“ÖZELLEŞTİRİLMİŞ” SAHİPSİZ ÜLKE…

ABONE OL
18:44 - 01/10/2020 18:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
“ÖZELLEŞTİRİLMİŞ”  SAHİPSİZ ÜLKE…


Başbakan meydanlarda ne kadar bağırsa da, ülkeyi sahipsiz olmaktan kurtaramıyor.


Bu başlığı atmadan önce çok düşündüm.


Bursa dünya kentleri ile yarışmak veya en azından onların arasına girmek için önemli yatırımlara imza atılan; tarih, turizm, tarım, sanayi ve ticaret kenti.


Böyle bir kent’te düşünün ki, Pazar sabahı kalktığınızda elektrikler kesik.


Bir yanda çocuklar yerleştirme sınavı için telaşla hazırlanacak, öte yanda çalışanlar banyo, çamaşır, ev temizliği gibi hafta sonuna planladıkları işleri yapacak, beyler gelişen siyasi olayları sanal ortamdan öğrenmek için bilgisayar ve televizyonların karşısına kurulacaklar.


Doğal olarak telefona sarılıyorsunuz. 186 denilen ve elektrik dağıtım şirketinin vatandaş ile en yakın mekanik “halkla ilişkiler” hattını arıyorsunuz.  Size sadece arıza bildirmeniz ve planlı bakım çalışmaları için yanıt veriyor. Planlı bakım için 2 tuşuna basıyorsunuz. Yanıt yok. Telefon otomatik olarak kapanıyor.


Tekrar arıyor bu sefer arıza kaydı bırakmak için 1 tuşuna basıyorsunuz. Çıkan hanım kız bölgede elektrik arızası olduğunu, saat 16.30’a kadar elektrik verilemeyeceğini belirtiyor.


Eyvah! Sabahın beşinden akşamın onaltıotuzuna kadar sürecek bir arıza…


Binada ocak bile elektrikli olduğu için çay kaynatma şansınız bile yok. Buzdolabının kapağını açmak bile tehlikeli. Bu kadar saat buzluktakiler çözülmez, dolaptakiler bozulmaz ise şanslısınız.
Çözüm yolları arıyoruz. Mecburen kendimize zorunlu bir gezi planı yapıyoruz.


Kahvaltı, öğle yemeğini dışarda yiyeceğiz. Bir sinemada vakit geçirip, uzun bir süredir görmediğimiz bir arkadaşımızı Pazar dinlenmesinden edeceğiz.


Öyle de yapıyoruz.


Akşam beşe doğru geliyoruz eve…


O ne?


Elektrikler yine yok. Tekrar sarılıyoruz telefona…  Uzun uğraşlardan sonra alınan bilgi maalesef işin yetiştirilemediği, elektriğin saat 18.30 da verileceği şeklinde.  Sabırla bekliyoruz. 18.45 e kadar bekliyoruz. Maalesef yine elektrikler yok. Yine telefon ve yine bir erteleme daha… Saat 20.30 da geleceği soruluyor.
Endişeliyiz.


Buzdolabı iflas etmiş durumda… Derin dondurucu çözüldü… Komşudan küçük bir piknik tüpü tedarik etmeye çalışıyoruz. Maalesef boş bir tüp elde ediyoruz. Doldurmak lazım. Telefon çalışmıyor. Dolayısı ile tüp temin etmekte mümkün değil.


Tam anlamı ile rezalet. Uzun bir süredir rahata alışmış olmanın dayanılmaz pişmanlığını ve kısa süreli elektrik kesintilerinin büyük kesinti için öncü depremler gibi sayılması gerektiğini düşünüp, tedbirsizliğimize kızıyoruz… evdeki şamdanları yakarak “Mumcu baba Türbesi”ne dönüyoruz…


Bu arada…


Elektrik arızasının giderilmesinin gece yarısını bulacağını düşünerek özelleştirilmiş dağıtım şirketinden bir yetkili ile irtibat kurmaya çalışıyoruz.


Heyhat…


Her seferinde aldığımız yanıt ayni. Tatil günü olduğu için özelleştirilmiş idarede kimsenin olmadığı söyleniyor… Bu sefer kızgınlık başlıyor tabii… Bursa valiliğinin telefonlarını istiyoruz bilinmeyen numaralar servisinden… Öğrenip çeviriyoruz. Öyle ya… Bu memleket bu kadar sahipsiz mi?


Valiliğin hiçbir numarası cevap vermiyor…. Acaba onuda mı özelleştirdiler?


Çaresiz akşam yemeğini de dışarıda yiyoruz. Var ki yiyoruz…


Dokuza doğru eve gelmeye karar verdik.  Binaya girdiğimizde herkes ayni durumda… Elektrik gelmiş. Bu seferde voltajlar yüksek geldiği için kiminin televizyonu, kiminin bilgisayarı, kiminin buzdolabı arızalanmış…
Bizim buzdolabının lambası yanmıyor. Diğerlerinin fişini her ihtimale karşı çektiğimiz için zayiatımız bununla kalıyor…
Ertesi günü aradığımız özelleştirilmiş Uludağ elektrik dağıtım şirketi maalesef bize arızanın yüksek gerilim hatlarından kaynaklandığını, kablo değişimi yaptıklarını belirtti.
İdare aleyhine davacı olmaya, daha doğrusu habersiz kesinti uyguladığı için şikâyetçi olmaya kararlı olduğumuzu söyledik.



Danıştığımız avukat bir sonuç alamayacağımızı,  açacağımız davanın aleyhimize sonuçlanacağını söyledi.
Gerekçe mi?


Adaletin daha önemli işleri olduğundan değil, gerekse İmzaladığımız sözleşme…


Çünkü idarenin önceden haber vermeden kesinti yapabileceğini peşinen kabul etmişiz. Bize bildirimde bulunma zorunluluğu da yokmuş. Bulunurlarsa da lütfetmiş oluyorlarmış…


İki gün parasını geç yatırdığınızda sizin elektriğinizi kesme hakkı bulunan idareyi maalesef sizi düşürdüğü durumdan ötürü şikâyet etmeye bile hakkınız yok…


Sorarım sizlere…


Böyle bir durum Acaba hangi “Avrupa Ülkesinde” yaşanır?



Yaşanırsa sonuçları ne olur?


Vatandaşına saygı duymayan; arızanın niteliğini bile tüketicisi ile paylaşamayan özelleştirilmiş bir elektrik idaresi ile arandığında tatil günü olduğu gerekçesi ile mağduriyetinizi bile iletemediğiniz bir valilik teşkilatı ne işe yarar?


Her ay fatura yazmaya ve makbuz bırakmaya gelen adamların eline hiç olmazsa bu tür uzun kesintiler için birer bildirim verilmesi ve dağıtımının yapılması bu kadar mı zordur?


Kararlıyız bakalım. Bir şekilde bu garip tutumu duyurmaya ve hakkımızı aramaya çalışacağız.
Yaptığı hatadan dönüp belki mağdur ettikleri insanlardan bir özür dilerler…


Bekleyip göreceğiz…


Taner Tümerdirim
 
 

  

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.