0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yıllar var ki bu ülkede siyasilerin her biri bir şekilde dini kullanmıştır. Kimi benimseyerek(!) kimi çıkar için, kimi karşı durarak ama mutlaka oy için!.. Bundan böyle de ama o ama bu şekilde kullanılacağı da çok belirgin!

Her siyasete soyunanın, her iktidara talip olanın mutlaka bir inancı vardır ve ne kadar siyasete alet etmemeye çalışsa bile, mutlaka kenar köşesinden yansıyacaktır duruşuna.

Ama madem ki illa da dinimi, illa da inancımı tümüyle yansıtacağım, sergileyeceğim deniliyorsa da doğrusuyla, layıkıyla sergilemeli ki biz de şapka çıkartıp alnından öperek, anamızın ak sütü gibi helal ederek oyumuzu verebilelim kendilerine…

…….

Hazreti Muhammedin dediğince; çalışanın emeğinin karşılığını, teri soğumadan ve hakkınca ver. Yanlış yapmak yerine, gördüğün yanlışları düzelt. Az sonra öleceğini bilsen bile fidan dik!..

Hz. Ömer gibi; oğluna verilen en ufak hediyeyi bile, kendisine kızarak, hazineye iade etmesini emret. Sana ikram edilen yemeğin en güzel yerini, “Bunu benden ziyade hak edenler var; halkımda açlar varken, bu benim boğazımdan geçmez diyerek yeme, ihtiyaç sahiplerine verilmesini söyle. Ülkendeki her yoksulluktan, her yoksunluktan, her çileden, kendini sorumlu tutarak gereğini yap!.. Faruk, (haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı ayırmakta güçlü olup adaleti tam yerine getiren) olarak bilin ve anıl onun gibi!..

Hz. Ebu Bekir gibi zengin ol, hem de çok zengin ol ve onun gibi çok servet sahibi olma arzusunda, gayreti ve çabasında ol ama helalinden ama her defasında, ihtiyaç sahiplerine dağıtarak sıfırla ve yeniden aynı gayret içine gir!.. Onun gibi Sıddık (Hiç yalan söylemeyen, daima doğru konuşan, sözünün eri) diye bilin ve anıl her konuda, her daim!..

Hz. Osman gibi meleklerin bile kendisinden utandığı, Hz. Muhammedin, birbiri ardı sıra verdiği kızları vefat edince, “Üçüncü bir kızım daha olsa, sana verirdim” diyebildiği kadar güzel ahlaklı, salih mümin ve sevilir ol!..

Hz. Ali gibi, Murtaza (Allah’ın kendisinden razı olduğu kişi, beğenilmiş, seçilmiş, güzide kişi) ol!..

Bilimsel olsun bakışların, insanlık, sevgi, merhamet, vicdan kokuşlu olsun kucaklayışların!..

“Dinde baskı – zorlama yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah’a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir” (Bakara/256) ayetini unutma!..

Kin, nefret, intikam duygularından arınarak sevgi olsun, tebessüm olsun bakış ve davranışlarında!..

Bağırma, hakaret etme, aşağılama, küçümseme, öteleme!..

Demokrat olmanın ne ve nasıl olduğunu iyi bil ve uygula, eleştirilere açık ol ve düşün üzerinde; öz eleştiri ve empati yapabil!..

Ne sadece inancında olanları bağrına basarak, diğerlerini dışla ve düşman ol; ne de, kendin inanmasan da, inanıp inancını yaşayanları dışla ve de aşağıla!..

Allah’la aranda olana karışma ve laf etme hakkımız yok, suçlamak ve yaftalamak da haddimiz değil; ister inan, ister inanma ama inanıyorsan, “Her ne olursa olsun, affedebilirim ama kul hakkıyla gelme bana” dediğini asla unutma!..

Vaatlerin, duruşların o koltuğa oturana kadar olmasın, oturunca sözlerini unutma, inkâr etme!..

İnanıyorsan ve böyle yansırsa inancın, böyle uygularsan, talebine gerek yok; her kim olursan ol, hangi partiden olursan ol, şapka çıkartarak alnından öper, ak sütümü oğluma helal edişim gibi helal ederim ve oyum sana!

Perihan Reyhan Alkan