PARİS’TE SON TANGO..!

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Geçtiğimiz günlerde, Paris’te meydana gelen “İnfaz” olayından sonra gelişen olaylar ve ortaya atılan senaryolar o denli çeşitli ki, bu gibi işlere uzak insanlar, neye inanacaklarını şaşırmış durumda. Olay nedir..? Uzun yıllar önce Fransa’ya sığınan aşırı Kürt kadın militanlardan üçü ki birisi PKK’nın kurucularından, toplam on mermi ile başlarından vurulmuş olarak bulunuyorlar. Nerede..? Paris’teki Kürt Kültür Merkezinde.. Ve tabii; Paris ve çevresinde ne kadar PKK yanlısı varsa sokağa dökülüyor. Onlarca bu infaz, Türk gizli servisinin, yani MİT’in işi. Bu iddiayı doğrulayacak argumanlari ve delilleri..! mevcut.. En başta infazı gerçekleştiren silah 7.65 çapında, yani Türkiye’de MKE’nin ürettiği çapta..! Sonra infaz edilenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından düşman olarak görülen kişiler.. Bu iş olsa, olsa MİT’in işi olabilir..

Bu arada; 1992 yılında Berlin’de meydana gelen bir olayı ve işin iç yüzünü ortaya çıkartabilmek için nasıl birlikte koşturduğumuzu, şimdi Türkiye’de yaşayan genç ve çok değer verdiğim bir meslektaşım hatırlattı bana.. Evet; o tarihte, dört İranlı Kürt muhalif milletvekili, Berlin’deki bir Yunan lokantasında infaz edilmişti ve biz Mesut Yeter arkadaşımla birlikte bu işi Berlin’de ilk öğrenen gazeteciler olmuştuk, hatta Bild ve BZ gazetelerindeki arkadaşlarımızı, gecenin bir yarısında biz uyandırmıştık.. Benden çok Mesut Yeter koşturdu ve infazı gerçekleştiren kişinin, gerçek kimliğini ortaya çıkarttı.. İran gizli servisi.. Ama Alman polisi bu gerçeği kabul etmek istemiyordu.. İstemiyordu, çünkü o zaman Alman gizli servisleri neredeydi sorusu ortaya çıkacaktı..” Servisleri ” diyorum çünkü iki Almanya’nın birleşmesi ile binlerce eski ” Stasi ” yani Doğu Alman gizli servisi elemanı, Federal Alman Haber Alma Servisine katılmıştı.. Bu İranlı ajan ve ajanlar buralara kadar nasıl gelebilmişler ve bu infazı nasıl gerçekleştirmişlerdi..? Çok sonraları olayın ardında başka ülkelerin olduğu ortaya çıktı.. Yani; bu gibi infaz konularında belli tecrübelerimiz var..
Şimdi olayımıza geri dönelim ve bazı noktaları tek, tek ele alalım..
1 – Bu kültür merkezinin kapıları şifreli kilitlere sahip.. Ancak içeridekilerin telefon bağlantısı ile şifreyi vermeleri halinde açılıyor..
2 – Nasıl oluyor da infazcı, bu üç kadının çok yakınına kadar gelip kafalarına on kurşun sıkabiliyor..?
3 – Bu iki nokta, infazcının, vurulan üç kadının bildiği, tanıdığı birisi olduğunu gösteriyor.. Bu ne müthiş bir MİT ajanıymış ki, PKK’nın kurucu kadrolarının bile güvenini kazanmış..!
4 – MKE uzun yıllardır 7.65 çapında tabancalar üretiyor ( bizdeki beylik tabancaların çoğu) ama dünyada tek üretici değil, başta Belçika olmak üzere, çok sayıda ülkede üretiliyor ve infaz silahının da MKE üretimi olduğu ispatlanmış değil..
5 – Bu nasıl bir MİT’tir ki, bir yandan İmralı ile barış görüşmeleri yürütüyor, beri tarafta Paris’te operasyon yapıyor yani kendi dizine kurşun sıkıyor..?
6 – Bu ne dangalak MİT ajanıdır ki, yabancı bir ülkede yürüteceği gizli operasyon için yanına, Türkiye’de en çok ve resmi olarak üretilen 7.65 çapında bir silah alıyor..?
7 – Fransa, yabancı gizli servis ajanlarının cirit attığı, elini kolunu sallayarak dolaştığı bir ” Yolgeçen Hanı ” mıdır..?
8 – Gerekli önlemleri alacak bir Fransız gizli servisi yok mudur veya vardır da bu denli dandikmidir..?
9 – Paris’in göbeğinde ve bu kadar kritik bir merkez, Fransız polisi ve gizli servislerince gerektiği gibi kontrol altında tutulamıyor ve korunamıyor mu..?
10 – Meydana gelen olayın detayları tam olarak bilinmezken, nasıl oluyor da binlerce insan sokağa dökülüp, olayın faili olarak MİT’i ve Türkiye’yi suçluyor..?
Bizce bu infaz ya PKK’nın kendi içindeki ve rant bölüşümünden çıkan ayrılıkların ürünü olabilir, çünkü Avrupa’daki PKK kadroları süren çatışmalardan büyük rant elde etmektedirler.. Beri taraftan Türkiye’deki ve diğer bölge ülkelerindeki PKK + PJAK unsurlarından bazı radikaller de silahların susmasını istememektedirler, onların da kendilerine göre rant hesapları vardır… Ya da..! Silahların susması ile, PKK ve diğer örgütlere silah satan ülkeler ellerindeki rantı kaybetmek istememektedirler.. PKK ve diğer örgütler, en çok hangi ülkenin ürettiği silahları kullanıyor..? Bu sorunun cevabı, infaz olayının, direkt veya endirekt, ardındaki ülkeyi işaret etmesi bakımından önemlidir.. Üçüncü ülkeler için Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmak ise son derece kolaydır.. Böyle şüphe çekecek bir iş yaparsın, şüphe uyandıracak noktaları açık bırakırsın ve PKK ile sempatizanları zaten işin geri kalanını hallederler.. Bu kadar basit..!
Çünkü bilirsin ki hiç kimse şu soruyu sormaz.. Türkiye ve MİT; neden bu kadar masrafa ve en önemlisi de riske girerek böyle bir infaz gerçekleştirsin, eline ne geçecek, ne kazanacak..? Hem de bu aşamada..!
Dediğimiz gibi ” Paris’te Son Tango ” sürüyor..
Bekleyip göreceğiz..
Kalın sağlıcakla efendim
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.