0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Özel Olimpiyatlar 13. Dünya Yaz Oyunları (Special Olympic) bu yıl ülkemizle birlikte 185’in üstünde ülkenin katılımı ile Yunanistan’ın Atina kentinde; 24 Haziran 4 Temmuz 2011 tarihleri arasında yapılacaktır. Ülkemiz; Atletizm, Basketbol, Cimnastik, Futbol, Masa Tenisi, Voleybol ve Yüzme branşlarında 106 sporcu ve 26 Antrenör ve İdareci ile bu organizasyonana rekor bir sayı ile katılıyor.

Yazıma başlarken belirtmekte yarar gördüğüm ”Let me win! But if I cannot win let me be brave in the attempt” özel sporcuların sologanı ile adeta isminden söz ettiren bu organizasyon sanırım bu güne dek gördüğün en geniş katılımlı ve en duygu dolu bir olimpiyat olarak düşüncelerimde hep kalacaktır!
Sloganda da belirtildiği gibi özel sporcular ”Bana Kazanma şansı verin kazanamazsam bile çabamda cesur olmama yardım edin”.

Henüz kafilemiz Atinaya ulaşmadı ancak bu güne kadar yapılan hazırlıklarlarla, karşılaştığımız güzel şeyleri siz değerli okurlarımla paylaşmaktan mutluluk duyacağım;
Özel Sporcularımızın Türkiyenin hemen hemen her bölgesinden seçilerek hazırlık kampına davet edildiler. Kamp 15 Haziranda Edirne’nin Keşan İlçesinde başladı. Keşan Belediye başkanı ve Kaymakamının çok büyük ilgisi ve desteğinin yanı sıra, Keşan; İlçesinin saygın ailelerinden Şapçı Prestij Otelinin sahibi Sayın Mustafa Şapçı’nında muhteşem misafirperverliğinde çocuklarımız (her ne kadar türkiyenin muhtelif il ve ilçelerinden gelmiş olsalarda) kendilerini adeta evlerindeymiş gibi hissetiler. Bu nedenle buradan gerek Kesan Belediye başkanımıza, gerek Keşan Kaymakamımıza ve gerekse Mustafa Şapçı beyefendiye şükranlarımı iletmek istiyorum.
Oradan Otobüslerle Selanik’e gitmek üzere İpsala sınır kapısına geldiğimizde bizleri ikinci bir sürpriz bekliyordu; İpsala Belediye başkanı ve Kaymakamının düzenlediği iyi yolculuklar partisinde çoculara bir veda töreni yapıldı yeme içmenin yanı sıra, halk oyunları gösterisi ile ortalık adeta bir bayram yeri şenliğini andırıyordu# bu vesileyle İpsala Belediye Başkanı ile Kaymakamına teşekkürler.

Selanik’te Organizasyon komitesince önceden planlanan beş yıldızlı otellerdeki 4 günlük bir kamp çocukların belkide hayatlarında bir daha göremiyecekleri bir ortamı yaşamalarına neden oldu ve güzelliklere boğdu diyebilirim, adeta deniz ve havuzun sefasını çıkardılar, Selanikte bizleri hiç bir an yalnız bırakmayan Başkonsolosumuz Sayın Hüseyin Özdemir ve Başkonsolosluk çalıoşanlarına buradan sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Tüm bunların yanı sıra Yunanistan’a gitmeden önce duyulan endişelerle ilgili konuya gelince; kendimi gülmekten ve düşünmekten bir türlü alıkoyamıyorum; Nedenmi? Bizler Televizyon ekranlarında Atina’da yaşanan grev ve protestoları gördükçe ne yapacagımızın endişesine düşmüştük ancak buraya geldiğimizde sanki hiç bir şey yokmuş gibi görünen Yunanistan’da, her hangi bir olayla karşılaşmadığımız gibi hiç bir zorlukla’da karşılaşmadık. Nedenini sorduğumuzda’da aldığımız cevap asında bizleri hem güldürdü ve hemde düşündürdü. Güldürdü çünkü buradaki protestoların altında yatan asıl neden (Kuşkusuz Kemer sıkma politikası yatıyor ama) yunan insanı pek sıkıntıya gelmeyen rahat bir toplum, memurların ikramiyeleri tamamen kesilmiş ve maaşlarında da biraz düşme olmuş tüm sorun bu! Bunun için millet sokağa dökülmüş. Oysa şu anda aldıkları ortalama maaşlar bizim ülkemizde en üst düzeydeki memurun aldığı maaştan daha fazla!!!
Beni düşündüren asıl şey ise! Ülkemizdeki halkımızın çoğu işsiz, açlık sınırının altında yaşıyor olması ve ayrıca asgari ücretlerin karşılığı 350-400 Euro iken insanlarımızın hala duyarsız olmaları ve hiç bir şeye tepki göstermemeleridir!

Dahada acı olanı bu durumun kaderleri olduğunu acıkça belirterek kuzu kuzu yatmalarıdır. Bu durumlarını kadercilikle açıklayıp, buna inanarak tanrılarına şüktetmeleri dahada üzücüdür bence. Ancak bu insanların bırakın sokağa dökülmeyi evlerinden dahi çıkmaya bile güçleri yok ancak bir file yiyecek uğruna var olan iktidara % 50 oy verecek kadar çekinmeden sandıklara koştular mutlu ve sağlıklı yaşamlar dileklerimle.