PİRE İÇİN YORGANI YAKMAK!

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Anlaşılan, görülen gerçek şu: Türk Milleti’ne bir kez daha yüzyıl önceki dramı yaşatılıyor, ayrışıyor…

Tanzimat ve Islahat fermanları gayrimüslimlere açılım projeleriydi. Türk milletinden halklar ayrıldılar.. 10 yıl sonra bir kez daha AKP ile ayrıştırma projesini dikte ettirdiler.. Ve bu gaflet ve dalalet içinde olan AKP’cisi, dincisi, liboşcusu işbirlikçi tayfa dedelerinin yaptığı gibi özgürlük, halklar adı altında Türk Milleti’nin ana damarını çatlattılar..

Ülke; siyasetçisi, bürokratı, gazetecisi, akademisyeni, iş adamı, sivil örgütleri ile kamplaştı. Her biri var güçleriyle diğerini diz çöktürme ve dediğini kabul ettirme sürecine girdi.

Peki bu nereye kadar devam edecek dersiniz? Yüzde seksen yedisi Türk olan bu ülke bir kez daha milletin feraseti ile sağduyusu ile sabrı ile esenliğe çıkacak. Peki ama nasıl?

Sokaklarda insanlarla konuştuğumuzda herkes ciddi ayrışmanın keskin ifadelerini kullanıyor. Herkes kendi değerler motifi ile hareket ediyor. Doğru ve yanlış, ne söylense inanmıyor. Bulunduğu kamp en doğru en temiz!

Büyük çoğunluk ise seyirci konumunda. Seyirci konumunda olan Türk Milleti’nin duyarlı unsurları olan bitenleri izliyor.

Böyle bir yanlışlığı ve suskunluğu kabul etmek mümkün mü?. Bu kadar çok şey yapılıyorken, insanları yanıltmak doğru mudur? Türk Milleti’nin düşünceleri doğrultusunda hareket eden insanlar, kurumlar, dernekler izleyici konumunda!.Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullara bakıldığında önemleri daha da artmakta…

Korkunun ecele faydası yoktur…Ben eğer ülkemi, milletimi ve kutsal değerlerimi koruyamayacaksam ve hala ezdirmeye devam edeceksem ve/veya insanları bu yoldayım diyerek yanıltacaksam, işte ben o zaman ölürüm…diyenler ise hareket halinde!

Bazı şeyler karşısında susulacaksa bu ancak Vatan – Millet hayrına olan birşey içindir. Eğer ortada bizleri yanıltacak bir durum var ise, ben kendime olan saygımdan dolayı ve ülkeme, milletime, şehitlerimize ve inancıma ve onlara karşı olan sorumluluğumdan dolayı sesimi çıkartmalıyım, diyenler hızla bir araya geliyorlar.

Artık ne ülkenin ne de bizlerin yanıltılmaya ya da bir yıkıma daha tahammülü kalmamıştır.

Güven duyulmayan bir yerde herşey biter…Güven cam bir vazoya benzer, en ufak çatlak bile sırıtır.

Karşı grup kolayca sesini çıkarabiliyor ve bizim de mücadelemiz tam da bu noktada başlıyor. Artık birbirimizle mücadele etmeye ne gücümüz ne de zamanımız kalmadı düşüncesi, Anadolu sathı mahallinde esiyor gürlemeye çalışıyor.

Bakın; Pire ve Yorgan hikayesi vardır.
Bir gün karısıyla beraber yatağında yatarken Nasreddin Hocanın yorganının üzerinden bir pire sıçrar ve yatağın öbür tarafına zıplar.
Hoca hemen kalkar ve yorganı odadaki ocağa (şömine) atıp yakar.
Bunu gören karısı yanan yorganın acısıyla:
“Hoca ne yaptın, yorganımızı durup dururken niçin yaktın?” diye sorar.
Hoca da: Yorganın üzerinden pire geçti, onun için yaktım” der.
Canım Hoca, bir pire için yorgan yakılır mı, bırak geçsin?” diye yineler.
Bu pireye şimdi bir şey demezsem sonra yol olur,
bütün pireler buradan geçmeye kalkışır!”

Kültürümüzde uzun yıllardır var olan ve pire-yorgan örneğiyle kolayca açıklanan yol olur devlet yönetiminde üzerinde durulana en önemli argümanlardan biridir.

Askeri şura krizi, atama krizi, PKK yandaşları Anadolu’da bölücü her türlü fikir söyleyip halkı tahrik ederken sesleri çıkmayan AKP’liler tamamiyle askerler üzerine odaklanmış durumda.

PKK bir taraftan, AKP bir taraftan devletin temel kurumlarını sarsmaya devam ediyor.
Ne diyelim. Halkın bir kısmı hala bunları, iyi niyetli görüyor

Ekonomisi felç olmuş, tüm büyük servetler yabancılara peşkeş çekilmiş kendisi ırgat durumuna düşürülmüş hiç önemli değil! Yazık hem de çok yazık!

GüNüN SöZü: Hata yaptığının farkına varmayan insan hata yapmaya devam eder.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.