RUHUN VARLIĞI

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

RUHUN VARLIĞI

İnsan vücudu fiziksel şeklini ruhla tamamlar, bir bütün oluşturur. Tek tanrılı dinlerde çocuk doğarken verilen nefes olarak tanımlanır. Bebek aldığı nefesi verir, cana gelir.

Ruhun vücudu terk etmesiyle ölüm kaçınılmaz olur. Ölüm terk etmek, hayatını kaybetmek ve dönüşü olmayan bir ayrılıktır. Bu nedenle acı üzüntü verdiğinden dolayı birçok toplumda tabu yapılır, bu konuda konuşulmaz.

Antik çağda filozoflar ruhun varlığını ölümle birlikte kabul etmiş, düşünce üretmiştir. Vücuda giren duygu ve itilerin tamamı olarak kabul edilmiş. Merkezi kalpte sekiz kollu bir ahtapota benzetilmiş ve her kola ayrı görev verildiği sanılmıştır. Dışardan gelen ruhun, ölünce vücudu terk ettiği sanılmıştır. Veren canı alır Yaradan. 

Daha sonraları bilim insanları ruhu beyinle ilişkilendirmiştir. Merkezden idare edilen duygu ve davranışlar tüm vücuda hâkim olur. Küçük yaşta eğitimle duygu, düşünce ve davranışların kontrol altına alınması öğrenilir.

Ruhun evi sevgidir, sevgiyle merhem sürülmeyen vücut sağlıklı kalmaz. Uzun zaman ruh hastalığı toplumda gizli tutulurdu. Vücudun fiziksel ve ruhsal bütünlüğü korunmadan hasta tedavi edilemez.

Başarının ekip ruhunda ortaya çıkması, en belirgin şekilde futbol takımlarında görülür. Oyuncuların fiziksel yapısının iyi olması başarı için yeterli değildir. 

Antrenör İsmail Atalan, ekip ruhunu oyuncuların birbirlerine yardım etmesi, desteklemesiyle açıklıyor. Birisi hata yapınca diğer on oyuncu onu teselli ediyor. Birisi gol atınca hepsi beraber seviniyor. Oyuncular teker teker bencil olmaz, birbirlerine ilgi duyarken kültürü, geçmişi ve benliği ile birlikte kabul ederler. Antrenörün takımda oyunculara teker teker önem vermesi, insanca davranması ekip ruhunu sağlamlaştırır. Ancak böyle bir futbol takımı başarıya ulaşabilir.

Bu ekip ruhu sınıfta, grupta, okulda, mahallede, partide ve dernekte geliştirilebilir. Ruh sağlığı yerinde olan çalışabilir ve ürün verebilir. Arkasında olumlu eser, ürün bırakmayan insanların ölümü, artık hiç kimse o insanı anmıyorsa gerçekleşir.

Arkasında eser bırakanları anmak, gelecek nesillere örnek vermek anlamına gelir. Anma törenlerini diri tutmak, gelecek nesillere tarih yazmakla sağlanır.

Zekâ ölçme testleri işleyen endüstriye paralel olarak gelişmiştir. Bu nedenle makine yapımında gerekli olan fen bölümünde akıllı olan yüksek değer bulmuştur. Bugün ise zihin açıklığı sanat alanında, sosyal meslek eğitiminde esas temel olarak alınır. Bu nedenle karnede öğrencinin beceri ve davranışı hakkında da bilgi verilir, verilmesi gerekir.
Çok yakından tanınan, birlikte uzun yıllar yaşanmış bir insanın ölümünü gözleyen insan ruhun varlığına şahit olur. Geride kalan vücut fiziksel kalıntı, bir materi haline dönüşmüştür.

Dünya malı neye yarar, bir insanın ruhu bilhassa çocukluğunda yara almışsa. Tekrar iyileştirmesi çok zahmetli bir iştir.
O halde ruh geçmişle de bütünleşiyor. Anne babanın sesleri, bebeğin aldığı ışık ruhuna ilk olarak bir rahatlık veriyor. Birbirlerine sevgiyle yaklaşmaları, davranışları doğan bebeğe, hamuruna şekil vermeye başlıyor. Çevresindeki insanların ruhlarının aynasını yüzlerinde görüyor. Gülme, bakma ve nasıl konuştuğu yüzüne yansıyor.

Bir gün trende yolculuk yaparken yanıma kitap almadığımı fark ettim ve önce can sıkıntısı yaşadım. Sonra Nazım Hikmet’in çok sevdiğim şiir başlığı İnsan Manzaralarını hatırladım ve rahatladım. Birlikte yolculuk yaptığım insanları gözleme uğraşısı çok hoşuma gitti. Torunumu okuldan almaya gidince beklersem, okul önünde olan öğrenci ve velileri gözlemek bana keyif veriyor.

Yaşadığımız müddetçe ruh vücudun her yerinde var olan bir enerjidir. Kıymetini bilmek, iyi davranmak, insanın kendisiyle barışık yaşaması sağlığını koruyacaktır. Beden ve ruh sağlığı yerinde olan bireylerden oluşan toplumlar ancak ve ancak sağlıklı olabilir.

Ölümden sonra ruhun yaşamaya devam ettiği inancı dini bayramlar, anma törenleri ve ziyaret edilen mezarlarla hep güncel kalır. İlerleyen teknoloji, tıp ve dijital gelişmeler insan ömrünü uzatmak için çaba gösteriyor. Buna karşı genç bilhassa erkeklerin intihar etmekle kalmayıp, kendisiyle birlikte suçsuz günahsız insanları bombalarıyla terör kusturmalarını anlamak zorda olsa, mutlaka gerek.

Bu dünyada kendisine ve diğer insanlara yaşamı cennete çevirmenin önemi çok erken yaşta öğretilmelidir. Bu nedenle din bilimcilerine, çocuk eğitim ve öğretiminde görev yapanlara çok önemli sorumluluk düşüyor. Geride kalanları cehennemde bırakanın, öbür dünyada cennete gitmesinin mümkün olmadığı mutlaka anlatılmalıdır.

Ruh sağlığıyla kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.