SADIK AĞACA MEKTUP

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sevgili zeytin ağacım, seni yıllardır tanıyorum. Artık bu kaçıncı mektubum saymıyorum. Benden önce seni tanıyan etrafını arkadaşlarıyla temiz tutmaya çaba gösteren Belediye Çalışanı Ümit Kaya ”neden bu ağaç, daha güzel ağaçlar var bu çevrede” demişti. Elbette ağaçların hepsi güzel. Ama sen direk denizden çıkanlara şemsiye görevi yapıyorsun. En hor görülensin, gövdenin dibine kadar arabalar park ederken yağmur suyu alamıyordun. Doğal taşlarla ve bahçe toprağı ile korumaya aldığımdan beri yaprakların daha güzel bir yeşil oldu.

Seni ziyaret ettiğimde karşılaştığım insanlar hep doğaseverler etrafını temizleyen, çöp toplayanlar. Lâtife Güzey, beş yaşında oğlu Ada ile çöp topluyor. Kalabalık plajlardan kaçıp sessizliği tercih edenler çevrendeki doğal plajda yüzüyorlar.
Sana gelirken harabelerden geçiyorum. Bir gün korumaya alınacağını bekliyorum. Taşına, toprağına kurban olacağımız ülkemizin her tarafı cennet, her tarafı açık müze.
Ege aşk diyarı. Kekik, çam, mersin kokan efelerin yurdu Aydın.
Zümrüt Sitesi’nin yan tarafında inşaat makineleriyle harabe yok edilmiş. Kalan iki antik yapının fotoğrafını çekebildim. Komşularım gitme üzülürsün, diye uyarmışlardı.
Sevgili ağacım, inşallah senin çevrende bu akibete uğramaz, korumaya alındığını görebilirim.
Sen dinlersin, sabırlısın. Tüm gizli kahramanlara selâm söyle. Şengül Hanım Gaye-II-Sitesi’nden Yeşilkent’e kadar olan mesafeyi lastik çizme giyerek bira şişesi kırıklarını topluyor. Bugün Mustafa ve Hatice Özkan ailesi arkadaşlarıyla birlikte topladıkları çöpleri alıp götürdüler. Mustafa Bey Elmadağlı emekli memur, her sene çevre sevdalısı olduğunu gösteriyor. Daha konuştuğum ama adını yazamadığım doğayı koruyanlara sevgilerimi iletmeyi ihmâl etme.
Kreş Müdüresi olan bir hanım her Perşembe yeşil günümüz, çocuklar yeşil bir giysi giyiyor o gün, sizi yeşil günümüze davet edelim, dedi. Çevre bilinci yuvada, anaokulunda verilmelidir. Üç altı yaşı geçmişse yapılacak bir şey kalmıyor. Ağaç yaş iken eğilir.
Gölgende bu güzel manzarada tek ses deniz dalgası, kuşların arıların sesleri duyuluyor. Mavinin her ton çeşidi var.
Çevreni kirletenleri, bira şişeleri kıranların sorunları büyük olmalı, babasıyla, kendisiyle, eşiyle çevresiyle barışık olmayan insanlar, anıları ile çöpünü götürmeyen kişiler…
Berlin’de Yeşil Çember çevre derneği Türkiye’den Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi’yi davet etmişti.
Yasak Meyve: Cehennemden Çıkış, adlı kitabından bölümler okudu.
Uygar Özesmi, Türkiye’nin en önde gelen çevre aktivistlerinden. Çevre koruma hareketine çok büyük katkıları var.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunudur. Minnesota Üniversitesi’nde koruma Biyolojisi, Kalkınma ve Sosyal Değişim konularında doktora yapmıştır.
Kitabın ana fikrini şöyle açıklıyor:
”Dünyayı cehenneme çevirdik. Gelecek kuşaklar için onurlu bir yaşam ve yeşil bir gezegen bırakmak istiyorsak, şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. Toplumun her alanında her kesiminde toplumsal dönüşüm yaratmak için hepimizin bir lider olması gerekiyor. Amaç okurlara yeni birşeyler öğretmek değil, onlara beraber düşünüp, neler yapabileceklerini bulmalarını sağlamak.”
Sevgili ağacım barışın sembolü, biz insanlar yasak elmayı ısırdık, cennetten kovulduk. Sonra bu dünyada cehennemi yarattık.
Şimdi sıra kaybettiklerimize tekrar kavuşmak. Artık çok geç, ama hiç değilse elimizde kalan doğayı koruyarak uyumlu bir toplumu çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabilmek. Yasak meyveyi tekrar ısırarak ekoloji bilgisini edinmek zorundayız.
Konuk olduğumuz gezegenimiz giderek yaşlanıyor. Yeniden dönüşümü mümkün olmayan doğal kaynaklarımızı hoyratça tüketiyoruz.
Küresel reklâm ve pazarlama dünyasının etkisine mağlup oluyoruz. İsteklerimiz hiç bitmiyor. Kültürel değerlerimizi, soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, kısaca yaşadığımız doğal çevreyi bilinçsiz ve sorumsuzca kirletiyoruz.
Diğer canlı türleriyle birlikte çevrede uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz. Zararın neresinden dönersek kârdır, diyerek yorgun gezegenimizi ve tüm doğayı korumak adına gereken önlemleri derhal almalıyız.
Çevre eğitimi çok küçük yaşta çocuklarla modern metodlar yapılmalıdır. Bütün okullarda, bütün yaş gruplarında uzmanlar tarafından ders verilmelidir.
SADIK AĞACA MEKTUP
Bilhassa Türkiye’de ses kirliğine karşı önlemler unutulmamalıdır. Karpuuuz diye bağıran ve bağırtanlar o zaman utanacaklardır. Almanya’da ellili yıllarda sütçü zil çalıyor. Dondurmacı yemek için değil soğutma amacıyla buz satıyordu. Patates kabuğu odunla değişilirmiş (Brennholz für Kartoffelschalen).
Çevrendeki plastik çöpleri görünce Türkiye henüz çöp kültüründe geç kalmış, diye düşünüyorum.
Avrupa’da bir milyon insan geçimini plastik üretiminde sağlıyor. Senede 800 milyar € değerinde satış yapılıyor. İşsizlere iş veren büyük bir sanayi dalı.
Dünyanın birçok ülkesinde plastik torbaların kullanımı yasak. Örneğin Çin bu sayede senede ortalama altı milyar litre petrol ve tonlarca çöp tasarruf ediyormuş. Almanya’da plastik torbalara para ödüyoruz. Plastik şişe ve kutulara depozit ödediğimizden beri zaten temiz olan ormanlar, daha temiz oldu.
Gelişen teknolojide mısır ve patates nişastasından torba üretiliyor. İtalyanlar domates kabuğundan bile başarmışlar.
Türkiye’de örnek çalışma yapan çöp madamlar doğayı kurtarıyor. Çöpe atılan atık ambalajlarından çok şık modern çantalar üretiyorlar.
Sevgili zeytin ağacım, yapılacak iş önce yüreklerimize sonra topraklarımıza doğa sevgisi tohumları ekmek. O zaman tüm canlılar daha uzun bir süre huzur içinde yaşamaya devam edebileceklerdir.
Hoşça kal sevgili ağacım, görüşmek üzere!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Kaynak:
Yeşil Çember, Dergi No.03, Yaz 2010, Berlin
Bilinçli tüketelim, az çöp üretelim
www.yesilcember.de
Tavsiye kitap:
Dr. Uygar Özesmi, Yasak Meyve: Cehennemden Çıkış
www.greenpeace.org/turkey

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.