0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

SADECE O MU?!

Uzun süredir evlilik programlarına takmış durumda insanımız. Kimi zevkle izlemekte, ülkede başka sorun yokmuş gibi, oradaki olayları, kişileri sorun ve dert edinip her vesile onları konuşmakta. Kimi ise, sürekli şikayetlenip özlemle kaldırılmasını beklemekte…

Aslında, gerçekten evlenmek isteyenler için, kimsenin kimseyi tanımadığı, kimsenin kimseden emin olamadığı günümüzde yararlı bir sosyal yardımlaşma ya da proje olarak görülebilir ama iş öylesine zıvanadan çıktı, öylesine bayağılaşıp ayağa düşürüldü ve evlilik amacından uzaklaştı ki katılımcılar, işin ne güvenirliği ne de kişilerin saygınlığı kaldı. Dolayısıyla da programın kaldırılması gerekliliği doğdu.

Kaldırıldı haberiyle de kimileri sevindi, kimileri üzüldü ama görüldü ki kalkmamış program ve de söylentiler farklı. Kâh çocukların izleyemeyeceği geç saatte devam edecek denilmekte, kâh yeni düzenlemeler getirileceği söylenmekte. Gerekçe ise, çocukların ahlakının bozulduğu!..

Peki sadece çocukların ahlakı mı bozuluyor, sadece evlilik programları mı sakıncalı ve ahlakı bozmakta?

Ya o aynı eve kapatıp birbirlerini beğenmelerini sağlamaya çalıştıkları kızlarla erkeklerin olduğu programlar, giyim kuşam yarışmaları, yeni gelinlerin yarıştığı, birbirlerine nişanı kaça mâl ettiniz, düğünü kaça, eşyalar kaç para, gelinlik ne kadar diye sordukları görgüsüzlük yarışması? Üstelik benimki daha pahalı, aa sen çok ucuza almışsın, seninki zevksiz, onunki çirkin söylemleri olan o programlarda sergilenenler, söylenenler, üslup görgü kurallarına, örf ve adetimize, geleneksel terbiyemize uygun mu? Sadece çocuklarımıza değil, kadınlarımıza da kötü örnek değil mi, ahlakı bozmuyor mu?

Çocuklar evlenme programlarıyla pek ilgili değil, onlar çocuk kanallarını izliyor ya da internet oyunlarıyla zaman geçirmekte. Peki o çocuk kanallarındaki filmler ne denli çocuklara uygun ne denli yararlı? O vurdulu kırdılı, her an birbirlerini öldürdükleri, herkesin birbirine düşmanlık bestelediği, kimi nasıl tuzağa düşürsem, kime ne ve nasıl kötülük yapsam planlarının yapıldığı, tuhaf ve çirkin yaratıkların kol gezdiği, gece çocukların rüyalarına girip korkutan, daha şimdiden çocukları, dövüşçü, zarar verici, sevgisiz, saygısız minik canavarlar, caniler haline getiren sözde çocuk filmlerinin hiç mi zararı yok çocuklara?

Ya o yemek programları, evine ayda yarım kilo kıyma bile alamayanlara izlettirilen, bir sofra düzenlemesinde kullanılan 200-300 TL’lik etlerle yapılan yemekler, hatta kuzu çevirmeler, çok mu doğru programlar, çok mu doğru yönlendiriyor ya da etkiliyor insanları?

Ya o moda programları, pazarlardan bile zor giyinebilen insanlarla dalga geçer gibi, ünlü bir markanın bilmem kaç bin liralık ceketi, bilmem kaç bin liralık eteğiyle kullanabileceğiniz ünlü bir marka olan böyle bir çanta, yine aynı markanın ayakkabısıyla kombinlenmeli…

Bunlar da kalkmalı bence, hatta reklamlar, o ana babasının bir sakız bile alamadığı çocukları o çeşit çeşit hatta çoğu zararlı çikolatalara, gofretlere, şekerlere özendiren reklamlar… Bayramdan bayrama et yüzü görebilen çocuklara gösterilen dönerler, pirzolalar, sucuklar, daha mı az zararlı?!

Ya o oyuncaklar, tatiller, yüzme havuzları?..

Say say bitecek gibi değil, sor sor bitecek gibi değil!..

Peki haberler?.. Onlar çok mu masum, çok mu etkisiz çocuklar üzerinde, hatta büyükler üzerinde?

Her gün şehit haberleri, her gün kadın öldüren cani, insanlığını yitirmiş adamlar, trafik canavarları, maçlardaki, düğünlerdeki magandalar, çocuklara, kızlara, kadınlara tecavüz edenler, yetinmeyip öldüren, yakanların haberleri!.. Evlerdeki ruhsatsız silahlarla, çocukların kazaen kardeşlerini vurduklarının haberleri!..

Ya o siyasilerin konuşmaları, o birbirlerine mahallevari, o bayağı üsluplu, o argo sözcüklerle bezeli avaz avaz hakaretleri, hatta halka da aynıyla hitap edenleri!..

Sakıncalı değil mi bunlar da bunlar da bozmuyor mu çocukların da büyüklerin de hem ahlakını hem de ruh sağlığını, hiç etkilenmiyorlar mı?!

Tüm bu programlar, haberler, reklamlar ve siyasilerin konuşmaları da yasaklanmalı ki mümkün değil ama hiç değilse, hepsine bir düzenleme getirilmeli!..

Yoksa gidişat hiç iyi değil, hele de gençlerin, çocukların geleceği hiç iyi değil!..

Eğitim… Eğitim… Eğitim…

Başka türlü mümkün değil ama öncelikle ana babalara, siyasilere, hatta eğitimcilere uygulanmak kaydıyla!

 Perihan Reyhan Alkan