batı Almanya’da Türklerin de katkısı ile kurulan temeli kavrayamadılar. Onlara uyum konusunda kurslar verilmedi, kolayca aynı dili konuşma yeterli sayıldı. Uyumlarına hiç bir katkıda bulunulmadı. Onlar uyumsuzluklarını dil arkasına sakladılar. 

Toplum akademisyen, sosyal pedagog, filozof ve diğer bilim insanların eleştiri ve uyarılarını zamanında dinlemeli. İdare edenler de kendilerini seçen halktan fazla uzaklaşmamalıdır. Yüksek mevkiye gelenler çantasını şemsiyesini kendi taşıyarak Erdal İnönü ve Bülent Ecevit gibi vatandaşa iyi örnek olmalıdır.

Prof. Dr. Hakkı Keskin’in Lâiklik Türkiye’nin Çimentosudur makalesinde geçen şu sözleri büyük harflerle yazılıp tekrarlanmalıdır: 
“Laiklik, özellikle İslam dinine sahip olan farklı dini inançtaki toplumları, eşit vatandaşlık anlayışıyla bir arada tutan gerçekten de vazgeçilemez bir çimento görevi yapmaktadır. Türk halkının önemli bir kesimini oluşturan Alevi inançlı insanlarımızın, kendilerine dini inançları konusunda eşit davranılmadığı ve haksızlıklar yapıldığı halde, asla ayrılıkçı bir eğilime ve çabaya girmemelerinin asıl nedeni, laikliğe duyulan güvenden kaynaklanmaktadır. Laiklik çimentosunu yok etmek isteyenler, Türkiye`nin temeline dinamit koymayı amaçlamaktadırlar. Bu tehlikeye karşı tüm yurtseverler direnmelidirler.”

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                

 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.