ÖZELEŞTİREL BAKIŞ

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Türk işçilerinin Almanya’ya gelişinin 50. yıldönümünde çok çeşitli ve renkli etkinlikler düzenleniyor.

Etkinliklerle ilgili davetiyeler arasında seçim yapmakta hayli zorlanıyorum.
Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) ile Berlin-Brandenburg İşadamları Birliği (TDU) Türkiye’den Almanya’ya göçün 50. yılında 50 Yıllık Göç Sürecine Özeleştirel Bakış adlı bir çalıştay düzenledi.
TBB bir çatı örgütü olduğu için üye olan dernek yöneticileri ve üyeler çoğunluğu teşkil etse de katılımcı sayısı oldukça yüksekti.
Almanya’da olduğunu kanıtlar gibi organizenin mükemmel akışı ve bilhassa zamana saygının insana saygı anlamına geldiğine örnek bir toplantı oldu.
Katılımcılar da çalıştığı için çok verimli geçti. Beş gruba ayrılmıştı, ama gruplara verilen zaman azdı.
Özeleştiri kavramı dikkatimi çekmişti. Zira başkalarını, hükümetleri eleştirmek daha kolaydır. Çalıştayın sonunda eleştiriden ziyade göçmenlerin ekonomik, sosyal ve kültürel konumları ele alındığını gördüm.
Alişan Genç’in toplantı sonunda sunduğu özette, Türk işçileri ile birlikte gelen akademisyen, okuryazar düşünce öncülerin vakit kaybetmeden dernekler kurup iyi işler çıkardığı görüşünü yineledi.
TBB’nin bugünkü durumunda kazandığı saygınlık övgüye değer gerçekten. Alman devlet dairelerine ve sivil kuruluşlara danışmanlık yapıyorlar.
Bitiriş konuşmasında eleştiri kendimize değil, Almanya’da gelmiş geçmiş hükümetlere ve Türkleri zor durumda bırakan kanun ve yasalara karşı idi.
O halde çalıştaya seçilen başlık işi zorlaştırdı. Hem Türkiye hem de yaşadığımız ülke Almanya’da yapılan kanun ve yasaların etkisinden, olumsuz sonuçlarını dernekler değiştiremez. Ancak bilinçlenerek uyarılabilir. Yumuşatılır, yanlışlar düzeltilebilir.
Çalıştayda beş grup vardı:
1.Kadınların Konumu
2.Kimlik Sorunu
3.İslam’ın Sosyal Yaşamdaki Yeri
4.Türk Ekonomisi: Bakkaldan Fabrikatöre
5.Basın ve Yayının Katılım Süreçlerindeki Konumu
Bu grupların çalışma konularını Berlin’den Dünya’ya açılan www.ha-ber.com haber sitemizde Orhan Önaldı ve İbrahim Cemel haberinde okuduk. Bir daha hatırlatmakta fayda var. Çalışma sonunda her grup en az beş tezini yazılı olarak sundu, grup sözcüleri açıklamalı izah ettiler.
Ana hatlarda en büyük eksiklik Eğitim ve Öğretim Konumu oldu.
Bugün başarıya ulaşmış ikinci neslin biyografilerinde iki tip alman öğretmeni görülüyor. Çocuğun başarısını, yeteneğini fark eden ve destekleyen öğretmenler. Tam tersine senden adam olmaz diyen, Türk olduğu için aşağılayıp geri zekâlı, özürlü çocukların gittiği özel okullara göndererek öğrencilerin şevkini yok etmeye çalışan öğretmenler. İkinci tipte her şeye rağmen başaranlar kendi ve ailesinin mücadelesi ile köstekleri yıkmışlardır.
İkinci tip öğretmenler hâlâ vardır. Birinci neslin torunlarına aynı, hatta daha haksız ve açık bir şekilde iyi tahsil yapmaları engellenmektedir. Üstü kapalı ayrımcılık yapılmaktadır.
 (c) İlter Gözkaya – HolzheyBu nedenle TBB ile TDU’nun bu noksanlığı gidererek, yalnız Öğrenim Konumu’nu ele alan bir etkinlik yapmasını tavsiye ediyorum.
