PKK SİLAH BIRAKACAKMIŞ

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yeni yılın gelmesiyle PKK’nın ”silah bırakması” tartışması gündeme oturdu. ”Silah bıraktırma” konusunun altında yatan asıl amaç, bölücü başının affedilmesidir. Uzun süredir AKP yöneticilerinin bölücü örgütü acındırarak sevimli gösterme çabası, dikkatlerden kaçmadı.
28 Aralık 2012 tarihli ”Bölücüleri Acındırmayı Görev Edinen Bakan” başlıklı yazımda şöyle demiştim: ”27 Aralık günü RTE, PKK/BDP’ye çok sert çıkışlarda bulundu; esti, gürledi. Bu fırtına, bir takım gizli görüşmeleri örtmeye yönelik bir çaba.” Evet, başbakan ne zaman PKK/BDP’ye ağır sözlerle yükleniyorsa altından bir açılım ve İmralı/Kandil’le görüşme çıkmakta. Bu kez de yine aynı şey oldu. Nerdeyse bazı görevliler, İmralı’da yatıp kalkacaklar.

Başbakan, bir televizyon kanalında İmralı’yla görüşmelerin ilgili kurumlarca sürdürüldüğünü söyledi. RTE’nin İmralı görüşmelerini, ”Ben görüşmüyorum, devlet görevlileri görüşüyor.” biçiminde açıklaması ise gülünçtür. Halkın zekâsıyla alay etmektir. Başbakan’ın bizzat kendisi, İmralı’ya giderek bölücü başıyla görüştüğünü kimse söylemiyor. Bu tür ilişkilerin başbakanın görevlendirdiği kişilerce yapıldığı herkesçe bilinmekte. Zaten, AKP sözcüleri ve hükümet yetkilileri bölücü başıyla görüşüldüğünü hiçbir zaman inkâr etmediler. Her fırsatta bu görüşmeleri savundular.
AKP hükümeti, terör konusunda İmralı’ya bağımlı durumda. Oradan gelecek iletilerle yol ve yön belirlemekteler. Türkiye’nin gündemi Öcalan tarafından belirlenmekte. Onun ağzından çıkan sözler, medyada günlerce tartışılmakta. RTE’nin, PKK’ya silah bıraktırılacağı yolundaki açıklamasıyla yandaş bülbüller de beyaz camdan şakımaya başladılar. ”PKK ile barışın yakın olduğunu” heyecanla savunmaya başladı güdümlü köşe yazıcıları. Amaç, kamuoyunu teröristlerin affına hazırlamak.
Gerçekten PKK silah bırakır mı? Hükümetle terörist örgüt anlaşarak bir barışa imza atıp terör biter mi?
Silahı PKK’nın eline kim vermişse o bıraktırır. PKK gibi Ortadoğu’da küresel güçlerin kullandığı bir örgütün silahları bırakmasını beklemek saflıktır. Hele bölgemizdeki çatışmaların olduğu bir dönemde, küresel güçlerin terör örgütlerine çok gereksinmeleri var. Bu nedenle hükümetin teröristlere silah bıraktırma düşüncesi hayaldir.
Peki, İmralı görüşmelerinde PKK ”özerklik” görüşünden vazgeçti mi? Yine anayasa değişikliğinde sırasında ”Türk” kavramı ne olacak? Anayasanın değiştirilemez maddeleri konusunda AKP-PKK anlaşması sağlandı mı? Bu soruların yanıtları verilmeli hükümetçe. Verilmeli ki; ulus, başına örülmekte olan çorabı görsün.
AKP-PKK görüşmelerinde belirleyici olan terör örgütüdür. Böyle olunca da AKP, bu kirli terör savaşında PKK karşısında yenilgiyi kabul etmekte. Bölücü başının cezası, ev hapsine dönüştürüldüğünde, Türkiye üstünlüğünü tamamen yitirir. Üstünlüğü ele alan PKK’nın isteklerinin ardı arkası kesilmez. Baharla birlikte Güneydoğu’da ve bazı batı illerinde kitlesel kalkışmalara giden süreç bu görüşmelerle başlamış oldu. Geçen yaz Hakkâri’de uygulanan ”vurkal, kaçma” eylem provası, baharda yaşama geçirilir. Böylece Türkiye bölünme gerçeğini yalnızca terör eylemleriyle değil, kitlesel başkaldırılarla da yaşar.
Anayasa değişikliği ve güya PKK’ya silah bıraktırma görüşmeleri Türkiye’yi bölünmenin eşiğine getirir. Habur ve Oslo’dan sonra İmralı, rezaletin üçüncü halkasıdır. Bu rezaletler, ancak halkın ülkesine sahip çıkacak bir iradeyle ortaya çıkmasıyla olur. Türk Ulusu’nun böyle rezaletlere katlanması ve yeniden Karlofça sonrası yenilgi psikolojisini yaşaması olanaksız. Küresel güçlerin oyuncağı taşeron bir örgüt karşısında yenilgiyi kabullenmiş bir ulus, bu coğrafyada yaşayamaz. Bu gerçek unutulmamalı…

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.