PANAROMA 2014

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

PANAROMA 2014

Rakamlar, istatistik bilgiler, yorumlar, anketler, akademik makaleler ile sözde bilimsel bir 2014 yılı tahlili yapmaya gerek var mı? Köylü Fadime, Çoban Ali, İşçi Süleyman, Memur Nazlı halimiz nicedir biliyor.


DEVLET OLMA BU MU?
Gürpınar’da oğlunun cesedini sırtında torbada taşıyan baba, Bağdat caddesinde teker izi ile yarışan lüks araba tutkunu prensler.  Yırtık lastik ayakkabısı ile Ermenek kazasında madende ölen oğlunun tabutunu sırtlayan baba, İstanbul boğazından doğum günleri için yat, yalı anahtarı alan veliahtlar…
Bitarafta 1000 lira askeri ücretle ekmeğini suya batırarak yaşayanlar, diğer tarafta trilyonlarca maaş alan yöneticiler. Bir tarafta,  Soma maden kazasında toprağın altından çıkarılan işçinin ambulansın sedyesini kirlenmemesi için gösterdiği hassasiyet. Diğer tarafında kirli ellerin ülkemizi talan etmesi…
Lafı gevelemeye ne gerek. Gerideki akarsuyu hesaplamadan önüne bent kuranlar sele kapılır giderler. Medeni ülkeler yeni teknoloji üretiyor. Biz yeni tarikatlar, örgütler, çeteler üretiyoruz. Medeni ülkeler hızlı tren yapar biz treni raya sokamıyoruz. Gelişmiş ülkelerin yaptığı uçaklar için;  Biz hava alanı hazırlarken doğanın dengesini bozarız. Ülkemize yatırım yapmak isteyen yabancı sermayeye Çankaya köşkünün bahçesini sunarız. Bu sorun ülkemizde sadece mevcut hükümetin değil onlarca yıldır geleneksel siyasal yaşamın kronikleşmiş halindendir.


İSLAM DİNİ BU MU?
Bizim dinimizin merkezinde insan varken, dinimizce yapmamamız gereken ne varsa yaparak inancımızdan kopuk yaşıyoruz. İslam’ın ve medeniyetin beşiği dediğimiz toprakları bir birimizi boğazladığımız “mezbahane’ye ” çevirdik. Gelişmiş ülkeler inançlarını yaşam biçimi içinde yaşatırken, OSKAR, NOBEL, NİŞANLARI alıp, ŞEHİR, ÜLKE, ÜRÜN MARKALAR ve ESERLER yaratarak kalkınan eğemem ülkeler olurken, biz marka düşkünü tüketici ülkeler olarak postu parlak tutmaya çalışıyoruz.  


YILIN HER GÜNÜ NEYİ KUTLUYORUZ?
Yılın her günü geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız bir vahşetin yasını tutarak geçiriyoruz. İntikam, kin ve nefret duygusu içerisinde ölümü kutsuyoruz. Her gün bir önceki yaşanılmışlığın matemini tutarken ajanslar yeni şer odaklarının cinayet haberlerini vererek gelecek yılların yas günlerini rezerve ediyor. 


BÜTÜN BUNLAR NE İÇİN?
Siyasal çalkantılar: ulus, mezhep, siyasal çatışmalar, 6-7 Eylül azınlıklar olayı.  İşçilerin hak ve özgürlük mücadelesi 15-16 Haziran, 1 Mayıs katliamı 1977…
Katliamlar: Dersim, Çorum, Maraş, Malatya, Sivas, Gazi Başbağlar, Roboski…
Darbeler: 27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat…
İdamlar: 17 Eylül 1961 Menderes ve arkadaşları, 6 Mayıs 1972 Deniz Gezmiş ve arkadaşları,13 Aralık 1980 17 yaşı 18 e çıkarılan Erdal Eren dönemlerin simgesel isimleri olmuşlardır.