Benim katıldığım grup, Basın ve Yayın idi. Gruba katılanlar basında deneyimi olanlardı. Zaman kısıtlı olduğundan katılımcıları teker teker tanıma fırsatı olmadı. Hepsini not edemedim. Sunucumuz hiç Türkçe dersi almadığı halde toplantıyı Türkçe idare eden Çiçek Bacık benim öğrencimdir. Hem bu nedenle hem de basın ve yayına ilgim emekli olduktan sonra arttığından dolayı bu grubu seçmiştim. Çiçek Hanım Basın ve Yayın’ın tarihini özetledikten sonra Sözcümüz Esin Özuzun çok güzel bir Türkçe ile grubun tezlerini açıkladı.
Önyargılara karşı ve çeşitlilik prensibine uyarak gençler basın ve yayında görev alacak meslekleri seçmeleri yönünde desteklenmelidir. Almanca yazan ve görsel yayınlarda görev alanların çoğalması için teşvik edilmelidir.
Ben her hafta Pazartesi günleri Hatice Akyün’ün TAGESSPIEGEL gazetesinde yazılarını bekliyorum. Daha başlığını okurken dikkat çekiyor. Son makalesi 21.10.2011 tarihinde başlık şöyle:”Danke, es geht mir gut!” Teşekkür ederim, iyiyim!
TRT, Bavyera TV, Türkiye Cumhuriyeti temsilcileri Almanya Uyum Bakanlığı, Alman Demir yolları (DB), TCDD’nin birlikte hazırladığı 50 yıldan sonra Sirkeci’den Münih’e gelen tren etkinliğini ve tüm bir gece göç konusunu işleyen Bavyera televizyon kanalında moderatör Özlem Sarıkaya’yı büyük bir hayranlıkla izledim. Görsel yayınlarda Türk kökenli çocuklarımızın görev alanları genişletilmeli, böyle bir kereye mahsus olmamalı.
Türkiye’de hazırlanan özel televizyon yayınları emlâk satışı gibi sadece ticaret amaçlı. Avrupa’daki Türkleri tek tip yaparak satış amaçlı reklâmlarla bıktırıyorlar. Burada reklâm verenlere büyük görevler düşüyor.
Kendi gazetemizi, kendi görsel yayınımızı kendimiz yapmalıyız, deyince katılımcılardan Zeki Bey hangi arz ve talebe göre diye beni haklı olarak uyardı.
Tek tip bir Türk olmadığını her fırsatta vurgulayarak herkes adına konuşmamalıyız. Bu nedenle Zeki Bey’e teşekkür ederek ben diyerek devam ediyorum.
ARTE Alman Fransız yapımı televizyon yayını benim ihtiyaç duyduğum bir televizyon kanalı.
Türkiye’ye karşı yayınları çıkarırsak çok yönlü, benim düşüncemde olanlar için böyle Alman ve Türk sentezi bir TV yayınına ihtiyaç var.
Öğrenim Konumu’nda bilgi ve bilinçlenme ihtiyaç duyanlar için Die Gaste çok kaliteli, yayın yönetmeni Zeynel Korkmaz.
Grupta basın yayın konumunda en deneyimli olan Mehmet Zağlı, beş tez sıralamasında oldukça katkısı oldu. Merhaba dergisini tanımayan, bakmayan ve okumayan yoktur. Bilhassa birinci nesil bana öğretmenim Merhaba dergisinde resmini gördüm deyince, içimden okumanızı beklemiyorum, diye düşünüyordum. Almanca ve konu ciddi olduğu için Magazin dergisine pek uymadığı halde ikinci nesil okuyordu. Duyumlarıma göre web sayfamda www.iltergh.de ,bu makaleleri Teknik Üniversitesi’nde öğretmen olacak öğrenciler okuyup tartışıyorlarmış.
Konu Eğitim ve Öğretim olunca oldukça önem kazanıyor. Yazılanlar boşa gitmesin, deneyimlerimizden gelecek nesillerin faydalanması çok güzel bir olgu.
Benim çok beğendiğim üç aylık çıkan Kültür Dergisi, yayın yönetmeni Osman Çutay. Tüm Avrupa’daki Türkleri ilgilendirecek kültürel ve sanatsal konuları işliyor.
Genel Yayın Yönetmeni Rüştü Kam olan, Eğitim Derneği Mocca Dergisi de çok kaliteli Türkçe yayınlar arasında.
Sevgili okurlarım, görüldüğü gibi elli yılda geldiğimiz noktada arz ve talepleri sıralamada bir makalede içinden çıkmak oldukça zor.
TBB ve TDU’ya başarılarının devamını diliyorum. Organize olmanın önemine tekrar tekrar vurgu yapmak istiyorum.
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.