RÜZGÂRA KARŞI TÜKÜRMEK

ABONE OL
18:18 - 01/10/2020 18:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

RÜZGÂRA KARŞI TÜKÜRMEK

ABD’yi bulduğunuzu, Küba’ya cami yaptırıp ABD’nin bile yıkamadığı Fidel Castro’yu camiye imam atama hayalinizi ciddiye alan yalaka takımıyla; cehaletin pençesine ve Devlet parasını AKP sadakası gibi oy rüşveti olarak verdiğiniz yoksulları size mideden bağlayabilirsiniz.
Hatta tarikat mızıkacılarıyla, gazabından, korkudan titreyen parmak kaldır, parmak, indir komutuna uyarlanmış robotlarınla dilediğin şekilde yasalar da çıkartabilirsiniz.
Kralın soytarılarını bile kıskandıracak soytarılarla şaklabanlarla medyayı partinizin sirk çadırına dönüştürebilirsiniz.
Hatta hem holding medyasında, hem havuz medyasında, hem devlet medyasında kalemlerini satanları bol maaşlarla besleyerek her gün şahsınıza methiyeler dizdirebilirsiniz.
Vergi cezası tehdidiyle yazarları, gazetecileri işlerinden kovdurabilirsiniz.
Hatta kalemlerini silah, kitaplarını bomba yerine koyup darbe yapacaklar diye hapislere de atabilirsiniz.
Tarihte ilk kez basılmamış bir kitabı yaktıran bir başbakan olmayı bile onurlu iş sayabilirsiniz.
Emperyalizmin sömürü düzenini sürdürmesi için bilincini, benliğini, umarını kaybetmiş yığınları yönetme olanağını niçin size verdiğini anladığınız halde kerametin kendinizde olduğuna kendinizi inandırabilirsiniz.
Bunun karşılığında Türkiye’nin laik düzenini, hukuk devleti özelliğini ortadan kaldırarak mazlum ülkelerin örnek aldığı ülke konumundan: Türkiye’yi yolsuzluğun soruşturulamadığı bir ülke durumuna getirmeyi şimdilik sağlayabilirsiniz.
Hatırlarsınız:
İstanbul belediye başkanı adaylığınızı koyduğunuzda evlilik yüzüğünü göstererek:
”Benim bütün servetim bu yüzüktür. Eğer, bu yüzükten başka servet edinmişsem Recep Tayyip Erdoğan hırsızlık yapmıştır.” Diye sözler verdiğinizi unuttururum sanabilirsiniz.
Başbakan Yardımcınız Bülent Arınç’ın; ”Millet üç gün konuşur, sonra unutur gider.” Diyerek halkın balık hafızalı olduğu gerçeğini temel alarak, her istediğinizi yapma yetkisinin size layık olduğuna kendinizi inandırabilirsiniz.
Bakanlarının, çocuklarının, senin rüşvet ve yolsuzluk batağına nasıl cüretkâr ve arsızca battığınızın yetkiniz içinde olan adli teknik kurumlarının resmen onaylamalarını bile yok sayabilirsiniz.
Her gün en az üç kadının doğrandığı, öldürüldüğü Türkiye’de kadın erkek eşitliğini reddeden ilk cumhurbaşkanı olma unvanını gururla taşıyabilirsiniz.
Devletin valisi, kaymakamı AKP il veya İlçe başkanı önünde el-pençe emirlerine teslim olmasını da sağlamış olabilirsiniz,
Hâkimlerin, savcıların uzun boyuna hayran olmalarının aslında cüzdanlarına derman olman için senin hukuk dışı emirlerine bağlı parti militanı olmalarını yargı gücü diye dayatabilirsiniz.
Yandaşınız ilkokul öğretmenini Danıştay üyeliğine getirecek kadar yargıyı nasıl basitleştirdiğinizi kendi kudretinize bağlayabilirsiniz.
Ama gerek çapınız, gerek benliğiniz ve sizi tek kudret olarak sunanların unuttuğu tarihsel bir gerçeği unutuyorsunuz.
Tüm diktatörler, zalim yönetimler ülke içindeki belirsizliklerin, güvensizliğin zirve yaptığı dönemlerde işbaşına gelirler.
Hitler, Salazar, Mussolini, Franco, Pinochet, Memduh Tağmaç, Kenan Evren, Turgut Özal gibi isimler yukarıdaki savımızın en belirgin örneğidir.
AKP iktidarı ve sen aynı belirsizliğin, güven kaybının zirve yaptığı dönemlerde ABD’de Beyaz Saray’da kurgulanmış, 2002′ de gerçekleştirilmiş diktatörlüğü hortlatma operasyonudur.
Kurgulayan ABD’dir. Destekçileri Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn gibi geleceklerini çağdışı şeriat düzeniyle sağlama almak isteyen kukla kabile devletleridir.
Çağdaş, laik bir Türkiye Cumhuriyeti onların kâbusudur.
Seni her buhranda desteklemelerinin nedeni laik cumhuriyeti seninle içten yıkmak içindir.
Ama ne yazık ki seni sandıkta seçen unsurlar, medyasıyla, işadamıyla, mollasıyla, aymazıyla kimi kişisel çıkarları, kimi geleceği görememiş Türkiye insanıdır.
Ama artık mızrak çuvala sığmamaktadır.
Parmağınızdan çıkardığınız yüzük fiyatını geçmeyi bırakın, servetiniz İsviçre bankalarından, mahdumların peş peşe gemiciklere, kerimenizin talimatlarıyla dizilen tesettürlü villalardan, 17 Aralıkta uyku sersemi mahdumunuzdan sıfırlamasını istediğiniz milyar dolarlara, avrolara ulaştığı adli tıbbın onayı ile kanıtlandı.
Sonra sınırsız bir pişkinlikle suçu Paralel Yapı diye yıllardır kol kola, koyun koyuna olduğun yoldaşını sorumlu tutman da artık inandırıcı değil.
Hayrettin Karaman’ın ”yolsuzluk hırsızlık değildir” fetvasını kimseler ciddiye almıyor.
Dindar dindar derken dini bile ayaklar altına almaktan çekinilmeyen bir utanç döneminden geçiyoruz.
Yargıya güvenemiyorsun, halkın iradesi diye bangır bangır bağırdığın mecliste çoğunluğuna rağmen orada araştırmaya bile yanaşamıyorsun.
Peki, gerçek nasıl ortaya çıkacak?
İstersen uluslar arası bir hakem heyeti incelesin.
Boyuna meftun savcılarla, hâkimlerle, anayasa mahkemesini biat etme vaktini beklemekle de olmaz.
Kendine güveniyorsan çık hesabını ver
Davutoğlu’nun boynuna davulu taktın ama tokmağı elinden bırakmadın.
Seni taklit etmeye çalışıyor. Saçları koyulaştırmış, jölede tamam ama bağırıp çağırmaya kalkınca çok
komik oluyor.
İnandırıcılığını iki haftada kaybetti.
Hep en kolay yolu seçiyorsunuz.
Önünüze gelen hakaret edip tükürüyorsunuz.
Öfke ve korku benliğinize o kadar hükmeder olmuş ki
Değişenleri görmüyorsunuz
Hava eski hava değil
Baksanıza artık
Rüzgâra karşı tükürüyorsunuz!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.