GELECEĞİ KARARTMAK!
Diyarbakır, Mamak, Metris, Ulucanlar… Zindanlarında, işkence tezgâhları, idam sehpaları ile düşünce özgürlüğünün bedeli ortaya konuldu. Bana neci, duygusuz, duyarsız gençlik üretmekten, başarmaktan, hak aramaktan çok marka düşkünü moda hayranı tüketici model nesil “üretimine” başlandı… 


SANAYİLEŞMEK BU MU?
Zonguldak’ın Armutçuk, Amasya’da, Yeniçeltek, Zonguldak’ın Kozlu, Yozgat’ın Sorgun, Karaman’ın Ermenek, Kastamonu’nun Küre ilçesi. Bursa’nın Mustafakemalpaşa, Balıkesir’in Dursunbey,  Zonguldak Karadon, Edirne’nin Keşan, Zonguldak’ın Kozlu, Soma, Ermenek’de kalkınma adında toprak altında kaldık. ETİBANK, TARİŞ, SÜMERBANK, SEKA, ET BALIK, TEKEL, PTT, DEMİR-ÇELİK… nerede?
DOĞAMIZ
ÇET, HES, Nükleer santral, yol, hava alanı, köprü, tarım, konut, maden sahalarını başka alan yokmuş gibi ranta açarak Allah’ın bizler için var ettiği güzel doğamızı yok ediyoruz.


HAYVANLARIMIZ
Dünya’yı sadece insanların sanarak,  yaban hayvanların yaşam alanlarını yok ederek, sokak hayvanlarını zehirleyerek, göçmen kuşların yollarını keserek hoyratça kullanıyoruz.


GELİŞME!
Gelişmiş ülkeler, Yazarlar, Yapımcılar, Filozoflar, Bilim insanları, Akademisyenler, Siyasetçiler… Saygın, toplum eserleri, icatları, akademik çalışmaları, kitapları, resimleri ışığında yürüyerek medeniyeti yaşıyorlar.  Biz, ölümler, yargısız infazlar, idamlar, işkenceler, zindanlar, ortadan kaybedilenlerle kendi karanlığımıza bir birimizi çekerek, ağıtlar, matemler ile yol arıyoruz.  


GELİŞEN ÜLKE!
Tarım alanlarımızı sanayi ve yerleşme açarak inşat baronlarına verdik. Hayvancılık ve tarım dışa bağımlı. Elimizde bir inşaat var. Yapıp, yıkıp, söküp, dikip ”eğleniyoruz” Yabancı sermayenin kan emişine direnen üç beş milli sermaye…


MİLLİ DEĞERLERİMİZE NE OLDU?
Gelişmiş ülkeler her yıl yeni araba modeli değiştiriyor. Biz, her yıl eğitim sistemini değiştiriyoruz. Gelişmiş ülkeler her yıl kalkınmalarını yükseltiyor. Bizim sağlık sistemimiz “çökertiyoruz.” Gelişmiş ülkeler her yıl yeni teknolojilerini sıralıyor. Biz, İş cinayetleri, kadın cinayetleri, trafik cinayetleri, hastane kapılarında ölümleri, maganda kurşunlarını, uyuşturucu, fuhuş, kaçakçılık, hırsızlık dosyalarını sıralıyoruz.


BAŞARABİLİRİZ
Eşit sosyal, siyasal haklar temelinde halkların kardeşliğini pekiştirmeliyiz. Eğitim ve sağlığı dünya standartlarına çıkarmalıyız. Sanayi, tarım, hayvancılık üretimini yapmalıyız. Sosyal, kültürel, tarihi, değerlerimizi korumalıyız. Dinimizi “korku dini” olmaktan kurtarıp, sevgi dinine dönüştürerek inanç ve siyasal özgürlükleri hayata geçirmeliyiz. Ulusal kimliklerimize, inançlarımıza, dilimize, rengimize, farklılıklarımıza hoş görü ile yaklaşarak ortak ülke değerlerimiz üzerinde kurtuluş savaşı inancı ve iradesi ile bütünleşirsek, bu cennet vatan tüm insanlığa nimetlerinden sunarak insanca yaşamamızı sağlar. Asıl mesele; Bizim insani değerlerimize sahip çıkarak yaşamamız.


Hadi  hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.