RUHUM ÇIPLAK KALDI…

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

RUHUM ÇIPLAK KALDI…


“Üzerimdeki elbisenin önce düğmeleri koptu.
Sonra ceket cebindeki ipek mendilim uçtu gitti, 
…Derken ardından kravatım… 
Şapkam, ceketim, gömleğim ve pantolonum gitti…
Sıcağı bahane edip fanilamı da çıkarttılar…
Ayağımdaki iskarpinleri çoktan almışlardı…
En sona “Ayıp yerlerimi” örten bez parçasını bıraktılar.
Ve şimdi onu da kaybetmekten korkuyorum.”

A.P.

***

İnsanın ruhu nasıl çıplak kalır bilir misiniz?
Bunu; Timur Turgay Noyan’ın Bursaspor’a başkan olacak iken son dakikada vaz geçme öyküsünde bir kez daha sorguladım.
Sevgili kardeşim Okan Tuna bunu Bursa Hâkimiyette ki köşe yazısında dillendirmiş. 
Benim için son derece çarpıcı oldu. 

Bir insanın ruhunu çıplak bırakmak isteyenler, önce onu Güliverin cüceleri gibi ince, ince iplerle bağlar hareketsiz hale getirirler.  İsteseniz de bir yere kıpırdayamazsınız. Sonra beslerler sizi, sizin istedikleriniz ile değil, kendi istedikleri yiyecekleri verirler. Size layık gördüklerini…

İyi niyetle çıktığınız, faydalı olmak adına fedakârlık yaptığınız işlerde öküzün altında buzağı ararlar, bulamadıklarında sinirlenir daha çok şüpheye düşer, daha farklı arayışlara girerler ve bir anda hedef tahtasına yerleşmiş olursunuz.
Çünkü böyle insanların defterinde “karşılıksız sevgi”, “fedakârlık” ve “iyi niyet” yoktur. Onlar her şeyi dünyevi bir bedel ile ölçülendirirler. Sizin mutlaka bir fiyatınız olmalıdır. 

Olmalıdır ki, satın alınabilesiniz. Bu da yoksa iftiralar, dedikodular, yalancı şahitler, mışlar-muşlar başlar. 
Eğer bir Klan’ın içinde yer almıyorsanız, büyük idealleriniz var ise, bu idealler birisinin tekerine çomak sokuyorsa o zaman sizi durdurmaları gerekir. Hem sizin gibi olan veya olabilecek olanlara kendi güçlerini sergilemek, hem de sizi sindirmek için… İşler bu aşamaya geldiğinde çırpınışlarınız bir işe yaramaz. Dost bildikleriniz bile sizden uzak durmaya çalışırlar. Öyle ya, belki dikkati çekip, sizden sonra sıranın onlara da gelmesini istemezler. 

Siz, gizli bahçede boy atıp büyümüş, bir fidan olmuşsanız ve bir başka ağacın varlığını tehdit ediyorsanız sizi budama yoluna giderler. Çünkü orman zapt edilmiştir. Orada hiçbir ağaç gölgesinde farklı bir ağacın büyümesine izin vermez. 
Sizi bilmem ama, Filinta dizisinin kurgusu insanın ruhunun nasıl çıplak bırakıldığının bir öyküsü bence. 
Sizden korkulmuyor ise, siz etrafınızda duvar örenleri temizleyemiyorsanız, bunu yapanlara acıyıp onları serbest bırakıyorsanız, başları sıkıştığında yardım etmeye devam ediyorsanız kaybediyorsunuz. 

Ben uzun bir süredir apoletlerimin söküldüğünü, düğmelerimin koparıldığını, üstümdeki giysilerin eksildiğini geç fark edenlerdenim.
Yazılarınızı yayınlayamıyorsanız, fikirleriniz tehlikeli bulunuyorsa, dedikodu kumkumaları etrafınızı sardığı halde kendinizi “Yok o öyle değil” diyerek savunamıyorsanız, yalan yere şikayetlerle boğuşuyorsanız, ayakkabılarınız balçığa saplanıp kımıldamıyor, siz; yalın-ayak yürümeyi göze alamıyorsanız, dost bildikleriniz yüzünü ve sözünü esirgiyor, kendinizi derin bir yalnızlık çukurunda buluyorsanız bazı şeylerin farkına varmalısınız. 
 
En önemlisi, özgürlüğünüzü kaybetmiş iseniz, ruhunuz tamamen çıplak kalır. 

Onu bir daha giydiremezsiniz. Zaman iyilik ve güzellik zamanı değildir. 

İnsanın ruhunu sevdikleri giydirir. Bunu siz tek başınıza başaramazsınız. 

Zaman haklarınızı tek başınıza da olsa koruma zamanıdır, yalanlar ile savaşma zamanıdır.

Yoksa size layık görülen hayatı yaşamaya mahkûm olursunuz…

Ruhunuzu çıplak bırakarak…

Taner Tümerdirim

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.