ROMANTİZM VE İNSAN

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Berlin Felsefe Akşamları’nın onyedincisine yolda olduğumdan katılamamıştım. Yoksa devamlı takip edenlerdenim. Birkaç kişi ile Berlin Kurfürstendamm adresinde bulunan Berlin Brandenburg Türk Alman İşadamları TDU salonunda başladı ve sanal gazetemiz ha-ber.com desteği ile ilgi çoğalınca bu salon dar geldi, Tiyatrom’a taşınmak kaçınılmaz olmuştu.

Düşünenlerin düşüncelerinden en başta hükümdarlar korkar ve yasak ederdi. Düşünen sorunlara adını koyar, bir tespit ve değişim teklifi gelir. Bu böyle gelmiş böyle gider, diyenlerin işine gelmez. Sadece emirlere uyan insan sürüsünü idare etmek kolay olur.
İki sene önce Urania salonlarında yapılan filozofi sohbetlerine gidiyordum. Dr. Ufuk Yaltıraklı’nın Türkçe yapacağını duyunca çok sevindim. Anlatmak istediğim felsefeye geç başlamamız. Bu satırları yazarken önümde bir davetiye var. Friedrich-Ebert-Vakfı çocuklar filozofi yapıyorlar, adı ile bir seminer yapıyor. Kurban Bayramı gününde düzenlediklerinden dolayı, prensip olarak gitmiyorum. Avrupa kültürünün bu güzel özelliğinden faydalanıp, çocuklarımıza aktarmalıyız. İnsanın kendisini yetiştirmesi hiçbir yaşla sınırlandırılamaz. Son felsefe akşamı hem konu içeriği bakımından çok geniş ve zamanlamanın yanlış olduğunu basından öğrendim.
Kaçıranlar için kısaca ana hatları şöyle:
Birinci konuşmacı şarap kültürü hakkında ilginç bilgiler sunmuş. Üzüm çeşitlerinden tutup, kadehi elde tutma inceliklerine kadar açıklamış. İkinci konuşmacı Alman romantiklerinden Novalis ve Walter Benjamin’e kadar olan bir çizgiyi detaylı şekilde izleyicilere aktarmış. Üçüncü konuşmacı Goethe’nin Faust tiyatro oyunundaki tiplemeler hakkında ilginç ve yeni yorumlarda bulunmuş. Thomas Mann Johannes Faust tiplemesinin tarihini Doktor Faust romanında yazmıştır.
Görüldüğü gibi bu akşamın, programı yüklemeden yenilenmesi gerekiyor, diye düşünüyorum. Karanlık kış akşamlarında bir kadeh şarap eşliğinde ve mum ışığında romantik bir atmosferde romantizm hakkında bilgi verme. Amaç yaklaşık olarak 300 yıl önceden bahsederken bugüne uyarlamak. Fransızca, Romence, İngilizce de romantik kavramları, orta çağda lâtince’den başka diller için kullanıldı. Daha geriye giderek Dr. Martin Luther’in lâtincenin hâkimiyetini incili Almancaya çevirerek kurtardığını hatırlayalım. Lâtinceden başka diğer diller küçümseniyordu. Lâtince aristokratların diliydi, halkın konuştuğu dil değildi. Edebiyat dalında romanın değeri de hak ettiği yeri bulamamıştı.1740 yılından itibaren fantezi, el değmemiş doğa, resimle dile getirilen manzara anlamında kullanıldı.
Grimm kardeşlerin masal derlemesi bu zamanda başlar. Lâtince hâkimiyetinden kurtulan ilk dil almanca olduğu için, ilk sözlük, ilk dil bilim araştırmaları Almanya’da başlar. Küçük Belik’lerden oluşan Almanya’da ilk olarak ulus ve milliyet fikirleri doğar. Romantizmin Almanya’da doğup, dalga dalga diğer ülkelere dağılması dil hürriyeti ile başlar, Fransız ihtilâlı ile politik düşüncelerle gelişir.1770 yılından itibaren romantik kavramı antik, yunan kültürüne karşı kullanılmıştır. Edebiyatta bu kavramı ilk defa Friedrich Schlegel ve Novalis kullanmıştır. Alışılmışa gizem koyarak değiştirmek, sonu gelmiş gibi görünen fantezi ve rüya dünyasını sonsuzlaştırmak.
Edebiyatta romantizm üç zaman diliminde incelenir:
1. 1796 – 1802 ilk romantikler Jena şehrinde buluşurlar,
Brüder Schlegel, Novalis.
2. 1805’den sonra yüksek romantik merkezi Heidelberg olur.
3. 1813’den sonra gecikmiş romantik Berlin’de gelişir, reel şiirsel edebiyatı dönemine akıcı bir şekilde geçer.
Fransız ihtilâlinin getirdiği insan hakları, hürriyet, kardeşlik ve eşitlik düşünceleri bugünkü küreselleşmenin doğru algılanmasıydı. Nitekim, Güney Avrupa’da romantizmin geç gelişmesi politika baskısından oldu. Romantikler tarihle, bilhassa ortaçağ ile çok ilgileniyorlardı. Kilise baskısı ile kaybettiklerini kavramak, hızlı ilerlemek gerekiyordu.
Böylece romantizm edebiyatla sınırlı kalmadı. Güzel sanatların her dalına resim, heykeltıraş, felsefe ve müzik alanlarına dağıldı. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra Türkiye’de Batı edebiyatı örnek tutuldu, o zamanda Tanzimat Edebiyatı gelişti (1859 – 1895). Sonra güzel sanatların bütün dallarını etkiledi. II. Meşrutiyet döneminden sonra Millî Edebiyat dönemi başlar.
Romantizm ve insan
Romantizm felsefesi doğa, edebiyat ve sanat felsefesidir.
Romantizme her zaman ihtiyacımız var, gerçekten uzaklaşmamak, ipin ucunu kaçırmamak şartıyla. Masalsız büyüyen bir çocuk, çocuk değil, insan değil ancak bir robot olur. Vücudumuzun yaşamını devam ettirmek için yemeğe, içmeğe ve uykuya ihtiyacı var. Vücudumuzu bütünleyen ruhumuzun da dinlenmeye ihtiyacı vardır. Yani aklın yerini zaman zaman şeytanı kovalayarak duygu ve heyecan almalıdır.
Sevgili okurlarım romantik bir atmosferde, Tiyatrom’da buluşmak üzere hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Not:
Gelecek 18. Felsefe Akşamı 25 Kasım 2010, saat 19:00 da, Tiyatrom’da.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.