PKK`NIN ÖZ YÖNETİM TUZAĞI
27 Kasım 1978’da Öcalan, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, aralarında Türklerin de bulunduğu 24 yoldaşıyla birlikte PKK’yı kurdu. Marksist-Leninist odaklı bu örgütün amacı gerilla savaşıyla bir devrim gerçekleştirmek ve ayrı bir Kürt devleti oluşturmaktı. Bu kuruluş amacından zaman zaman tavizler verilmiş görülse de hiç bir zaman vazgeçilmedi. Bugün, Marksist-Leninist çizgiden çıkıp, Amerika’nın kucağına oturan PKK’nın nihai hedefi Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bir Kürdistan kurmaktır. Bir kere bu gerçeği hiç bir zaman kesinlikle aklımızdan çıkarmamalıyız.
Gelelim günümüze… Kürdistan’ı kurmanın aşamalarından olan özerklik, eyalet sistemi ve federasyon gibi kavramların fazla tepki gördüğünü fark eden PKK’lılar, son günlerde bir “Öz yönetim” masalı anlatmaya başladılar. KCK’nın 12 Ağustos’ta “Kürdistan halkı için öz yönetimden başka bir seçenek kalmamıştır” mesajını vermesiyle Şırnak’ın, Silopi, Nusaybin, Cizre ilçesinin ardından, Batman, Bitlis ile Hakkâri’nin Yüksekova, Muş’un Varto, Bulanık, Van’ın Erdemit, Ağrı’nın Doğubayazıt, Diyarbakır’ın Sur, Silvan, Lice’nin dahil olduğu birçok ilçede “öz yönetim ilan edildiğine” dair açıklamalar yapıldı. HDP Mardin milletvekili Mithat Sancar ”Bir bağımsızlık ilanı gibi değerlendirilmemeli” derken, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna “Özerklik ve öz yönetimle kastedilen aynıdır. Bölge halkının kendisiyle ve yaşadığı coğrafyayla ilgili kararları kendisinin vermesidir“ dedi.
Bu tür tartışmalar sürerken, bazı naif demokratlar da “öz yönetim”’in demokrasi gereği olduğu ve Dünya’nın gelişmiş ülkelerinin de eyaletlere ayrılmış olduğunu söylediler. Evet, yaşadığım ülke Almanya da on altı eyalete ayrılmıştır. Dış politika, Avrupa politikası, savunma, adalet, çalışma, sosyal güvenlik, vergi ve sağlık konuları federatif düzeyi ilgilendirir. İç güvenlik, orta ve yüksek öğretim ile yönetim yapısı ve yerel yönetimler eyaletlerin yetki alanındadır. Merkezi devlet yapısının yetkisi esas olarak yasal düzenlemeler alanındadır.
Fakat, bu sistem PKK’nin sinsi planında olduğu gibi ırksal ayrıştırmaya ve ayrı bir devlet kurmaya dayalı değildir. Gerçi bazen Bavyera’daki gericiler „Biz Bavyeralıyız, Prusyalılarla işimiz olmaz, bağımsız olmalıyız“ deseler de bunlara gülüp geçilir.
Son „öz yönetim“ masalından da umduğunu bulmayan PKK, bugün kentlere kadar inerek eski alışkanlığı „bebek katilliği“ rolünü yeniden üstlenmiştir.
Ne kadar demokrat olsak ta bu oyunlara gelmemeliyiz, önce ülkemizin gerçek demokrasiye ulaşması için, çalışmalıyız. „Öz yönetim“ masallarına inanmamalı ve ülkemizin birlik ve beraberliğini tüm gücümüzle korumalıyız.
ORC Araştırma Şirketi’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 23 ili kapsayan araştırmasına göre, Öz yönetim” sistemine Kürtlerin yüzde 78.9’u karşı çıkıyor. 27 Aralık – 6 Ocak tarihleri arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki tüm illerde toplam 3197 Kürt vatandaşı ile yapılan araştırmaya katılanların yüzde 84.5’i çözüm sürecini destekliyor. Ülkenin gündemini meşgul eden ve çatışma sürecinin başlamasına neden olan hendeklerin kazılmasına da Kürtlerin yüzde 80.4’ü karşı çıkıyor.
“Öz yönetim” konusunu tartışmadan önce tam demokrasi yolunda atmamız gereken çooook adımlar var…
Ahmet İNCEL
